Uluslararası Güvenlik ve Strateji Sempozyumu Yapıldı

– İstanbul Esenyurt Üniversitesi (İESU) 1'inci Uluslararası Güvenlik ve Strateji Sempozyumu'nu düzenledi. İki gün sürecek sempozyumda farklı ülkelerden uzmanlar, Türkiye ve Rusya arasındaki bilimsel, teknolojik ve ekonomik iş birliği konularını ele aldı. Etkinlikle, iki ülke ilişkilerinin derinleşmesine katkıda bulunmak hedeflendi.

Sempozyumu organize eden İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sait Yılmaz, "Etkinlikte, 26 konuşmacı yer alıyor, 6 oturum yapacağız. Sempozyum için 6 farklı ülkeden uzman üniversitemize geldi. Amacımız, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri mümkün olduğunca kurumsallaştırmaktır. Üniversite olarak bu konuda öncü rol oynamak istiyoruz. Sempozyumu her yıl düzenlemeyi düşünüyoruz. Her yıl daha fazla katılımcıyı ağırlayacağız" dedi.

RUSYA İLE İLİŞKİLERİ DERİNLEŞTİRMEK AMAÇLANIYOR

Prof. Dr. Yılmaz, "Son 15 yılda görüldü ki, Türkiye'nin ilişkileri sadece Batıya odaklı olmaktan çıkmalı, zenginleşmeli, yeni projeksiyonlar kazanmalıdır. Nitekim Orta Doğu'yla birlikte ilişkilerimizde yeni bir projeksiyon ortaya çıktı. Rusya ile Soğuk Savaş sonrası ilişkilerimiz turizm ile başladı, şimdi güvenlik konuları yanında ekonomi öne çıkıyor. Güvenlik ilişkilerimiz ise barış ve işbirliğine yöneldi. Nitekim S-400 hava savunma sistemi alıyoruz. Türk-Rus ilişkileri diğer ülkelere alternatif değil bunların tamamlayıcısı hatta güçlendiricisi olacaktır. Yani Türkiye'nin Rusya ile olan güçlü ilişkisi batıya, Orta Doğu'ya ve Orta Asya coğrafyasına da katkıda bulunacaktır. Dolayısıyla bu ilişkileri ne kadar kurumsallaştırırsak iki ülkenin yararına olduğu gibi o bölgelerin de çıkarına olur" diye konuştu. Prof. Dr. Yılmaz, artık Rusları, Batılı kaynaklardan değil Rusya'dan öğrenmeli, bunun için de akademik dünyadan başlayarak sanayi ve diğer alanlarda ilişkileri kurumsallaştırmak, böylece derinleştirmek niyetindeyiz" dedi.

Sempozyumun hayırlı olmasını dileyen İstanbul Esenyurt Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Orhan Özyurt da, "Bizim öğrencilik yıllarımızda 78 kuşağında, en büyük tehlike olarak komünizm ve Rusya gösterildi. O zaman genç aklımla Rusya'nın kapı komşumuz olduğunu, NATO gereği Avrupa ve ABD'ye bağlı olduğumuzu düşünüyordum. Bu yaşıma geldiğimde gördüğüm o zaman düşüncelerim ne kadar doğruymuş. İnşallah dünyamız özellikle de bölgemiz huzurlu bir çözüm bulunur" ifadelerini kullandı.

Sempozyumun sonunda yayınlanacak bir bildiri kitabı yayınlanacak. Prof. Dr. Yılmaz,  ülkemizde yeterli sayıda Türk-Rus Araştırma Enstitüsü'nün kurulmasını ve burada çeşitli disiplinlerden uzmanlar çalışması ihtiyacını belirtti. - İstanbul