Türkiye'de İfade ve Medya Özgürlüğü Konferansı (4/son) Danıştay Başkanı Karakullukcu.

Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, mevzuatın uygulayıcısı olan yargının, AİHM tarafından belirlenen, meşruluk, yasallık, demokratik toplum düzeninde gereklilik ve bunun bir alt unsuru olan orantılılık ilkelerinin sınırları içerisinde her türlü ifade, teşebbüs, din ve vicdan hürriyetini genişleten bir yaklaşıma sahip olması gerektiğini belirtti Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, mevzuatın uygulayıcısı olan yargının, AİHM tarafından belirlenen, meşruluk, yasallık, demokratik toplum düzeninde gereklilik ve bunun bir alt unsuru olan orantılılık ilkelerinin sınırları içerisinde her türlü ifade, teşebbüs, din ve vicdan hürriyetini genişleten bir yaklaşıma sahip olması gerektiğini belirtti.

Türkiye'de İfade ve Medya Özgürlüğü Konferansı'nda konuşan Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, basın özgürlüğünün ifade hürriyetinin kurumsallaşmış hali olduğunu belirterek, basın özgürlüğünün varlığının, diğer özgürlüklere bir köprü, garanti niteliği taşıdığını kaydetti. Özgürlük hakkının sınırsız olmadığını ifade eden Karakullukcu, özgürlük hakkının başkalarının temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmeksizin kullanılması gerektiğini söyledi. Bazen bir haberin, ömür boyu biriktirilen itibarı zedeleyebileceğini, haberin gerçeği yansıtmadığı durumlarda bu itibarın iadesinin mümkün olmayacağını ifade eden Karakullukcu, "Basın, elinde bulundurduğu kitle iletişim araçlarıyla kişiler ve hatta kurumlar karşısında çok daha güçlü bir konumdadır. Bu güç, başta kişilik hakları ve haberleşme özgürlüğü olmak üzere, diğer temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde kullanılmamalıdır. Toplumsal barış için öncelikle bireylerin ne dediğinin doğru bir şekilde anlaşılması, bunun için de sağlıklı bir empatinin yapılması gereklidir. Empati yapılabildiği sürece, içinde yaşanılan toplumun diğer fertlerinin duygu ve düşünceleri anlaşılabilecektir ve bir denge kurulabilecektir" dedi.

-BASIN HÜRRİYETİ, TOPLUMSAL BARIŞIN TESİSİ AÇISINDAN HAYATİ BİR ÖNEM ARZ EDİYOR-

İfade özgürlüğü ve basın hürriyetinin, toplumsal barışın tesisi ve devamı açısından hayati bir önem arz ettiğinin altını çizen Danıştay Başkanı, "İfade hürriyeti bir toplumun mızrabıdır, tezenesidir. O mızrab, o tezene iledir ki toplumun ortak sesine, ortak nefesine vakıf olursunuz. Onu insanın elinden aldığınızda toplumun sesi kesilir" değerlendirmesinde bulundu. İfade ve basın hürriyetinin bir toplum açısından yalnızca hukuki değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve siyasal bir boyut taşıdığını sözlerine ekleyen Karakullukcu, özgürlüğün yokluğunun, neticeleri itibarıyla, topluma yalnızca iç barışı değil, ekonomik ve siyasal gücünü de kaybettireceğini söyledi. Karakullukcu, hakimlerin ifade hürriyeti konusunda verdiği kararla, toplum üzerinde çok önemli bir etki oluşturduğunu belirterek, mevzuattaki olumlu gelişmeleri uygulayacak hakim ve savcıların temel hak ve hürriyetlere yaklaşımlarında çok önemli gelişmeler olduğunu gözlemlediğini söyledi. Danıştay Başkanı, mevzuatın uygulayıcısı olan yargının, AİHM tarafından belirlenen, meşruluk, yasallık, demokratik toplum düzeninde gereklilik ve bunun bir alt unsuru olan orantılılık ilkelerinin sınırları içerisinde her türlü ifade, teşebbüs, din ve vicdan hürriyetini genişleten bir yaklaşıma sahip olması gerektiğini belirtti.

-ŞOK EDİCİ FİKİRLER DEMOKRASİYİ GÜÇLENDİRİR-

Konferansda konuşan Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ise AİHM içtihatlarına göre, ifade özgürlüğünün fikirlere aykırı düşebileceğini, hatta şoke edebileceğini belirterek, ifade özgürlüğünün bu koşullar altında bile oluşması gerektiğini bunların demokrasiyi güçlendireceğini belirtti. AİHM'de Türkiye aleyhinde ifade özgürlüğüyle ilgili 450 dosya bulunduğunu anımsatan Jagland, bu dosyaların suçu ve suçluyu övme, terör propagandası yapma gibi konuları içerdiğini kaydetti. Türk hukuk mevzuatının, Avrupa Birliği ile uyumlu hale getirilmesi için yapılan çalışmaları takdirle karşıladıklarını söyleyen Jagland, yasaların değiştirilmesiyle sorunun ortadan kalkmayacağını, uygulamada da bilincin artması gerektiğini vurgulayarak, Yargıtay ve Danıştay'ın son zamanlarda verdiği kararların AİHM içtihatlarıyla uyumlu hale geldiğini gözlemlediklerini sözlerine ekledi. Basının aykırı fikirleri de yayma hakkının bulunduğunu ifade eden Jagland, medya özgürlüğü ve bağımsız bir yargının önemine işaret ederek, gazeteciler için ifade özgürlüğünün korumasının önemi olduğunu ancak gazetecilerin de etik standartlara uyması ve nefret söyleminden kaçınması gerektiğini vurguladı. (ANKA/SON)

(YE/OE) - Ankara