Unun ve Suyun Birleşimi Sihir Gibidir!

"Un bütün sessizliğiyle tezgâhınızın üzerindeyken, eklediğiniz her damla su ona hayat katmaya başlar. Ateşin gücüyle pişmeye başladığında mis gibi kokusunu duyarsınız. İşte bu koku milyonlarca insana kendini iyi hissettirir. Çünkü bu hayatın büyüsüdür!"

Saf ve el değmemiş buğdayın izini süren Aydan Üstkanat meraklısı için Un'un hem tarihini anlatıyor hem de tarifini veriyor. M.Ö. 4000 yılından beri hayatımızda olan insanlığın kadim dostu Un'a saygı niteliğindeki yeni kitabıyla Üstkanat, en önemli reçetelerini ve kendi mutfağına ait sır tarifleri paylaşıyor.

Un Altın Kitaplar etiketiyle 6 Mart'tan itibaren tüm kitapçılarda!
#yapyepaylas

Roma bir buğday imparatorluğuydu.
ABD ise bir mısır imparatorluğudur, obezler yaratan!
Ben, buğday imparatorluğunun çocuğuyum...

Rafine şekeri soframdan çıkaralı çok oldu. Yediğim her şeyin mevsiminde olmasına dikkat ediyorum. Ahlaklı tüketimi kendime hayat tarzı haline getirdim. Yemek konusunda sahip olduğum katı prensipleri bilenler, un kitabıyla karşılarına çıkmama şaşırmış olabilir. Aslında canınızın istediği çöreği, böreği kendinizin yapabilmesi, hazır gıdalardan uzak durmanızı sağlayacaksa unu yoğurmak hayati bir mesele haline gelebilir. Lütfen şunu aklınızda tutun: Roma bir buğday imparatorluğuydu. ABD ise bir mısır imparatorluğudur, obezler yaratan.

Ben buğday imparatorluğunun çocuğuyum. 20. yüzyılda genetiği ilk değiştirilen ürünün buğday olduğunu bilirim ama siyez gibi hâlâ saf, el değmemişlerinin olduğunu da bilirim. Yapısının değişmesi kadim dostumuzun suçu değil. Onun yaptığı tek şey kendisini yetiştirenlerin karnını doyurmak, avcı-göçebe toplumların yerleşik hale gelmesini sağlamak.