TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni

Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye artık Çin ile İtalya arasındaki en büyük sanayi ülkesi haline gelmiştir. Bugün Avrupa'da satılan her 3 beyaz eşyadan biri Türkiye markasını taşıyor, bu bizim gururumuzdur, iftiharımızdır. Biz üreticimize sanayicimize, işçimize, mühendisimize velhasıl insanımıza güveniyoruz. Artık bu ülkede savunma sanayinde kendi kendine yeter hale gelmek için önemli adımlar atıldı." dedi.

Başbakan Yıldırım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde (TOBB) düzenlenen "TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni"nde yaptığı konuşmada, "Son 12 yılda 7 milyonun üzerinde istihdam sağladık, ancak genç nüfusumuz var istihdama katılım oranımız yüksek bununla yetinemeyiz, yeni yeni iş alanları açmak gençlerimizin geleceğini aydınlatmak, umutlarını yeşertmek öncelikli hedefimiz olmalıdır." ifadesini kullandı.

Yaşanan terör hadiselerinin arkasında küresel anlamda genç işsizliğin yüksek olmasının neden olduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, "Gençlerin umutlarını, heyecanlarını istismar eden terör örgütleri maalesef şimdilik bu amaçlarına ermiş gibi gözüküyorlar. 15 yılda kişi başına düşen gelirimizi 3 bin 600 dolar seviyesinden 11 bin dolar seviyesine çıkardık. 236 milyar dolar olan gayrisafi yurt içi hasılamızı 857 milyar dolara yükselttik. 197 Organize sanayi bölgemiz vardı, şimdi 300 organize sanayi bölgemiz var." diye konuştu.

Hayata geçen uygulamalarla ülkedeki yatırım tutarını son 15 yıl içerisinde 10 kat artırdıklarını ve 700 milyar liraya yükselttiklerini kaydeden Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"İhracat 36 milyardan 143 milyara çıktı. Bunu da yeterli görmüyoruz, daha da artırmak için gerekli tedbirleri alıyoruz. Türkiye artık Çin ile İtalya arasındaki en büyük sanayi ülkesi haline gelmiştir. Bugün Avrupa'da satılan her 3 beyaz eşyadan biri Türkiye markasını taşıyor, bu bizim gururumuzdur, iftiharımızdır. Biz üreticimize sanayicimize, işçimize, mühendisimize velhasıl insanımıza güveniyoruz. Artık bu ülkede savunma sanayinde kendi kendine yeter hale gelmek için önemli adımlar atıldı. Savunma sanayinde yerlileştirme ve millileştirme atılımımız devam ediyor, yüzde 20 civarında olan yerli payı bugün yüzde 60'ın üzerine çıkmıştır, savunma sanayinin cirosu 35 milyarı aşmıştır. İhracatımız, 2 milyar doların üzerine çıkmıştır."

13. IDEF Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı'nda ülkenin kat ettiği mesafeyi görmekten bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak iftihar ettiğini anlatan Başbakan Yıldırım, "Türkiye zor bir coğrafyada, bu coğrafya bizim kaderimiz, kaderi değiştiremeyiz, o halde bu coğrafyada dik duracak, sağlam duracak hem kendi halkına hem bölgedeki insanların geleceği için huzurlu, güvenli, barış içinde bir dünya sağlamak adına Türkiye'nin güçlü olması lazım, savunma sanayinde kendi kendine yeterli olması lazım, bununla da yetinmemeli caydırıcılık kabiliyetini de geliştirmesi lazım." diye konuştu.

Savunma sanayinde atılan adımların bu amaca yönelik adımlar olduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, bugün bunların meyvelerini görmenin kendilerini mutlu ettiğini bildirdi.

"İhtiyacımız olan sürekli değişim, sürekli yenilik, sürekli reform"

Önümüzdeki süreçte ekonomiyi daha da büyütmeye, Türkiye'yi daha üst sıralara çıkarmaya devam edeceklerini ifade eden Başbakan Yıldırım, "Hedef 2023'te Türkiye'yi Gazi Mustafa Kemal'in 'muasır medeniyetler seviyesi ve ötesi dediği' noktaya taşımaktır. Bu hedefimizi sizlerle, iş alemiyle birlikte gerçekleştireceğiz. Kendimizden sonraki kuşakları gelecek nesilleri 2023, 2071, vizyonuna birlikte hazırlayacağız." dedi.

15 yıllık kazandıkları tecrübeyle daha büyük reformlara imza atacakları bir dönemin başlangıcında olduklarını belirten Yıldırım, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

"Savunmada dışa bağımlı olmadığımız, kendi enerjimizi ürettiğimiz, enerji güvenliğini sağladığımız tarımda, hem de kendi kendine yeten aynı zamanda da dünyanın ihtiyaçlarına cevap veren bir Türkiye için yeni dönemi çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. İleri teknolojiyle katma değer sağlayan stratejik sektörlerle gerçekleştireceğimiz üretim ve ihracata dayalı dış ticaretle Türkiye belirlediği hedeflere ulaşacaktır. Bunun için ihtiyacımız olan sürekli değişim, sürekli yenilik, sürekli reform."

İlk olarak reel sektörü, yakından ilgilendiren reformlardan işe başladıklarını vurgulayan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Kredi garanti fonu üzerinden 250 milyar liralık bir kredi hacmi oluşturduk, 8 Aralık'ta bu kararı aldığımızda uzman ekonomistler bizimle tabiri caizse dalga geçtiler, bu ne biçim iş diye ama bugün 277 bin işletme 181 milyar krediyi filen kullandı, nefes aldı, nefesini tazeledi, üretime yoluna devam etti. Haftalık olarak bu ne anlama geliyor, bir haftada 35 bin işletmeye 20 milyar lira kredi kullandırmışız. Küçük esnafımıza, KOSGEB mensuplarına, 50 milyona kadar faizsiz 3 yıllık kredi verdik, bu bağlamda şuana kadar 250 bin esnafımız filen bu krediyi kullandı, bunun da tutarı 6 milyar lira ancak bununla kalmıyor, dosyaları devam eden toplam 460 bin civarında KOBİ küçük, orta ölçekli işletmeler bu imkandan yararlanacak."

İş dünyasının beklentisi doğrultusunda vergi ve primlerin yeniden yapılandırılmasını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Başbakan Yıldırım, "Bugüne kadar 10 milyon mükellef, prim ve vergi borcu yapılandırıldı, 160 milyar liralık bir kaynak hem kamuya kazandırıldı hem de mükelleflere önemli bir kolaylık getirildi. Bununla da kalmadık vergisini zamanında ödeyenlere indirim getirdik." diye konuştu.

Esnaflar için zor günlerde başvuracakları Ahilik fonunu kurduklarını kaydeden Yıldırım, işleri zora giren küçük esnafların bu fonun imkanlarından yararlanacaklarını ve sıkıntılı günlerini böylece atlatacaklarını bildirdi.

Sicil affı düzenlemesiyle mağduriyetleri azalttıklarını ifade eden Başbakan Yıldırım, ayrıca karşılıksız çek konusunda yeni kapsamlı düzenlemeler yaptıklarını, 'karekod' çek uygulamasına geçtiklerini bunun sonuçlarını hemen gördüklerini, karşılıksız çek oranının düşmeye başladığını, piyasanın birbirine güveninin arttığını anlattı.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya yapılan yatırımlar

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terörün verdiği tahribatı ortadan kaldırmak ve refah açığını kapatmak için büyük bir program başlattıklarını ifade eden Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"23 ilimizde cazibe merkezleri programlarını ilan ettik, talepleri aldık ve bu programa bugüne kadar 3 binin üzerinde yatırımcı müracaat etti. Müracaat edilen yatırımın tutarı 100 milyar lira, bu ne demektir? 350 bin civarında insanın çalışacağı, 3 bin tane yatırımcının bölgede yatırım yapması ve böylece bölücü terör örgütünün orada bölgedeki insanlarımızı istismar etmesinin önüne geçilmesidir. Bu talebin biran önce uygulanmaya konulması için alt yapı hazırlıklarımızı tamamladık ve kısa sürede başlatacağız."

Bölgeyle ilgili çalışmaların bunlarla sınırlı olmadığını vurgulayan Başbakan Binali Yıldırım, çukur siyasetiyle tarumar edilen ilçe ve illerde toplam 9 merkezde 20 bin konutu sıfırdan yaptıklarını, bir kısmını bu yıl, bir kısmını da seneye tamamen bitirileceğini anlattı.

Yıldırım, "Maalesef oradaki bazı belediyeler iş yapmak yerine bölücü terör örgütünün tahakkümü altına girmiş, ve kaynakları ne yazık ki bu örgüte peşkeş çekmiştir. Bu gidişe bir durmak zamanı gelmişti, bunu yaptık şimdi oradaki vatandaşlara 'kayyum atandı' deyince bana oradaki bir vatandaşımız dedi ki 'Sayın Başbakanım ne kayyumu' kanun geldi, kayyum gelmedi, kanun geldi' dedi." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)