Uluslararası 2. Helal ve Sağlıklı Gıda Kongresi 10 Kasım sabah 09' da başlayıp 16.30' a kadar süren değerlendirme oturumlarının ardından yapılan plaket töreni ve NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker'in kapanış konuşmasıyla sona erdi. Dört gün süren ve yurt dışından 50 katılımcının bildiri sunduğu kongrede altmışın üzerinde sözlü bildiri ve 65 poster bildirisi sunuldu. Yoğun ilgi gören kongreye günlük ortalama 800 dinleyici katıldı.
Kongrenin son günü gerçekleşen değerlendirme oturumlarının sonuncusunda Prof. Dr. Hamdi Döndüren oturum başkanlığı ve bir sunum yaptı.
Oturumda ki konuşmacılar sırasıyla şunları dile getirdiler: Prof. Dr. Saffet Köse: "Kur'an-ı Kerim ısrarla temiz ve helal gıda üzerinde duruyor. Yeryüzünde her şeyin kendine özgü bir fıtratı var ve onu bozmayın. İnsanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı. Başka bir ayette kara, deniz ve sema insanlığın kullanımına verilmiştir, deniliyor. Bütün peygamberlere ve insanlara temiz ve helal olanları emrediyor Cenab-ı Hak. Tayyib kavramı üzerinde durmak istiyorum. Bir hocaya bu helal mi haram mı diye sorduğumuzda eğer helal diyorsa işte helal budur; ama Tayyip ise içinize sinen şeydir. Bir diğer konu ise insanların aldığı gıdaların davranışlarına etki ettiği. Helal ve temiz gıda alıyorsanız iyiliğe, haram gıda alıyorsanız kötülüğe yönlendirdiğine dair bilgiler var. Helalde sevap haramda günah var. İnsanlar yasaklanan şeylere karşı bir hırs gösteriyor. Halbuki insanlar harama gitmesin diye mutlaka alternatifleri yaratılmış. Önemli olan o helali aramaktır. Haramlık delil gerektirir. Bir şeye haram diyorsanız delil getirmek zorundasınız." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Muhlis Akar : " Dualarımızın, ibadetlerimizin kabulü için aldığımız gıdalar son derece önemli. Aldığımız gıdalar nesillerimizi, geleceğimizi ve sağlığımızı etkiliyor. Bir de Müslümanlar olarak varlığımız açısından önemli. Biz Müslümanlar olarak İslam adına hayata bir mesajımız ve farklılığımız olmayacak mı? Hayatın bütününe yönelik çok zorunlu hallerde sınırları çok zorlamadan ihtiyatlı hareket edilmesi kanaatindeyim. Biz neden suyun rengi, tadı, kokusu bozulmamışsa o suyu yeterli görüyoruz. Günümüz şartlarında radyoaktif ve kimyasal etkiler var. Helal gıda toplantı ve ilmi faaliyetlerin belgelendirme faaliyetlerinin sonucunda hedef sadece tükettiğimiz gıdaların helal ve sağlıklı olup olmadıklarının tespiti olmamalıdır. Bununla birlikte asıl hedef, değerlerimize uygun üretim ve tüketim yapılması için tüketici talebi oluşturmak. Üretimden tüketime kadar helal ve tayyip ilkelerinin hayata geçirilmesine katkı sağlamak olmalıdır." dedi.
NEÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çeker: "Biz değerlendirme konuşması yapacağımıza göre daha iyi olmasını arzu ettiğimiz noktaları da burada belirtmemiz gerekiyor. Şahsen tebliğler arasında şu konuların da olmasını bekliyordum: Gıda felsefemiz, gıdalardaki renklerin insana etkisi, Yahudilerin damgasıyla ilgili, hayvan kesme şekilleri ve bu konudaki ihtilaflar, gıdaların genetiğe etkisi, gıda ekonomisindeki ideolojik etkiler konularında da tebliğ olmasını dilerdim. Beyaz adamın dünyaya empoze ettiği bir felsefe var: "Mümkün olduğu kadar tükettirelim. Dolayısıyla ürettiğimiz ürünleri onlara satalım. Onlar bizim pazarımız olsun. Bir de onlar için bir hayat tarzı belirleyelim. Bu hayat tarzının adı da modernizimdir." İşte gıda anlayışımızda bu gıda felsefesinin etkisi vardır. Bence çevreciler aslında çevreyi bozan bir numaralı düşmanı tespit edememektedir veya etseler bile eylemlerinde bunu göremiyoruz. Çevreyi bozan bir numaralı suçlu İSRAFTIR. Tüketimi teşvik etmek şunlara sebebiyet veriyor: Çok tüketim çok üretimi, çok üretim çok hammaddeyi, hammadde de çevreden bir takım şeyleri almayı gerektirir ve o da zaten çevreyi bozuyor. İsraf edenler çevrenin bozulmasında bir numaralı suça ortak olmaktadır." açıklamalarında bulundu.
Son konuşmacı olarak oturum başkanı Prof. Dr. Hamdi Döndüren müzakeresinde şu açıklamalarda bulundu: "Peygamberimiz (sav) bir hadiste şöyle buyuruyor; köpek dişi olan bütün kara hayvanları ve pençeleriyle avını yakalayıp parçalayan ve laşe yiyen kuşlar haramdır. Bu hayvanların hangileri olduğunu veteriner bilimine bırakıyoruz. Bir hayvan hangi çeşit yemle besleniyorsa yediği gıdalar etine geçer ve eti yiyen insana da zarar verir. Bu havanların salyası da haramdır. Ama öbür yandan gagalı hayvanlar içtikleri suya salyasından bir şey bırakmıyor. Bu yüzden bu kuşların içtiklerinden arta kalan sular haram değildir .İçinizden geldiği gibi canınız ne istiyorsa sonuna kadar yiyin, için tarzında bir anlayış var. Kur'an'da yiyiniz içiniz israf etmeyiniz buyruğunca biz "israf etmeyin" cümlesini genellikle şöyle algılıyoruz; sofrada artık bırakarak çöpe atmayalım. Doysanız bile sofradakileri yiyin bitirin. Midemizde yer kalmayacak şekilde yeme yoluna gidiyoruz. Aslında sofradan tam doymadan kalkılabilinse, Kur'an ve sünnete göre hareket edilse zaten sağlığımızı koruyabileceğiz demektir. İslam bugün ki bilimlerle örtüşen çok güzel ölçüleri getirmiştir."
Kongrenin kapanış konuşmasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker şunları söyledi: "Dört gün boyunca çok farklı alanlarda her biri kendi alanında ayrı bir kongre düzenlenebilecek düzeyde ağırlığı olan konu başlıklarında oturumlar gerçekleştirildi. Yurt dışından ve yurt içinden bu oturumlara katkısı olan tüm dostlara, akademisyenlere kalbi şükranlarımı sunuyorum. Değerli katılımcılara da katılımlarından dolayı teşekkürlerimi iletiyorum. Hassas bir konuda dikkatli bir çalışma yürütülerek ortaklaşa düzenlenmiş olan bu kongrenin ismi burada zikredilen ve edilmeyen bir hayli geniş organizasyon komitesi var ve bunlara da teşekkür ediyorum. İnşallah daha güzel toplantılarda bir arada olmayı diliyorum. Tabi konunun uluslar arası ilişkilerden ekonomiye, genetikten fıkha, dini anlamda medya sektörü ile olan ilişkiden tutun toplumun geleceğine yönelik düzenlemelere ve nano teknolojiye kadar bir çok alanı kapsayan geniş bir alanda pek çok şey söylendi.
Bir hocamızın söylediği gibi "Her bir sunu ve bildiri soruları azaltmadı aksine soruları çoğalttı bazıları çözüm önerdi bazıları yeni sorular ortaya koydu." Bu anlamda bu toplantıların önümüzdeki günlerde tekrarı gündeme gelecektir mutlaka. Ben hepimize sağlık, afiyet ve helal içerisinde sağlıklı bir gıda tercihinde bulunarak hayırlı uzun ömürler diliyorum. Bu anlamda yurt dışından 50 katılımcının içerisinde Rusya'dan Malezya'ya, Güney Afrika'dan Suudi Arabistan'a, Tunus'tan Irak'a hayli geniş bir yelpazede İslam coğrafyasında bu konuyu kendine dert etmiş bir çok insan burada bizimle beraber oldu. Ben şahsen kendilerinden çok istifade ettim. İslam toplumunun birbirine ihtiyacı olduğunu bilimsel alanda bir yere gelmek istiyorsak işbirliğinin bu alanda da yoğun bir şekilde devam etmesi gerektiğini vurgulamak istedim. Elbette bu konularda bizden önce çalışmaya başlamış ülkeler var. Bizden geride olan ülkeler var . Bizim öğreneceklerimiz ve öğreteceklerimiz var. Bu tür toplantıların bu tür işbirliklerine vesile olduğunu görüyoruz. Bu anlamda TSE ve İslam Örgütü ile birlikte çalışan SMIIC'e ve SMIIC Genel Sekreteri Haluk Dağ'a teşekkürlerimi sunuyorum. Ortak bir terminoloji oluşturabilmek bile sadece kendi başına bu kongrenin bir hedefiydi. Yine toplum nezdinde farkındalık oluşturmak bu konuya dikkat çekmek hedefimizdi. Bu konuda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. İnşallah gelecek günlerde daha güzel toplantılarda sorunlarımızı azaltmış çözüm yollarımızı arttırmış bir şekilde birbirimize destek olduğumuz günlerde bir araya gelmek dileğiyle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyor şükranlarımı sunuyorum."
Kongre sonunda Rektör Prof. Dr. Muzaffer Şeker konuşmacılara plaket takdim etti. Plaket takdiminin ardından toplu resim çekild.
Son Dakika › Güncel › Uluslararası 2. Helal ve Sağlıklı Gıda Kongresi Sona Erdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?