Gördüklerimizin değil ama düşlediğimiz ve özlediğimiz şeylerin resmini yapmak üzere yola çıkmak.. Bu söylemi, geleneksel batı resminin ışık kaynağı gölge ve tek mekan perspektif gibi öğelerini reddederek, soyut ama figüratif bir dilde kurmak... Böylelikle resmi çağdaş bir ifade özgürlüğüne kavuşturarak, belki de şiirselliğe biraz daha yaklaştırmak...
İşte Orhan Taylan'ın resimlerini farklı kılan da budur..
"Selanik kökenli, Samsun 1941 doğumlu ve İstanbul'ludur. Ressam Seniye Fenmen'in oğlu, Robert Kolej (lise '60) ve Roma Güzel Sanatlar Akademisi ('65) mezunudur.
Orhan Taylan'ın eserleri dünyanın ve Türkiyenin çeşitli müzelerinde bulunmaz. Müzayedecilere resim vermez. Karma sergilere katılmaz. Türk resim sanatı seçkilerine adını katmamak için çabalayanlara aldırmaz.Yurtdışındı sergi açarken, oralarda ünlenmek hevesine kapılmaz. Hapishane anıları yazmak ya da sülalesiyle böbürlenmek gibi merakları yoktur. Başka sanatçıları yargılamak anlamına gelen resim jürilerinde ve bilirkişi heyetlerinde yer almaz.
Sakal bırakmaz, pipo içmez. Resimde ustalık geleneğini küçümsemez. Gravür yapmaz, heykellerini çoğaltmaz. Resim öğretmenliğinin yaratıcılığa katkısı konusunda kuşkusunu saklamaz.
Resimlerin önemsenmesi için uçuk fiyatlar konması gerektiğine inanmaz. Suluboya kullanmaz. Yağlıboyasını kendi yapmayı, oğlu Ferhat'ı, edebiyatı, Macintosh'unu ve büyük atölye düzeninin keyfini bişeylere değişmez. Solaktır.
Resmini, akımlar içinde adlandırmaz. Avangardizmin, deneysel-kavramsal çalışmaların sanat yerine ikame edilmesinin sanatseverleri yanıltabildiğine inanmaz. İnsan hakları kavramını küçümsemez. Yurtdışında yaşamaz. İstanbul'da, Asmalımescit'te oturur, resim yapar."
Son Dakika › Güncel › Türker Art'ta Orhan Taylan Şöleni - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?