Eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Türkiye'nin,
AB'ye üye olsun ya da olmasın önemli bir güç olmaya devam edeceğini belirterek,
"Türkiyeli bir AB, dünyada daha etkili bir güç olacaktır" dedi.
İktisadi Kalkınma Vakfınca (İKV) Yeditepe Üniversitesi'nde düzenlenen
"Türkiye-AB İlişkilerinin 50. Yılında Türkiye'nin AB Üyeliği" Konferansında
konuşan Çetin, İtalya'nın, Türkiye'nin AB üyeliğine verdiği desteğe her zaman
minnettar olduklarını söyledi.
Çetin, Türkiye'de AB üyeliğine desteğin azaldığını savunarak, "Halkın sadece
yüzde 20'si, Türkiye'nin AB üyesi olacağına inanmaktadır. Ancak hala halkın yüzde
50'si, AB ile müzakerelere devam etmemiz gerektiğini düşünmektedir" diye konuştu.
Türkiye'nin, ekonomik olarak artık AB'ye fazla muhtaç olmadığını ifade eden
Çetin, ancak hala iki tarafın da birbirine ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
Çetin, günümüzde AB'nin hiçbir global sorunun çözümünde rol oynamadığını
belirterek, "AB, küreselleşmenin kaybedeni olmuştur. En önemli problem, liderlik
eksikliğidir. Bugünkü liderler, olaylara kısa vadeli bakmakta olup uzun vadeli
vizyonla sahip değildir" değerlendirmesinde bulundu.
-"Türkiye, imtiyazlı ortaklık gibi farklı bir statüyü kabul etmez"-
Çetin, AB'nin, Ortadoğu, Suriye, Irak gibi problemleri Türkiye olmadan
çözemeyeceğine işaret ederek, Türkiye'nin bugüne kadar Avrupa'nın güvenliğine
yaptığı katkılar orta olduğunu kaydetti.
Avrupa'nın Türkiye'ye, "Artık soğuk savaş bitti, size ihtiyacımız yok"
diyemeyeceğini vurgulayan Çetin, AB üyelerinin, Türkiye'nin tam üyelik yerine
imtiyazlı ortaklık gibi farklı bir statüyü kabul etmeyeceğini iyi bilmeleri
gerektiğini söyledi.
Çetin, Kıbrıs ve Dağlık Karabağ gibi yıllardır devam eden sorunların artık
çözüme kavuşması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin bulunduğu bölgenin, dünya petrol ve doğal gaz rezervlerinin
büyük bir kısmını barındırdığını aktaran Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, enerji üreten ve tedarik eden ülkeler ile enerji tüketen ülkeler
arasında önemli bir konumdadır. Türkiye gibi istikrarlı bir ülkenin enerji
dağıtımı açısından stratejik konumu AB için de kilit önemdedir. Diğer bir önemli
sorun, tam sayısının bile bilinmediği taktik nükleer silahların varlığıdır.
Bunların kontrolü ve tehlikeli ellere düşmemesi, bölgenin ve Avrupa'nın güvenliği
açısından stratejik önemdedir. AB'nin reforma ihtiyacı var. Türkiye'nin üyeliği
konusunda da AB'nin stratejik bir vizyon sergilemesi gerekiyor. Türkiye, hiçbir
zaman imtiyazlı ortaklık gibi bir formülü kabul etmeyecektir. Türkiye'nin yapması
gereken, ülkede demokratik standartları tümüyle yerine getirmektir. Gelir
dağılımı, insan hakları gibi sorunlarını çözen bir Türkiye'ye, AB'nin 'hayır'
demesi de çok güç olacaktır. Ancak o durumda, Türkiye'nin AB'ye girmemesi
dünyanın sonu olmaz. AB olsun veya olmasın, Türkiye önemli bir güç olmaya devam
edecektir. Türkiyeli bir AB, dünyada daha etkili bir güç olacaktır. AB'nin de
Türkiye'nin gelişmesine ve demokratikleşmesine yaptığı katkılar son derece
önemlidir. İki taraf da birlikte hareket eder ve Türkiye'nin tam üyeliği
gerçekleşirse bu, hem AB hem de Türkiye'nin yararına olacaktır."
Konferansta daha sonra, İKV Başkanı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, eski TBMM
Başkanı Çetin ve İtalya'nın eski Dışişleri Bakanı Franco Frattini'ye plaket
takdim etti. - ISTANBUL
Son Dakika › Güncel › 'Türkiye-Ab İlişkilerinin 50. Yılında Türkiye'nin AB Üyeliği' Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?