Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı Enver Yücel, "Demokrasilerde, verilerle, araştırmalarla konuşarak, düşüncelerin kamuoyuyla paylaşılmasının, açıkça ortaya konulmasının ve karşılıklı değerlendirilmesinin, en sağlıklı sonuçlara ulaşmanın tek yolu olduğuna içtenlikle inanıyoruz" dedi.
" Türkiye'de dünü, bugünü, yarını ile dershaneler" konulu panel, İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Panelin açılışında konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Erkesim, Vakıf Üniversiteleri Birliği'nin, üniversiteye giriş için yeterli puanı alamayanların, üniversitelerin temel yıl adı altındaki bölümlerinde hazırlanmasını öngördüğünü belirtti.
Erkesim, bu öneride temel yılın, üniversite öncesi temel eğitimin verileceği bir hazırlık aşaması olduğunu anlatarak, şunları ifade etti:
"İşte öneride yer alan bu temel yıl eğitimi, bu noktadaki deneyimlerini göz önüne aldığımızda, dershaneler tarafından yerine getirilebilir. Böylelikle hem kontenjan sıkıntısına hem de üniversite kapısındaki bekleyişlere yönelik bir çözüm getirmiş olabiliriz. Söz konusu öneriye göre, üniversiteye giremeyen bir öğrencimiz, ifade ettiğim bu hazırlık sınıfları vasıtasıyla eğitim alabilir, yeterli seviyeye gelenler de sınavsız bir biçimde üniversiteye devam edebilirler. Böylelikle dershanecilik sektörü yeni bir forma kavuşabilir, yeni işlevlere sahip olarak yoluna devam edebilir."
TÖDER Başkanı Enver Yücel de dershane tartışmalarının ülkenin en önemli gündem maddesini oluşturduğunu söyleyerek, söz konusu tartışmaların uzun yıllardır yapıldığını dile getirdi.
Yücel, dünyada okul dışında ek çalışma veya ek ders yapılmayan bir ülkenin neredeyse olmadığını savunarak, "Demokrasilerde, verilerle, araştırmalarla konuşarak, düşüncelerin kamuoyuyla paylaşılmasının, açıkça ortaya konulmasının ve karşılıklı değerlendirilmesinin, en sağlıklı sonuçlara ulaşmanın tek yolu olduğuna içtenlikle inanıyoruz" dedi.
"Dershaneler, sermaye gruplarının kurduğu işletmeler değil"
Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZ-DE-BİR) Yönetim Kurulu Üyesi Nazmi Arıkan ise dershaneciliğin tarihsel evrelerinden bahsederek, ülkede gerçekleşen sosyal olayların sürecin dışında kalmadığını, 12 Mart 1970'ten sonra işsiz kalan öğretmenlerin dershane kurduğunu, zaman içinde sayılarını artırdıklarını dile getirdi.
Dershanecilerin yiğit insanlar olduğunu söyleyen Arıkan, şöyle devam etti:
"Evren Paşa da 'kapatın bunları' dedi. Bugünkü gibi geçerli tek neden var, onun dışında hiçbir neden geçerli değil. Geçerli olan tek neden; dershaneler paralı kurumlardır. Veliden para alır, o paranın karşılığında eğitim, hizmet verir. Onun dışında söylenen gerekçelerin hiçbiri, dershanelerin kapatılması için geçerli değildir."
Süreçte aklıselimin galip gelmesini dilediğini ifade eden Arıkan, "Dershane sektörü, diğer sektörlerden çok farklı olarak, sermaye gruplarının kurduğu işletmeler değildir. Öğretmenlerin emeklerini, bilgilerini birleştirerek oluşturdukları kurumlardır. Dünyada, faşistlerin ve komünistlerin yönettiği ülkeler dışında, her yerde dershane var" diye konuştu.
Türkiye özgür, demokrat bir ülke olduğu sürece, kendilerinin işlerini yapmaya devam edeceklerine vurgu yapan Arıkan, "Böyle aşağılanmayı, kötü görülmeyi hak etmedik. Biz diploma vermiyoruz. Not defteri olmadan bir genci 600 saat kapalı bir ortamda tutmayı becerecek kadar işimizin aşığıyız" ifadelerini kullandı.
Türkiye Özel Okullar Birliği Başkanı Cem Gülan da dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için çözüm önerileri sunulduğunu hatırlatarak, özel okulların yıllardır devletten destek beklediğini, ancak çözüm önerilerinin olmadığını aktardı.
Kendilerinin bir öğretmenin dahi açıkta kalmasını istemediğini bildiren Gülan, şunları kaydetti:
"Öğretmen sizin verdiğiniz ruhsatla dershanede çalışmaya başlamıştır. 'Biz bu öğretmenlerin hepsini devlette görevlendireceğiz'... Bu hak mı, adalet mi? 3-5 yıldır bakanlık önünde oturan KPSS'ye girmiş gençlerin hiç mi hakkı yok burada? Haklarını helal ederler mi? O zaman derdimiz ne, niye dershaneleri kapatıyoruz? Lütfen 'dershaneleri kapatacağız' derken özel okulları da kapatma hareketine girmeyelim."
"Dershaneler halk kurumudur"
Avrupa Dershaneler Birliği (ENESCO) Başkanı Georgos Hagitegas, dershanelerin kapatılmasının dünyadaki eğitim özgürlüğüne aykırı olduğunu savunarak, "Dershaneler alt sosyodemografik durumdaki ailelerin çocuklarının faydalandığı halk kurumudur" dedi.
Dünyanın dört bir yanında, özellikle Almanya, İsviçre, ABD gibi ülkelerde dershanelerin teşvik edildiğini anlatan Hagitegas, "Bir çobanın çocuğunu ülkenin başına bile geçirebilecek bir asansör gibi görüyoruz dershaneleri. Çin'in bile izin verdiği bir şeyi, Türkiye neden yasaklıyor anlayamıyoruz" şeklinde konuştu. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › 'Türkiye'de Dünü, Bugünü, Yarını ile Dershaneler' Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?