Diyarbakır'da Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 2'si asker 16 kişinin ölümüyle ilgili dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ'ın yargılanmasına başlandı.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklar emekli Albay Hatipoğlu ve Üsteğmen Yanardağ katılmazken, yaşanan olayda yakınlarını kaybeden bazı mağdurlar ile avukatları duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Ali Girgin, duruşmada, dava dosyasıyla ilgili nakil talebinin incelenmesi amacıyla dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderildiğini belirterek, bu aşamada duruşmaya katılan müşteki ve mağdurların, sanıklar hakkında şikayetçi olup olmadıkları yönündeki beyanlarına başvurulacağını söyledi.
Duruşmaya katılan mağdurlardan Zarife Cantürk, sanıklar hakkında şikayetçi olduğunu kaydederek, "Olayda 3 çocuğum öldürüldü. Vücudumda hala şarapnel parçaları bulunuyor. Bu nedenle davaya katılmak istiyorum" dedi.
Diğer mağdurlar Mizgin Cantürk, Kadriye Gülen, Latife Çakır ve Hüsna Atalay da duruşmaya katılmak istedikleri yönünde beyanda bulundu.
Sanık Tünay Yanardağ'ın avukatı Hikmet İşler, müvekkilinin kurmay albay iken 4 ay önce emekli olduğunu bildirerek, "Müvekkilim çok iyi derecede Fransızca bildiği için bir iş teklifi üzerine Afrika'da bir şirkette çalışıyor. Soruşturma aşamasında aradan 3 yıl geçmesine rağmen müvekkilimin hiçbir şekilde beyanına başvurulmamış ve yurt dışında bu davadan haberdar olmuştur. Duruşmaya rahatsızlığı nedeniyle katılamadı ancak bir sonraki celseye katılacaktır" ifadelerini kullandı.
Avukat İşler, ayrıca nakil talebinin değerlendirilmesi amacıyla dosyanın ilgili makamlara gönderildiğini vurgulayarak, mahkemenin söz konusu davaya bakmakla ilgili görev ve yetkisinin bulunduğuna dair kararın açıklanmasının beklenilmesini talep etti.
Dosyada tanık sıfatıyla ifadesi bulunan Özcan Tozlu'nun 8 ayrı suçtan dolayı Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen bir yüzbaşı olduğunu anlatan İşler, şöyle dedi:
"Tozlu, müvekkilimle devre arkadaşıydı. Müvekkilimle görüşmek istemiş ancak kabul edilmeyince bir husumet oluşmuş. Özcan Tozlu, Ergenekon davasında da tanık olarak dinlenmiştir. Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesinde suçlu kimse ortaya çıkarılmasını biz de istiyoruz. Çünkü müvekkilimin ailesi bu olaydan dolayı çok zor durumdadır. Müvekkilim kaç gün ağladı."
Avukat İşler, daha sonra müvekkili Yanardağ'ın olayın yaşandığı 22 Ekim 1993'te 10 günlük izinli olduğunu gösteren belgeyi de mahkemeye sundu.
Mağdur avukatlarından Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi de dosyanın nakliyle ilgili işlemlerde, valilik ve cumhuriyet başsavcılığının görüşünün alındığını ancak dosyanın tarafı olarak kendilerinden görüş isten doğru bulmadıklarını söyledi.
Sanıkların güvenliği konusunda Diyarbakır'da bir sıkıntı bulunmadığını belirten Elçi, şunları kaydetti:
"Diyarbakır'da herhangi bir güvenlik sorunu olduğunu düşünmüyoruz. Bizim görüşümüz de alınarak ilgili makama ulaştırılmalıdır. Bu kadar insanın öldürülmesine yol açan olayın görüldüğü davanın bu uygulamayla başka bir yerde görülmesi adaletle anlaşılır değildir. Biz bu konuyu Adalet Bakanı ile görüşmüştük. Çok önemli bir kamu görevlisi olan maktul Bahtiyar Aydın ve 16 kişinin öldürülmesi olayıdır. Sanıklar sadece dosyada adı geçen 2 kişiden ibaret değildir. Çok sayıda kişi vardır ancak iki kişiye dava açılmıştır."
Sanıklardan Yanardağ'ın yurt dışında olduğunu belirten Elçi, "16 kez müebbet hapis cezası alması gereken sanıkların tutuksuz yargılanması anlaşılır gibi değildir. Yurt dışında bulunan sanık Yanardağ'ın kaçma şüphesi kavramı tamamen yerine gelmiştir" dedi.
Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın ailesinin avukatı Necdet Solmazgül de davada ayrıca ihanet olayının da bulunduğunu öne sürerek, "Bölgede çok sevilen bir general vardı. Bu general Mardin ve Şırnak'ta görev yapmıştır. Bölgeyi tanımadığı söylemlerini kabul etmiyoruz. Çok başarılı olduğu için kendi arkadaşlarından daha önce general olmuştur. Bir general şehit ediliyor ancak ailenin bir beyanı alınmıyor. Bu nedenle Aydın'ın ailesi, gerçek suçluların yakalanarak cezalandırılmasını talep ediyor" diye konuştu.
Mağdur avukatlarından Cihan İpek ise 1993 yılında Almanya'da bulunduğu esnada Lice olaylarına ilişkin ilçede gizli kamerayla çekilen görüntüleri televizyondan izlediğini ve kayıt aldığını anlatarak, gerekirse söz konusu görüntüleri mahkemeye sunabileceğini söyledi.
Avukat İmran Gökdere de mahkeme heyetinden, "Şu anda duruşma salonunda ve adliyede, çevresinde güvenliği tehdit edici en küçük bir taşkınlık bulunmadığı görülmektedir" ifadesinin duruşma tutanağına yazdırılmasını istedi. Mahkeme heyeti, avukatın beyanını tutanağa geçti.
Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından, sanık Hatipoğlu'nun avukatlarının, davanın "güvenlik gerekçesiyle" başka ilde görülmesi yönündeki talebi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince değerlendirilmesinin beklenilmesine karar verdi.
Duruşma tutanağının da UYAP sistemi üzerinden dosyaya konulmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, mağdur avukatlarının, "tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmesi" yönündeki talebini de "tutuklamayı gerektirecek kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bu aşamada yeterli görülmediği" gerekçesiyle reddederek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
İddianameden
İddianamede, sanıklar Yanardağ ve Hatipoğlu hakkında, TCK'nın "Taammüden öldürme", "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik", "Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası isteniyor. - Diyarbakır
Son Dakika › Güncel › Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın Öldürülmesi Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?