TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, fişlemenin darbecilerin en yıkıcı geleneği olduğunu belirterek, "Yani bu toplum fişlenir. Sizin çocuklarınız askeri okullara giremez ve belki de bundan haberdar bile olmazsınız" dedi.
Baş, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) düzenlenen
"Türkiye Darbeleriyle Yüzleşiyor" panelinde yaptığı konuşmada, 2002'den sonra siyasetçilerin duruşu ve siyaset yapma tarzının değiştiğini söyledi. Dünyanın değişen şartlarını gören bir yönetimin darbeyi araştırmak için bir komisyon kurmasını çok anlamlı bulduğunu belirten Baş, komisyonun oluşturulma süreci hakkında bilgi verdi. Komisyonun özet bir tahlil yaptığını anlatan Baş, Meclis arşivinde konuya ilişkin binlerce bilgi ve belgenin oluşturulmasının çok daha önemli olduğunu ifade etti.
Her darbede farklı iç tehdit algılarıyla hareket ediliyor gibi gözükse de aslında toplumun birbirini hedef almasının sağlandığının altını çizen Baş, "En büyük zulüm bence bu olmuştur" diye konuştu.
Darbelerin arkasındaki en önemli faktörlerden birinin askerlerin kendilerini sanattan ekonomiye kadar her alanda en iyi şekilde yetişmiş, siyasetçileri ise tamamen yetersiz, yozlaşmış olarak görmeleri olduğuna işaret eden Baş, darbeler sonrasında oluşturulan vesayet kurumlarının ve vesayet rejimi bürokrasisinin hakimiyeti dolayısıyla Türkiye'de siyasetçilerin hiçbir zaman ülkeyi gerçek anlamda yönetmediklerini belirtti.
-"Toplum zerrelerine kadar parçalandı"-
Fişlemenin darbecilerin en yıkıcı geleneği olduğunu belirten Baş, "Yani bu toplum fişlenir. Sizin çocuklarınız askeri okullara giremez ve belki de bundan haberdar bile olmazsınız" diye konuştu.
Baş, darbecilerin hem dünyadan çok kopuk hem de kendi toplumunu anlamaktan aciz olduğunu vurgulayarak, darbe süreçlerinde toplumun milli birlik ve beraberlik adına zerrelerine kadar parçalandığını söyledi.
Radikal Gazetesi Yazarı Avni Özgürel de TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'nun Cumhuriyet tarihinin en önemli meselesinde adeta Pandora'nın kutusunu açtığını ve bunun çok önemli olduğunu anlattı. Komisyonun yetkilerinin kısıtlı olmasına rağmen çok önemli bir işe imza attığını belirten Özgürel, yaptırım gücünün olmamasının çağrılan tanıkların bilgilerini komisyonla daha rahat şekilde paylaşmalarını sağladığını savundu. Özgürel, Türk tarihinin Orta Asya'dan itibaren bir darbeler tarihi olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Mithat Sancar ise komisyonun 1 ay kadar önce başarıyla bitirdiği raporunu özellikle Arjantin ve Şili'deki darbe sonrası kurulan "hakikat komisyonları" ile karşılaştırmalı olarak değerlendirdi.
Sancar, gerek komisyonun elde ettiği belgeler ve alınan ifadelerden oluşturulacak olan arşivin, gerekse kamu önünde konuşma mecburiyetinin yarattığı baskı ve utanma duygusunun çok önemli olduğuna dikkati çekti.
Muhabir: Meltem Uzun
Yayıncı: Ertuğrul Cingil - ANKARA
Son Dakika › Güncel › 'Türkiye Darbeleriyle Yüzleşiyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?