Sigara içenlerin hastalığı olan akciğer kanseri nedeniyle, her yıl Türkiye'de 35 bin kişi hayatını kaybediyor.
Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) tarafından düzenlenen Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi sona erdi.
Nevşehir'in Ürgüp ilçesinde gerçekleştirilen kongrede 1'i yabancı 123 öğretim üyesi oturum başkanı ve konuşmacı olarak görev aldı. 300'ü aşkın katılımcının takip ettiği kongrede; 2 konferans, 18 panel, 2 Kurs, 49 poster bildiri ve 12 sözel bildiri, 1 münazara, 1 uydu sempozyumu 2 interaktif sunum gerçekleştirildi.
Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) Başkanı Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, akciğer kanserinin, dünyada ve Türkiye'de kanserden ölümlerin en sık nedeni olan önemli bir sağlık sorunu olduğunu ve bu nedenle Türkiye'de düzenlenen en geniş kapsamlı kongre olması dolayısıyla bu kongrenin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Türkiye'de her yıl yaklaşık 35 bin kişinin akciğer kanserinden dolayı hayatını kaybettiğini vurgulayan Mandel, akciğer kanseri olgularında sigara kullanım oranının yüzde 85-90 arasında olduğunu ve bu nedenle sigara tüketiminin bir an önce azaltılması gerektiğini vurguladı.
Akciğer kanserinin, genelde sigara içenlerin hastalığı olduğunu ve yüzde 85 aktif sigara içenlerde veya yakın zamanda sigarayı bırakmış olanlarda saptandığını ifade eden Mandel, yüzde 5 oranında da pasif sigara içicilerde de akciğer kanseri görüldüğünü ifade etti. Hiç sigara içmemiş kişilere göre sigara içenlerde akciğer kanseri görülme riski 20 misli fazla olduğunu ve sigara içmeyi bırakanlarda, içmeye devam edenlere göre akciğer kanseri riskinin azaldığının görüldüğünü kaydeden Mandel, erken teşhis ve doğru tedavi yöntemlerin önemini vurguladı. Mandel: "Akciğer kanserinin tedavisi kadar tedavi süresince veyahutsa tedavisiz oldukları dönemlerde mevcut şikayetlerinin kontrol edilmesi de çok önemli. Öksürük, balgam ve benzeri şeyler tabii ki çok önemli ama onunun yanı sıra kanser hastalarının oldukça önemli başka sorunlarıda var. Bunlar arasında; psikolojik yaklaşımlar, ağrıların kontrol edilmesi, ailevi sorunlarının ortaya konulup onlarında düzeltilmesi gerekmektedir. Kanserde beslenme çok önemlidir. Kanserin ortaya koyduğu bir takım hormanal, homoral faktörlerle bazen Kanser Kaşı Etkisi dediğimiz aşırı kas erimesi ve zayıflamalar görmekteyiz. Bunlarında kontrol edilebilmesi için hem düzgün beslenme, bol miktarda protein ve her türlü beslenme ürününden faydalanılması gerekmektedir. Bu yüzden istiyoruz ki hastalarımızın yaşan kalitesini yükseltecek yaklaşımlarımız olsun. Bu kongrenin de ilk gününde bir Destek Tedavi Kursu düzenledik. Burada akciğer enfeksiyonları, bulantı, kusma, hazım ve sindirim sistemi belirtileri ile ilgili bütün bulgulara yer verdik. Bunlar tedavinin hem düzenli yapılabilmesi hem de kaliteli bir yaşamla beraber hastayı idame ettirebilmek için gerekli olan bulgulardır. Mutlaka hastalara ve ailelerine hekimlerinde katılacağı bir psikolojik yaklaşım, zaman zaman ilaç kullanmaları ve morallerini yüksek tutmalarını sağlamak gerekmektedir" dedi.
Akciğer Kanserleri Derneği (KAD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turhan Ece ise akciğer kanserinin Türkiye'de çok sıklıkla görüldüğünü ve bunun en önemli sebebinin Türk halkı arasındaki yüksek orandaki sigara tüketimi olduğunu ifade etti.
Türkiye'de sigara içenlerin sayısının 2010 yılı için 14 milyon olduğunu ve 2020'de bu sayının 16 milyona çıkmasının beklendiğini ifade eden Ece, sigara tüketiminin akciğer kanserine yakalanma riskini ciddi ölçüde arttırdığına işaret etti.
Tıp dünyası olarak son yıllarda akciğer kanserine karşı erken teşhis ve tyeni tedavi yöntemleri konusunda önemli çalışmalar yapıldığını ve Türkiye'de bu konuda bir takım gelişmeler olduğunu belirten Ece: „Akciğer kanseri maalesef ülkemizde çok yüksek oranda görülmekte. Yılda yaklaşık 35 bin insanımızı bu nedenle kaybetmekteyiz. Burada en önemli etkolojik faktör de yüzde 90 oranında sigara. Sigara da akciğer kanserini oluşma riskini 20 kat ve daha fazlasını arttırıyor. Ülkemizde böyle bir gerçek varken tabii ki insanlarımızı bu hastalığın oluşumu konusunda bilgilendirmek, farkındalık oluşturmak
ve erken tanıya yönelik olarak da en düşük maliyetle, en iyi şekilde, en erken tanıyı sağlayabilecek bir takım yöntemleri bulmak zorundayız. Burada radyolojik görüntüleme yöntemleri olmakla birlikte yine yapılan çalışmalar gösteriyor ki solunum yollarını muayene eden bronkoskopi ile ilgili gelişmeler var. Bunlardan bir tanesi otofloresan bronkoskopi. Ülkemizde çok sayıda olmasa bile gelişmiş büyük üniversite hastanelerinde ve bazı eğitim hastanelerinde otofloresan bronkoskopi ile daha hücre bozulmalarının olduğu alanları tam bir kanser haline dönüşmeden fark etmek mümkün ve yine bir ameliyat ve benzeri tedavilere gitmeden lokal olarak yani yerinde yine bronkoskopi yoluyla tedavi etmek mümkün. Bir diğer faktör konfokal mikro endeskopi dediğimiz bir yöntem. Bu adeta vücuttan aldığımız bir parçanın, bir tümör bölümünün patologlar tarafından mikroskop altında incelenmesi yerine
hiçbir böyle bir şey yapmadan uzun süreci kısaltarak direk muayene sırasında yeni geliştirilen bu
bronkoskopi ile vücudun içerisinde tespit etme yöntemi. Bu yöntemde ülkemizde birkaç merkezde var. Bunun giderek yaygınlaşmasını bekliyoruz. Bu önemli bir erken tanı, bir anlamda da tarama testi olacak. Çünkü biz muayene yaparken fizik muayenemizde tabi göğüs kafesini dışarıdan muayene yapıyoruz ama solunum yollarını muayene yapmak için tabi ki bronkoskopik görüntüleme ile bunu yapmamız lazım. Bunun dışında yine bronkoskopi ile ilgili oldukça ayrıntılı, görüntülü veren bir yöntem daha var. Dar bant bronkoskopisi dediğimiz çok daha erken bir şekilde damarlanma artışı ile birlikte hücre bozulmalarını gösteren yöntemler var. Bunun dışında tedavi ile ilgili de bir takım gelişmeler var. Bronkoskop ile tedavi nefes yollarının açılması ve açık tutulması ve diğer temel tedavilerin yürütülmesi için bir zemin hazırlanması açısından çok önemli" diye konuştu. - NEVŞEHİR
Son Dakika › Güncel › Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi Sona Erdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?