Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ zaferine ilişkin "Bugünü kutlamanın hazzını birlikte yaşıyoruz. Bu yeni bir toprak kazanma veya bir işgal sevinci değildir, bir haksızlığın bir işgalin kısmen de olsa sonlandırılması günüdür." dedi.
TİHEK'ten yapılan açıklamaya göre, kurumun ev sahipliğinde, Azerbaycan İnsan Hakları Komiseri (Ombudsman) Sabina Aliyeva'nın katılımıyla, "Savaş zamanı insan hakları ihlallerinin önlenmesinde ve savaş suçlarına ilişkin delil ve sübutların toplanmasında ulusal insan hakları kurumlarının rolü" konulu telekonferans düzenlendi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Arslan, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ zaferini kutlayarak, 10 Aralık'ın Dünya İnsan Hakları Günü olmanın yanı sıra Dağlık Karabağ zaferi dolayısıyla, Türkiye ve Azerbaycan'ın birlik beraberlik ve kardeşlik günü olduğunu vurguladı. Arslan, "Bugünü kutlamanın hazzını birlikte yaşıyoruz. Bu yeni bir toprak kazanma veya bir işgal sevinci değildir. Bir haksızlığın bir işgalin kısmen de olsa sonlandırılması günüdür." ifadelerini kullandı.
Türkiye ve Azerbaycan'ın bu zaferi iki ülke bir millet şiarıyla bütün dünyanın sessiz kaldığı bir süreçte haksızlığa karşı omuz omuza dayanışma içinde sağladığını ifade eden Arslan, şöyle devam etti:
"Kardeşimize destek vererek onların topraklarını kurtarmalarına katkı sunduk. Yürekleriyle, bileklerinin haklarıyla şehitler ve gaziler vererek bu haksızlığa son verdiler. Bunun için bugün bizler için gerçekten bir insan hakları günü olmuştur. Artık '10 Aralık İnsan Hakları Günü' dediğimizde her zaman Dağlık Karabağ zaferiyle anacağımız şüphesizdir."
Arslan, insan hakları alanında dünyada ve BM'de karar verici noktalardaki devletlerde bir samimiyetsizlik ve çifte standart olduğunu belirterek, iki ülke insan hakları kurumları olarak ilişkileri geliştirme ve insan hakları bağlamında ayrı bir model ortaya koyma çağrısında bulundu.
Arslan, Azerbaycan'ın Azerbaycan toprakları içerisinde kalan Ermeni kökenli vatandaşlarının da haklarını koruyacağını söyledi.
-"Yaşam bölgelerini roket ateşine tuttular"
Azerbaycan Ombudsmanı Sabina Aliyeva, Azerbaycan ordusunun 44 günlük vatan savaşında Türkiye'nin desteğini esirgemediğini dile getirerek, Türk halkına teşekkür etti.
Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'da ikinci bir Ermenistan devleti kurma hevesiyle Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal ettiğini vurgulayan Aliyeva, bu süreçte yerlerinden edilen Azerbaycan vatandaşlarının çok ciddi sıkıntılar yaşadığını anlattı.
Aliyeva, Ermenistan'ın işgal ettiği Karabağ topraklarına Suriye'den kaçan göçmenler de dahil olmak üzere farklı coğrafyadan Ermeni kökenli vatandaşları yerleştirerek, açık bir şekilde uluslararası hukuku ihlal ettiğini, buna yönelik ellerinde yeterli delilin mevcut olduğunu ifade etti.
Bölgenin işgalden kurtarılmasının ardından Ermenilerin toprakları terk ederken kültürel ve tarihi anıtları tahrip ettiğine işaret eden Aliyeva, arazilerde orman yangınları çıkartılarak çevreye ve ekolojiye verilen zarara yönelik ellerinde delil bulunduğunu söyledi.
Savaşın ilk günlerinde Ermeni ordusunun büyük insan hakları ihlalleri yaptığını ifade eden Aliyeva, "Ermenistan askeri kuvvetleri savaş bölgesinden çok uzakta yaşam bölgelerini roket ateşine tuttular. Bu saldırılarda çok sayıda sivil hayatını kaybetti ya da yaralandı. Sivillere yönelik ilk saldırıların düzenlendiği yerlere giderek incelemelerde bulunduk. Roket kalıntılarını inceledik ve bu silahların yasaklanmış silahlar olduklarını belgeledik. Bu belgeleri tüm uluslararası kuruluşlara gönderdik." diye konuştu.
Aliyeva, Ermenistan ordusunun çocukları istismar ederek askeri operasyonlarda kullandığını da tespit ettiklerini vurgulayarak, bunun Cenevre Sözleşmesi'nin ağır ihlali anlamına geldiğini, konuyla ilgili BM Çocuk Fonu'na da rapor sunduklarını kaydetti.
Aliyeva, ayrıca Ermeniler tarafından Azerbaycanlı savaş esirlerine karşı kötü muamele ve işkence delilleri bulduklarını da vurguladı.
" AİHM'in çifte standardını burada da görmüş olduk"
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu da komisyonun Azerbaycan'a giderek savaş bölgesinde Ermenistan'ın hak ihlallerine yönelik tespitlerde bulunduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, bu süreçte insan hakları kurum ve kuruluşlarına büyük görev düştüğünü ifade ederek, hem Azerbaycan hem de Türkiye'nin kurumlarının uluslararası platformdaki insan hakları kurum ve kuruluşlarını harekete geçirmesi gerektiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Ama bundan da önemlisi kimsenin yaptığının yanına kar kalmaması gerektiği inancıyla acı çekmiş, yakınlarını yitirmiş ve insanlık suçuna maruz kalmış, insanlığın ayaklar altına alındığı bu sürecin faillerinin sorumlularının mutlaka hesap verecek noktaya taşınması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası kamuoyu tarafından savaş sürecinde çifte standart uygulandığını da belirten Çavuşoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye ve Azerbaycan aleyhindeki kararını hatırlattı.
Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"AİHM'in çifte standardını burada da görmüş olduk. İnsan hakları meselesinin bir şekilde çifte standartlı bir meseleye dönüşmesi inandırıcılığını yitirmesine neden oluyor. Adeta ayar verilmesi, hizaya getirilmesi gereken devletler söz konusu olduğunda insan hakları gündem oluyor ama bunun gündem olmadığı yerde kimse kılını kıpırdatmıyor."
Çavuşoğlu komisyon olarak yaptıkları incelemelerde insanlık suçu tespit ettiklerini de vurguladı.
TİHEK Kurul Üyesi Dilek Ertürk ise Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ zaferini kutlayarak, "Hem Azerbaycan hem Türkiye makamlarının haklı sesimizi dünyaya duyurması gerek. İnsan hakları alanında üç maymunu oynayan dünyaya Ermenistan'ın hak ihlallerinin duyurulması gerek." dedi.
Son Dakika › Güncel › TİHEK'te 'Savaşta ihlallerin önlenmesinde kurumların rolü' konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?