Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonu'nda düzenlenen mezuniyet törenine Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, akademisyenler ve uluslararası öğrenciler katıldı.
Törenin açılışında konuşan Prof. Dr. Macit, yeni bir dil öğrenmenin yeni bir dünyayı keşfetmek olduğunu belirtirken her dilin dünyaya karşı kendine has vaziyet alma biçimi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Macit, "Dil öğrenmek bir dünyanın tecrübesini öğrenmek demektir. Bir dil öğrenmek bir toplumun milletin tarihi tecrübesini öğrenmek demektir. Kaldı ki sadece siz burada Türkçe öğrenerek Türk toplumunun tarihi tecrübesini değil, aynı zamanda farklı dünyalardan geldiğiniz için adeta dil açısından ufukların kaynaşması gerçekleşiyor. Ufuklar kaynaşıyor, farklı diller, farklı renkler, farklı edalar, farklı üsluplar kaynaşıyor. Dolayısıyla burası dünyaya açılan bir pencere ve dünyanın bütün renklerin bütün kültürlerin toplandığı bir yer. Onun için ben söylüyorum, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü hem yapısal olarak hem içsel olarak özel bir kurum. İnşallah bu özel kurum olma iddiasını daha ileriye taşıyacaktır" dedi.
Prof. Dr. Macit, "Bir toplumun, bir milletin dili, dünya tecrübesini oluşturur. Dil ve düşünce arsında dil ve kültür arasında da yakın bir ilişki vardır. Bir toplumun dilini öğrenmek demek aynı zamanda o toplumun kültürüne de aşık olmak demektir. Fakat diğer taraftan dil öğrenme işi seyyaha benzer. Nasıl ki seyyah, gezgin bir adam dünyayı dolaşır. Değişik tecrübeler edinir sonra kendi yuvasına, evine döner dil öğrenmekte bir seyyah mesafesindedir. Farklı diller öğrenip sonra kendi dünyasına geri döner. Hepimizin dili bir dünyanın, bir kültürün bir yaşama tecrübesinin ürünü olduğu için bir insan öğrendiği dili unutur ama ana dilini asla unutmaz. Ana dili çok önemlidir yani içinde bulunduğumuz dil sistemi çok önemlidir. Bu nedenle dil, dile getirdiği dünyaya bağlıdır. Hepimiz bir dünyada varız. Bir dünyanın içinde konuşuruz. Dolayısıyla bir dil öğrenmek başka insanların dünyasını keşfetmek demektir. Bir dile sahip olmak, dünyaya karşı bir vaziyet alma biçimidir. Örneğin bir Almanın bir Alman dilini öğrenen insanın dünyaya karşı vaziyet alma biçimi vardır. Bir Arap da aynen öyledir. Bir Türk de aynen öyledir. Türkçe esasen bir Türk'ün dünyaya karşı vaziyet alma biçimini ifade eder. Onun için her dil sistemi aynı zamanda bir dünya görüşüdür. Fakat bu dünya görüşü faklı dünya görüşlerinin bir araya gelmesi dile getirilmesi telaffuz edilmesi aynı zamanda ufukların kaynaşması demektir. Burada ufuklarımız kaynaştı bir araya geldik" diye konuştu.
"Türkçe öğrendiğim için gururluyum"
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde düzenlenen Türkçe Konuşma Yarışmasında birincilik kazanan Zacharia Whaitaka, katıldığı yarışmadaki heyecanını ve TÖMER'de geçirdiği süreci anlattı. Whaitaka,"Başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır. TÖMER'deki ilk günü hatırlamak hepimizi gülümsetir. Nasılsın, nerelisin, ne yapıyorsun demek pek kolay olmadı. Ama şimdiye bak. Arkadaş olduk, sosyalleştik, konuşuyoruz, film izliyoruz. Buradaki bazı insanlar belki beni kendimden daha iyi tanıyor. Gurur duyduğum bir şey Türkçe öğrenmek. Burada hedefimize ulaştık. Türkçe öğrenmek ve hatta konuşma yarışması kazanmak benim için büyük bir başarıdır. Desteğiniz olmadan başaramazdım. Bu konuşma yarışmasına katılmak için çok heyecanlıydım. Ve bundan onur duydum. Bütün hocalar çok destekleyiciydi. Ödül almaktan onur duydum. Onlara çok güçlü olduğumu kanıtlamıştım" dedi.
Açılış konuşmaları sonrasında farklı kültürlerden gelen öğrencilerin çeşitli gösterileri törene renk kattı. Mezuniyet diplomalarını alan TÖMER'li öğrenciler hocalarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Son Dakika › Güncel › TÖMER'de mezuniyet heyecanı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?