Turgut Ersavaş'ın "Dijital Aşk: Homo Sapiens'in Son Durağı" sergisi iki bölümden oluşuyor. Ersavaş, ilk bölümde; "Büyük Patlama (Big Bang)" yani Evren'in başlangıcından sonra, günümüzden milyonlarca yıl önce, ilk defa Doğu Afrika'da ortaya çıkan avcı-toplayıcı gruplardan, çağımızın Yapay Zekalı insansı Robotlarına ve belki de gelecek yüzyıllarda, Homo Sapiens (Zeki İnsan)'ın Mars'a uzanacak serüvenini kendi fırçasına özel yorumuyla izleyicilere sunuyor. Bilgi ve uzay çağını yaşadığımız ve baş döndürücü gelişmelere şahit olduğumuz şu yıllarda, bilgisayar teknolojisi ile insan bedenini konu alan biyo-teknolojinin, eşzamanlı olarak, bilim insanlarının, insan bedeni üzerindeki denemelerinin hangi aşamaya geldiği, Homo Sapiens'i nasıl bir geleceğin beklediği tartışmalarını Homo Sapiens'in son durağı neresi olacak sorusu ya da sorunsalıyla ortaya koyuyor.
Bazı bilim adamları, filozof ve tarihçiler yakın bir gelecekte, Homo Sapiens'in ortadan kalkarak, yeni bir insan türünün ortaya çıkabileceğini, kitap, makale ve açıklamalarıyla iddia ediyorlar. Yeni bir insan türü ne zaman ortaya çıkar, doğaya ve gezegenimize nasıl davranır, duygularının başka güçler tarafından yönetilebileceği iddia edilen yeni insan türü ile yapay zekalı insansı robotların ilişkisi nasıl olur, "Aşk" yaşayabilirler mi; bu "Dijital Aşk" bildiğimiz gibi bir "Aşk" olabilir mi? gibi aklın sınırlarını zorlayan soruları tuvalleri aracılığıyla gündeme getiriyor. Ayrıca bugünlerde çok konuşulan "Mars'ta Yaşam" denemelerinin geleceğine de bir bakış sunuyor ve Mars'a gitme şansını yakalayabilenlerin, dünyadaki gibi doğal bir yaşam ortamı kurmasının mümkün olup olamayacağını, şu anda var olan insan bedeninin buna uyumluluğunun ya da uyumsuzluğunun yanı sıra Mars'ta koloni kurarak çoğlamanın gereği olan uzayda çocuk sahibi olmasının mümkün olamayacağının altını çiziyor.
2000'li yıllardan bu yana, bilimsel ve teknolojik alandaki yeni ve sıra dışı buluşlar ve bu gelişmelerin insanoğlu ve dünyamız üzerindeki etkileri üzerindeki araştırmalarla yakından ilgilenen ve özellikle tarihçi Yuval Noah Harari ve fizik profesörü Stephen Hawking'in çalışmalarını takip eden Ersavaş, konuyla ilgili ilk tablosu "Dijital Duygular"ı - sergisinde görülebilir- 2002 yılında yapar.
Serginin ikinci bölümünde ise, Homo Sapiens'in yine kendisine, Zeki İnsan Toplumuna ve yaşadığı ekosisteme bilimsel gelişmelerin bilinçsiz kullanılmasıyla nasıl zarar verdiğinin altını çiziyor. 'Proceedings of the National Academy of Sciences' adlı dergide yayımlanan araştırmaya göre, 7,6 milyar insan, yeryüzünde yaşayan bütün canlıların yüzde 0,01'ini oluşturuyor. Ancak buna rağmen ortaya çıktığı ilk günden beri insanlık, gezegendeki vahşi hayvanların yüzde 83'ünün, bitkilerin ise yarısının yok olmasına yol açtı. Bu bağlamda Ersavaş, kendi bahçesinden, yaşadığı çevresinden yola çıkarak tuvaline aktardığı doğa, deniz, ağaç, çiçek, kuş, böcek gibi aslında birçoğumuz için sıradan görünen canlıların yok olduğunda gezegenimizin dengesinin nasıl bozulacağına dair naif bir bakış sunuyor.
Son Dakika › Güncel › Turgut Ersavaş'ın Kişisel Sergisi 'Dijital Aşk: Homo Sapıens'in Son Durağı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?