Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinde yer alan başöğretmenlik ve uzman öğretmenlikte yüksek lisans ve doktora programlarının çok iyi tanımlanması gerektiğine işaret ederek, "Aksi takdirde korkarım ki master ve doktora diplomaları satılmaya başlanır." dedi.
Pehlivanoğlu, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türk Eğitim Derneği olarak, kanun teklifi için başta Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer olmak üzere emeği geçenlere teşekkür eden Pehlivanoğlu, şöyle konuştu:
"1961 yılında UNESCO'nun yaptığı uluslararası sempozyumda öğretmenlik meslek olarak kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti ki kadınların seçme ve seçilme hakkı gibi birçok konuda öncülük etmiş, kendini gelişmiş addeden Avrupa ülkelerinden çok daha önce karar vermiş bir ülkenin, bugüne kadar öğretmenliği bir meslek olarak kabul etmemesi büyük bir eksiklikti. Bu noktada eksiklikler, fazlalıklar değil, Meclis'ten çıkacak ve çıkmış olan Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun, eksiklikleri ile bir kanun olduğunu kabul edip bunu bir başarı olarak görmemiz gerekir. Ama öğretmenliği bir meslek haline getirdiğiniz zaman ve bir bireyin bir yoksul çocuğun en büyük anayasal hakkının eğitim olduğunu düşündüğünüz zaman o kanunun içine öğretmenlerin hakları kadar sorumluluklarını da koymanız gerekiyor. Başöğretmen, uzman gibi kariyer basamaklarını planladığınız zaman da yapmanız gereken şey, başöğretmen ve uzman öğretmen sorumluluklarının ne olduğunun iyi tanımlanmasıdır."
Selçuk Pehlivanoğlu, kanun teklifinde yer alan yüksek lisans eğitimini tamamlayanların uzman öğretmen unvanı için öngörülen, doktora eğitimini tamamlayanların ise başöğretmen unvanı için öngörülen yazılı sınavdan muaf tutulmasına ilişkin de şunları kaydetti:
"Burada dikkat edilmesi gereken, başöğretmenlikte ve uzman öğretmenlikte yüksek lisans ve doktora programlarının çok iyi tanımlanması gerekir. Aksi takdirde maalesef korkarım ki master ve doktora diplomaları satılmaya başlayabilir. Ne yapmamız gerekir? Okulda karşılığı olacak programları kabul etmemiz gerekir. Eğitim bilimleri ama bu eğitim bilimlerinin de okulda karşılığı olan detaylarda olması gerekir. Yani üniversiteler tarafından yaratılmış yüksek lisans programları değil, karşılığı olanlar tarafından gerçekleştirilmesi gerekir.
Unutmayalım ki master ve doktora yapan öğretmenin de bir izin hakkına ihtiyacı olacağı için burada çalışanla yüksek lisans ve doktora derslerine gidenler arasındaki adaletsizliği de dengeye getirmeniz gerekir."
Mülakatlarda kamera önerisi
Öğretmenlik alımlarında mülakatların kameraya çekilmesini de öneren Pehlivanoğlu, öğretmen alımlarında has norm kadro çıkarılması gerektiğini söyledi. Pehlivanoğlu, "Yani Diyarbakır'ın öğretmen kadrosunu Diyarbakır için çıkarırsanız, Türkiye için değil, tabii ki geçiş hakları olacaktır, yani bu katı kurallara bağlanamaz. Ama Diyarbakır'a kadro alırsanız öğretmenlerden birinci gün rapor veya birinci gün tayin arama girişimlerinin önüne geçmiş olursunuz ve dolayısıyla KPSS'nin de geçerli olduğu bir süreç varsa bu süreç içerisinde yıla yayılmış mülakat yapabilirsiniz." diye konuştu.
Hindistan'da üniversite sınavlarının açık uçlu yapıldığını aktaran Pehlivanoğlu, öğretmen alımı mülakatlarında psikososyal testlerin, sınıf yönetimi ile ilgili verilerin ve bireyin kendi özelliklerini ortaya çıkaran sistemlerin kullanılması gerektiğini ifade etti.
Pehlivanoğlu, "Dolayısıyla en iyi seçmemiz gereken meslek grubu öğretmenlerimizdir. En değer vermemiz gereken meslek grubu öğretmenlerimizdir ama verdiğimiz değerin karşılığını da haklarına karşı da sorumlulukları beklememiz gereken, bu milletin çocukları için de gene öğretmenlerimizdir." değerlendirmesini yaptı.
Son Dakika › Güncel › Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Pehlivanoğlu, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu değerlendirdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?