Türk sanatçılar, 500'üncü ölüm yıl dönümünde Leonardo da Vinci'yi andı
Engin Akgürbüz, Fransa (DHA) ' 'Türk sanatçılardan da Vinci'ye saygı' programı 5-7 Ekim tarihleri arasında Fransa'nın Amboise kentinde düzenlendi.
Koordinatörlüğünü Arete Project'ten Emre Sefer'in, küratörlüğünü İbrahim Karaoğlu'nun üstlendiği ve başkent Paris'te yaşayan ressam Onay Akbaş'ın öncülüğünü yaptığı da Vinci'yi Anma projesi Türk sanatçıların katılmaları ile gerçekleştirildi.
Kapsamlı bir projenin ilk etabı olan 'Da Vinci'nin mezarının bulunduğu Amboise Şatosu'nun (Chateau Royal d'Amboise) ve da Vinci'nin öldüğü Chateau du Clos Lucé ziyareti' 5-7 Ekim tarihleri arasında gerçekleşti.
Ziyarete katılan Türk sanatçılar, şatolarda yapılacak incelemelerden sonra ziyaretlerini eserlerine yansıtacak. Ressamlar 3 resim, heykeltıraşlar 3 heykel, şair ve yazarlar 3 şiir ve yazı ile Leonardo da Vinci'ye atıfta bulunacak; sinemacılar ise proje süresinin her aşamasını belgesele dönüştürecek.
Leonardo da Vinci adına yapılacak bu eserler daha sonra Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde sergilenecek.
KİMLER VARDI
Projenin sahibi Onay Akbaş, danışma kurulunda Prof. Dr. ressam Devrim Erbil, Prof. Dr. Ergin İnan, Koordinatör Emre Sefer, Küratör yazar İbrahim Karaoğlu; Ressamlar olarak Yalçın Gökçebağ, Fevzi Karakoç, Cem Sağbil, Tülin Onat, Burcu Perçin, Barış Sarıbaş, Mercan Dede; Yazarlar olarak Nedim Gürsel, Ahmet Telli, Metin Celal, Yalın Alpay ile Yönetmen Durmuş Akbulut ve Türkiye'den destek veren Tarih Profesörü Dr. İlber Ortaylı ve yazar Sunay Akın.
ZİYARETE GELEN SANATÇILAR DHA'YA KONUŞTU
ONAY AKBAŞ
'Şu anda Clos Lucé adlı da Vinci'nin hayatının son 3 yılını geçirdiği şatodayız, şu anda önünde durduğum yatak kendisinin son nefesini verdiği yatak olarak biliniyor. Bu yatakta öldüğünü nereden biliyoruz Çok önemli bir Fransız sanatçısı olan Ingres'in yapmış olduğu tablolardan biliyoruz, yatak olduğu gibi korunmuş, biz 10 kadar Türk sanatçısı ve bir o kadar entelektüel yazar çizer olarak da Vinci'nin 500'üncü ölüm yıl dönümü anmalarına, o sele, o akıntıya bizlerde kapılalım dedik ve bir duyumsama seyahati yapıyoruz hep birlikte.
İnsanın yarattığı tüm değerler evrenseldir ve bizim de değerlerimizdir diyoruz ve bir grup Türk sanatçısı olarak kendisine bir seri 'homage' yapmayı hedefliyoruz ve bunları da Ankara, İzmir, İstanbul gibi kentlerde sergileyerek Türk resmine çağdaş Türk sanatına yetkin sanat eserleri bırakma dünyanın ürettiği değerler bizimde değerlerimizdir teorisi ile buradayız, Bu gezi sonrası sanatçılarımızın da Vinci'ye saygı için oluşturacakları sanat eserleri Türk sanatseverlere Ankara, İzmir ve İstanbul'da ulaşacaktır.?
NEDİM GÜRSEL SANAT TARİHİNİN DAHİSİ
'Burada Leonardo da Vinci'nin hayatının son 3 yılını geçirdiği malikanedeyiz, Clos Lucé malikanesinde, malikane diyorum çünkü yanda Ambroise şatosu var, o kraliyet şatosu, burası özel bir ikametgah, arkamda gördüğünüz yatakta son nefesini veriyor büyük sanatçı.
Sadece Rönesans döneminin değil, neredeyse bütün sanat tarihinin dahisi olarak kabul edilir Leonardo. Fransa Kralı 1. François'nın da bu hikayede önemli bir yeri var, çünkü Leonardo'yu o davet ediyor Fransa'ya. Sanat tarihçilerinin anlattıklarına göre çok seviyor ve sayıyor, hatta babası yerine koyduğu söyleniyor. Leonardo buraya geldiğinde yaşlı, o dönemi kriterlerine göre epeyce yaşlı ama sadece 64 yaşında ve 67 yaşında vefat ediyor. Fransa seyahatinin başka bir ilginç yönü, yanında 3 önemli tablosunu getirmiş olması Hepimizin bildiği, bugün Louvre Müzesi'nde bulunan ve önünde kuyruklar oluşan La Joconde yada Mona Lisa ismi ile bildiğimiz, ünlü genç kadını tebessümünden oluşan, arkasındaki güzel manzara ile birlikte, o ünlü tabloyu yanında getiriyor. Bir de Vaftizci Yahya'nın portresini getiriyor ve Meryem, çocuk İsa, Azize Anne, bana göre Leonardo'nun en önemli ve en sevdiğim tablosu. Bu 3 tabloyu da yanından ayıramıyor, getiriyor Fransa'ya, bugün her 3 tabloyu da Louvre müzesinde görebiliriz.?
AHMET TELLİ İNSANLIĞIN ZİHNİNİ AÇAN BİR DEHA
'Bir dehanın zamana ve mekana başkaldırısı olarak düşünüyorum Leonardo'yu. O, ortaçağ denilen ve insanlığın en kara döneminde, insanlığın zihnini, düşlerini ve imgesini açan bir deha.'
ERGİN İNAN ÇOK DUYGULANDIM
'Hep hayal etmiştim bugünü. Leonardo da Vinci,benim öğrenciliğimden beri çok önemsediğim ve Rönesans'ın belki de en büyük ustasıydı. Onu burada izlemek, çalıştığı yeri görmek beni çok mutlu etti. Buradaki kullandığı malzemelerle birlikte görebilmek başka bir hayaldi. Ben bugün onları yaşadım, kendi bahçesinde, güzel evinde, yatağında, son yattığı yatakta izledim, çok duygulandım. Benim için mutlu bir gündü bugün.'
DEVRİM ERBİL HAYATIMDA ÇOK ÖNEMLİ BİR GÜN
'Leonardo'nun yaşadığı mekanları geziyoruz, bugün hayatımda gerçekten çok önemli bir gün, çünkü Leonardo pek çok yönüyle ünlü. İnsanlık tarihinde tek bir sanatçının adını söyle dense Leonardo'dan bahsedilebilir. Doğduğu gün sayılan 17 Nisan'ın dünya sanatçılar günü olarak ilan edilmesi tesadüf değil. Leonardo neden bu kadar ünlü Onu bütün insanlığın bu noktada görmesine sebep olan neydi Bunu düşünmeye başladığımızda onun yaratıcı bir hayal gücüne, teknik ustalığa, her alanda Rönesans'ın temel olgularını eserlerinde, uyguladığı mekanik işlerde, gerek resimlerinde, İtalyan Rönesans'ının ileri görüşlü, yaratıcı hayal gücüne dayanan bir temsilcisi olmasından kaynaklanıyor. Leonardo bütün hayatı boyunca hep araştırdı hep yeniliği aradı ve hep gerçeğin peşindeydi, çünkü Rönesans gerçeği arıyordu, gerçeğin savaşçılarıydı, bilim adamlarıydı belki.?
Son Dakika › Güncel › Türk sanatçılar, 500'üncü ölüm yıl dönümünde leonardo da vinci'yi andı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?