Üretim Kaybının Tahsili Zulümdür

Kayıp-kaçak bedellerinin vatandaşa yansıtılmasıyla ilgili Meclis'e gelecek olan düzenlemeyi eleştiren Avukat Esat Yaygın, bunun haksızlık olduğunu söyledi. Üretim kaybının kayıp-kaçak gibi gösterilip bunun vatandaştan çıkarılmasının planlandığını kaydeden Yaygın, düzenlemeyle tüketicinin hak arama yolunun da kapanacağını belirtti

Bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) elektrik dağıtım kalemlerinde yer alan kayıp-kaçak bedellerinin faturaya yansıtılmasının yasal zemine oturtulması bekleniyor. Vatandaşın en çok şikâyet ettiği konuların başında gelen bu kalemler, yeni düzenlemeyle elektrik dağıtım ve görevli tedarik şirketlerinin kayıp­kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim sistemi kullanımı ve dağıtım bedelini tüketiciden alması yasal altyapıya kavuşturulması bekleniyor. Dün Gazete İpekyol'da da gündeme gelen bu düzenleme şayet Meclis'ten bu haliyle geçerse, vatandaşların sürekli şikâyetleri arasında bulunan bu kalemler, tüketiciyi daha da mağdur edecek. Zira tüketicinin şuanda bu zulme yasal itiraz hakkı var. Yeni düzenlemeyle artık itiraz hakkı elinden alınmış olacak.

YAYGIN: ÜRETİM KAYBINI VATANDAŞTAN ALACAKLAR
Kayıp-kaçak bedellerinin dürüst vatandaştan alınmasının bir zulüm olduğunu kaydeden Avukat Esat Yaygın, yeni düzenlemeyle vatandaşın hakkını aramak için gittiği hukuki yolların elinden alınacağı hususunun özellikle altını çizdi. Urfa'daki kayıp-kaçağın yüzde 75'nin üretim kaybı olduğunu dile getiren Yaygın, bu bedelin alınmasının haksızlık olduğunu vurguladı. Yaygın, "Elektriğin barajdan, tesislerden vatandaşın evine ulaşana kadar açık tellerden meydana gelen kayıp Urfa'daki kaçağın ortalama yüzde 75'ini oluşturuyor. Bu bizim, Ticaret ve Sanayi Odası'nın ve diğer odaların resmi kayıtlarıdır. Urfa'daki elektrik kaçaklarının ekseriyetini üretim kaçakları oluşturmaktadır. Üretim kayıpları neden bu kadar çok oluşuyor? Biz Atatürk Barajı'ndan elektriği doğrudan almıyoruz, Keban Barajı'ndan alıyoruz. Keban'daki elektrik önce Adana ve İstanbul'a gidiyor ondan sonra bize geliyor. Bu döngüden dolayı yüzde 75 kayıp meydana geliyor. Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri de bunu gündeme getirdi. Bu iletim kaybının vatandaştan alınması çok büyük bir haksızlıktır. Bunun yanı sıra kaçak elektrik bedelinin de alınması haksızlıktır. Oradaki kurum ya da devlet, kaçağı önleyemiyorsa bunun tahsilinin vatandaştan çıkarılması zulümdür" dedi.

'SAYAÇLARA NE YAPIYORLARSA ARTIK…'
Yaklaşık sekiz yıl TEDAŞ'ta kurum avukatlığı yaptığını kaydeden Yaygın, yeni düzenlemeyle vatandaşların haklarını arama yollarının elinden alınacağını belirtti. Kaçağı kontrol edemeyenlerin bunun cezasını vatandaştan çıkarmaya kalkıştığını dile getiren Yaygın, dağıtım şirketlerinin sayaçların kontrol etme yöntemlerini de eleştirdi. Yaygın, "Bir de bu yetmiyormuş gibi çeşitli bahanelerle (sayacın camı kırık, sayaç bozuk vb.) vatandaşa ceza kesilebiliyor. Kurum tarafından kontrole götürülüp de sağlam olan tek bir sayaç bile yok, kontrollerde sayaçlara ne yapıyorlarsa artık. Sekiz yıl TEDAŞ'a avukatlık yaptım, oradaki arkadaşlar dışarıdan mobil bir ekibin geldiğini, bu ekibin bizden önce evlere girip içerideki sayaçları kırdığını ve sayaç yok diye tutanak tuttuklarını söyledi. Bütün bunlar geçtiğimiz dönemlerde yaşandı. Bu kayıp kaçak yasasının özel bir firma ya da üretim kayıplarını telafi etmek için çıkarılmasını doğru bulmuyorum. Bana göre yanlış bir uygulama, olmaması gereken bir yasa. Düzenleme yaparken haklı mı, haksız mı pek bakılmıyor. Kaçağı kontrol edemeyince yasa çıkarıp hesabı vatandaşa kesmenin hiçbir mantığı yok. Yargıtay en son verdiği kararda kayıp-kaçağın vatandaştan tahsil edilemeyeceğine karar verdi. Bu durumda dava açanların hepsi kazançlı çıktı. Şimdi Yargıtay'ın önünü kesmek için bir iki maddelik yasa düzenlemesi yapıp vatandaşın hakkını aramasının da yolunu kesecekler. Kanun çıkarabilirsiniz lakin hukuki zemini olmayan kanunlar vatandaşı mağdur etmekten başka bir netice getirmez" dedi.(Kaynak: Gazeteipekyol)