Üsküp'te "Suriye ve Türkiye'nin Afrin'deki Askeri Müdahalesi" Paneli

SETA Vakfı Dış Politika biriminde araştırmacı Can Acun, Zeytin Dalı Harekatı kapsamında, hem Türkiye'ye yönelik sızmaların hem de başta Reyhanlı, Kilis olmak üzere meskun mahallerin örgüt tarafından doğrudan vurulmasının engellenmek istendiğini söyledi.

Makedonya'nın başkenti Üsküp'te "Suriye ve Türkiye'nin Afrin'deki askeri müdahalesi" başlıklı panel düzenlendi.

Demokrasi ve Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen panelde SETA Vakfı Dış Politika biriminde araştırmacı olarak görev yapan Can Acun, Kalkandelen Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin İzeti ve Rahibe Teresa Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rizvan Sulejmani, Suriye'deki son gelişmeler ile Türkiye tarafından yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin sunumlarını gerçekleştirdi.

Acun, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, "Temelde Afrin'deki PKK ve onunla birlikte hareket eden çeşitli terör unsurlarını elimine etmeyi amaçlıyor harekat ve planlandığı şekilde başarıyla icra edilmeye devam ediyor. Nihayetinde ilk etapta özellikle Türkiye ile Afrin arasındaki 130 kilometrelik sınır hattının terörden arındırılması hedefleniyordu. Çünkü hem Türkiye'ye yönelik sızmalar hem de başta Reyhanlı, Kilis olmak üzere meskun mahallerin örgüt tarafından doğrudan vurulması engellenmek isteniyordu." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. İzeti de Türkiye'nin Afrin'e olan askeri müdahalesinin dünyada en çok tartışılan konular arasında yer aldığını hatırlattı. Dünyanın, yeni bir medeniyet ve toplum kavramı inşa etme çabasında olduğunu ifade eden İzeti, Francis Fukuyama ve Samuel Huntington tarafından tasarlanan sistemin dünya barışının inşasında başarısız olduğunu belirtti.

İzeti, "Şimdi dünyanın düzenlenmesi için yeni bir yol bulunma çabası mevcut. Türkiye bu doğrultuda belirleyici role sahip olacak. Bunlardan ilk neden, yavaş yavaş dünyadaki Müslümanların temsilcisi bağlamını almakta. Aynı şekilde 90'lı yıllardan bu yana neoliberalizm ve Batı konseptinin başarısız olduğunu gösteren bir lokomotif gibi. Modernizm bu şekildeki davranış ile kötü olduğunu gösterdi. İnanıyorum ki ilerde yeni bir fikir, biraz daha farklı medeniyet, kültür ve toplumsal yapı ile karşı karşıya kalcağız ve Türkiye'nin belirleyici rolü olacak." değerlendirmesini yaptı.