Türel'den Akaydın'a Cevap

AK Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın 2008 yılındaki festival harcamalarına yönelik iddialarına belgelerle cevap vererek, "Akaydın'ın iddiaları, iftiraları, yalanları, kendisinin mitomani hastası (yalan söyleme hastalığı) olduğunu gösteriyor" dedi.

AK Parti Antalya Milletvekili Menderes Türel, Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemdeki Altın Portakal harcamalarının mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın tarafından yalan ve iftira dolu sözlerle gündeme getirildiğini savundu. Türel, şahsı ile ilgili gündeme getirilen iddialara cevap vermek amacıyla AK Parti Antalya İl Başkanlığı'nda bir basın toplantısı düzenledi.

AK Parti'nin hafta sonu demeden 7 gün 24 saat görevde olduğunu anlatan Türel, Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ait mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın tarafından yalan ithamlarda bulunulduğunu iddia etti.

Akaydın'ın başkan seçilmeden ve seçildikten sonra iftira ve yalan söylemlerine devam ettiğini söyleyen Türel, şöyle konuştu: "Seçim kampanyasında iftiralara başvurdunuz. Göreve geldiniz. Elinizde bilgi belge var. Biz hangi yanlış işi yapmışsak, yolsuzluk ve usulsüzlüğe karışmışsak, hesap sormak öncelikli göreviniz olmalıdır. Bunu defalarca söyledik. Bende hesap vermeye hazırım demiştim. Göreve geldiğinizde 3 aylık bir çalışma sonunda beni imzaladığım evraklarda yanlışlık bulamayınca, söylediklerinizin altında ezilmemek adına yaptığımız 35 harcamayı yolsuzluk dosyası gibi bir kılıfa büründürüp savcılığa başvuruldu. Bende bundan memnun olduğumu söylemiştim. O yargı süreci sonuçlandı. Yargıya başvurulan tarih 2009'du."

O dönemde bu dönemde yargının bağımsız hareket ettiğine inandığını anlatan Türel, sözlerine şöyle devam etti: "Yargının incelemesi sonucunda bilirkişi raporuna göre hiçbir suçumuzun olmadığı, bize ithaf edilen ithamların hepsinin bir iftiradan ibaret olduğu yargı kararınca tescil edildi. Ancak, bu takipsizlik kararına büyükşehir belediyesi Danıştay nezdinde itiraz etti. 'Bir kez daha incelensin' denildi. Yeniden incelendi. Yine şahsım ve arkadaşlarıma ait en ufak bir suç unsuru tespit edilemedi ve takipsizlik kararı verildi. 2009 senesi öncesindeki iddialara uydurma belgelerle yapılan suçlamalara yargının verdiği takipsizlik kararıdır. Bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum."

HER YERDE HESAP VERİRİM

Yaklaşan yerel seçimler öncesi bazı kişilerin yeniden yalan ve iftira atmaya başladığını dile getiren Türel, şunları söyledi: "2008 yılındaki Altın Portakal Film Festivali harcamalarına atıfta bulunarak aslı astarı olmayan gülünç iddialarda bulunuluyor. Bugün olduğu gibi bugünden sonra da bu insanlar attıkları iftiraların altında kalacaklardır. Bizim veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız olmadı. Bundan sonrada varsa hatamız hesap vermeye hazırız. Bu iddiacılar, bu yalancı, iftiracılar yine bu yalan bataklığında boğulacaklardır. 4 yıldır böyle bir belge ya da bilginiz var neden yargıya başvurmuyorsunuz? Bir açığım varsa bunları ortaya çıkarmak sizi sevindirir. Ben her yerde, canlı yayında, kamuoyunda, hesaplaşmaya hazırım. Korkumuz yok. 'Çamur at izi kalsın' düşüncesiyle hareket etmeyin. Halkımız bu iftiraların farkında"

HARCAMA İDDİALARINA CEVAP

Türel, 2008 yılındaki festival harcamalarına yönelik yapılan iddiaları, 'Yalanlar ve gerçekler' isimli bir slayt gösterisi ile katılımcılara aktardı. Belgelerinin

burada olduğunu belirten Türel, şöyle konuştu: "Akaydın'ın yalancı maskesini belgelerle düşürüyoruz. Akaydın, 2008 yılında festival konuklarının konaklamadığı bir otele 600 bin dolar ödeme yapıldığı, hayali konaklama için otelin 240 olan odasının da 374 gibi gösterildiği iddialarında bulundu. O otel 640 yataklıdır ve 450 kişi konaklamıştır. Belgeleri buradadır. Akaydın, yine festival davetiye tasarımları için 118 bin dolar ödeme yapıldığını iddia ediyor. Ödeme tasarım bedeli sadece festival davetiyesi için değil, açılış gecesi, iç ve dış tasarımlarından, kapanış gecesi iç ve dış tasarımlarına kadar 19 farklı tasarım için ödeme yapılmıştır. Onunda belgeleri burada."

Akaydın, festivalin turizm hareketlerinin düzenlenmesi ne olduğu belli olmayan bir amaçla 1 milyon 265 bin TL ödenmiştir iddialarına şöyle karşılık verdi: "Hiç yapılmadığı ifade edilen turizm hareketleri içerisinde 41 adet iş kalemi yer almaktadır. Konukların karşılanmasından transferine, 240 kişilik host ve hostes ekibinden tüm izleyicilerin giriş barkot sistemlerinin kurulmasına kadar bu firma tarafından organize edilmiştir. Anlaşma gereği bu firma tüm harcamaların toplamında sadece yüzde 10 işletme komisyonu almıştır"

Akaydın'ın 2008 yılındaki Altın Portakal Film Festivali'nde 9 günlük süreçte 140 aracın kiralanması için 3,4 milyon lira ödendiği yönünde de iddiada bulunduğunu söyleyen Türel,"Kiralanan araç sayısı 140 değil, 256'dır. 127 adeti VIP clastır. Süre ise 9 gün değil 14 gündür. Rakamlar iki katına çıkarılarak yalan söylenmektedir" dedi.

Akaydın'ın Mickey Rourke adlı sanatçıya sadece otel rezervasyonu için 100 bin dolar ödendi' iddialarına ise Türel, "Mickey Roukey'a 100 bin dolar değil, 50 bin dolar ücret ödendi" diye konuştu.

Türel Akaydın'ın 400 bin dolarlık yüksek stant fiyatları ile ilgili iddialarına ise şöyle cevap verdi: "Stantlar satın alma opsiyonlu olarak 3 yıllığına kiralandı. 3. yılın sonunda yeni stant satın alınarak, AKSAV'ın demirbaş listesine girmiş olup demirbaş kayıtlarındadır."

Akaydın'ın ödemelerle ilgili iddialarına Antalya Valiliği'ne şikayette bulunduğunu ve valiliğin soruşturma başlattığı yönünde açıklamalar yaptığını hatırlatan Türel, şöyle konuştu: "Resmi olarak Antalya Valiliği'ne hakkımda ve bu konularla ilgili herhangi bir şikayet yapılıp yapılmadığını sordum. Antalya Valiliği'nin 20 Eylül 2012 tarihli yazısında Mustafa Akaydın veya Büyükşehir Belediyesi tarafından bugüne kadar valiliğe herhangi bir şikayet veya belge ulaşmamıştır. Ayrıca bir soruşturma yoktur, bilgisi verildi."

Akaydın'ın yalan söyleme hastalığı olarak tanımlanan mitomani hastası olduğunu ileri süren Türel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Araştırdım, mitomani, bir çeşit dürtü kontrol bozukluğu olarak tanımlanıyor. Kişi kendini yalan söylemekten alıkoyamaz. Bu, onun engelleyemediği bir dürtüsüdür. Yalan söylerken büyük haz duyar ama hemen peşinden pişmanlık gelir. Yani mitoman, yalanlarından sonra suçluluk duyar ve çevresindekilere bunu bir daha yapmayacağını söyler ama yine de yalan söylemeye devam eder. Yalanları öylesine gelişigüzeldir ki nasıl toparlayacakları konusunda bir planları yoktur. İşte Akaydın. Akaydın'ın iddiaları, iftiraları, yalanları kendisinin mitomani hastası olduğunu gösteriyor. Kendisine acil şifalar diliyorum"

Bu söylemi hakkında Akaydın'ın kendisi hakkında yargıya başvurabileceğini işaret eden Türel, "Bende şahsımı küçültücü yalan beyanlarda bulunduğu için yargıya başvuracağım. Bugüne kadar kaybettiğim dava yok" şeklinde konuştu.