Uluslararası Sistemdeki Mevcut Krize Dair Tarihten Fikirler Paneli Antalya Diplomasi Forumu'nda Gerçekleştirildi

Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2024'te düzenlenen "Düzenden Karmaşaya? Uluslararası Sistemdeki Mevcut Krize Dair Tarihten Fikirler" başlıklı panelde, uluslararası sistemin geleceği ele alındı.

Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu, Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde ikinci gününde devam eden forum kapsamında gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Washington Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat üstlendi.

Leeds Üniversitesinden Prof. Dr. Salman Sayyid, uluslararası sistemde hayal gücü eksikliğinin ve tarihsel düşünce yönetiminin kaybedildiğini belirterek, "Sorunlara karşı küçük çözümlerle ilerliyoruz ve şu anda bir soykırım ile karşı karşıyayız. Bizi soykırım olmadığına ikna etmeye çalışıyorlar. İki yıl önce Ukrayna'da olanları konuşuyorduk ama bugün Ukrayna kadar Filistin konuşulmuyor." dedi.

Sunulan dünya düzeninin krizlere çözüm üretemediğini ifade eden Sayyid, "Liberal uluslararası sistemin yeniden düşünülmesi gerekiyor. Bundan da önemlisi Batı merkezli düzen sonrası ne yapacağımız ve hazırlıklı olup olmadığımızdır." diye konuştu.

Sayyid, mevcut düzenin doğru işlemesi için İslami nefretin yok edilmesi gerektiğinin de altını çizdi.

North Carolina Üniversitesinden Prof. Dr. Cemil Aydın da mevcut düzeni anlamak için daha geniş çerçevede bakılması gerektiğini söyleyerek, "Filistin meselesi önemli bir örnek. Güney Afrika'nın bu noktadaki duruşu, küresel sistemde ahlaki bir liderliği temsil etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yapısını da eleştiren Aydın, Filistin ile ilgili alınan kararların buradan geçmediğini hatırlatarak, "Avrupalılar, iyi değerleri dünyaya yaydı ama apartheide karşı gibi dururken aslında durmadılar. BM de sorunun çözümü değil kendisidir." ifadesini kullandı.

Cambridge Üniversitesinden Prof. Dr. Ayşe Zarakol ise Moğolların hakim olduğu sistemde Avrupa'nın merkezde olmadığına dikkati çekerek, bunun gibi birçok örnek sıralanabileceğini belirtti ve dünya sistemindeki merkezin her dönemde değiştiğine dikkati çekti.