Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin bertaraf edilmesinde büyük yararlılık gösteren vatandaşlardan Abdullah İrgin, Adviye Gül İsmailoğlu, Mehmet Köse, Muhammet Irmak ve Danyal Şimşek, Mersin'de düzenlenen programda yaşadıklarını anlattı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın "Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar Projesi" kapsamında, Mersin Kültür Merkezi'nde sanatçı ve oyuncu İsmail Hakkı'nın moderatör olduğu program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Daha sonra Veysel Çelikdemir'in "15 Temmuz" temalı kum sanatı gösterisi izleyicilerden büyük alkış aldı.
Mersin Valisi Özdemir Çakacak, programda yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'u yaşatma ve canlı tutma adına o gece yaşananları, o geceyi yaşayanların ağzından bu tür organizasyonlarla vatandaşların dinleyip, bu ruhun canlı tutulmasına vesile olunduğunu söyledi.
15 Temmuz ruhunun son derece önemli olduğunu vurgulayan Çakacak, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük ve güçlü bir devlettir. Her alanda büyümeye güçlenmeye devam etmektedir. Ama bizim güçlenmemizden, büyümemizden ve küresel güç olmamızdan rahatsız olanlar. İçeriden ve dışarıdan hainler bu milletin başına 15 Temmuz'da bir çorap örmek istediler. Bu milletin evlatlarının verdiği vergilerle alınan uçaklardan, helikopterlerden ve tanklardan milletin evlatlarının üzerine silah sıktılar ne yazık ki. Ama bu milletin evlatları onun da üstesinden geldi." dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz da 15 Temmuz'da ordunun içerisine sızan ve kahraman Türk silahlı kuvvetlerinin adını ve amblemini kendisine kalkan yapmaya çalışan bir grup çılgının, vatan savunması için kendilerine emanet edilen silah ve mühimmatı bizzat millete karşı kullanılmasına şahitlik edildiğini belirtti.
O gece vatan can feda etmenin günüymüş
FETÖ'nün darbe girişimini engellemek için Genelkurmay Başkanlığı'na giren ve kolundan yaralanarak gazi olan Abdullah İrgin ise programın adının "Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar Projesi" olduğunu, kendi adına kahraman yakıştırmasını kabul etmediğini belirterek, "Kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için. Kahraman dediğiniz insanlar Diyarbakır'da, Hakkari'de, Şırnak'ta, Ankara'da ve İstanbul'da bu vatanın bölünmez bütünlüğü için şehadet şerbetini içen insanlardır. Ben değilim. Kahraman dediğimiz insanlar Pensilvanya'daki soytarının Türkiye'deki köpeğini öldüren Ömer Halis Demir'dir." dedi.
Edirne'de oturduğunu ve özel işlerinden dolayı 15 Temmuz'da Ankara'da olduğunu anlatan İrgin, şöyle konuştu:
"O gece vatana can feda etmenin günüymüş. Biz de emniyet müdürlüğüne gidelim de vatan için canımız verelim düşüncesiyle o tarafa yöneldik. Ardından Genelkurmay Başkanımızın rehin alındığı haberi geldi. Genelkurmay Başkanlığı'nın yerini sorduk o tarafa doğru gittik. Gittik oraya kapıyı açamadık. Genelkurmay Başkanlığı camlarında demir parmaklıklar vardı. Ben demir parmaklığı söktüm. Camı kırıp içeriye girdik. İçeri girdiğimizde kimse yoktu. Üst kata çıktık. Camdan insanları çağırmaya başlayınca askerlerin sivil halkı taradığını gördük. Daha sonra bize ateş etmeye başladılar. Orada çok sayıda kişiyi şehit ettiler. Benim de o sırada bir mermi kolumu sıyırdı."
İrgin, Genelkurmay Başkanlığı'na girmeye çalışırken cama kapıya zarar verdiklerini, en büyük pişmanlığının bu olduğunu ve bunun bedelini ödemek istediğini sözlerine ekledi.
"Cumhurbaşkanımız milleti meydanlara davet edince ailecek dışarı çıktık"
İstanbul'da yaralanan 14 yaşındaki Adviye Gül İsmailoğlu da o gecenin başı karanlık, ortası cesaret dolu, sonu aydınlık olan bir gece olduğunu söyledi.
Darbeyi öğrenir öğrenmez dışarı çıkmak istediğini vurgulayan İsmailoğlu, "Darbe kalkışması olarak geçiyordu. Darbenin ne olduğunu tam olarak bilmesem bile kötü bir şey olduğunu, geçmiş dönemlerde yaşanan darbelerden az çok biliyordum. İçimden direk onlara engel olmak, ülkeme sahip çıkmak geçti. Dışarı çıkmak istedim ama ailem önce cumhurbaşkanımızın açıklama yapmasını bekleyelim dedi. Cumhurbaşkanımız iyi olduğunu söyleyip milleti meydanlara davet edince ailecek binlerce kişiyle dışarı çıktık." diye konuştu.
Şehit olma bilinciyle dışarı çıktıklarını anlatan İsmailoğlu, görünmeyen bir gücün kendilerini Saraçhane'ye yönlendirdiğini, gittiklerinde yolun ortasına askerlerin barikat kurduğunu, askerlerin kendilerini öldürmeye ve zarar vermeye yönelik ateş ettiklerin anlattı.
Tank sürmeyi bilmediği halde o gece tank kullanan Mehmet Köse de vatandaşların ele geçirdiği tankları vinçler yardımıyla kaldırmaya çalıştıklarını, ancak ağırlıklarından dolayı kaldıramadıklarını kaydetti.
Daha önce hiç sürmediği tankı polislerden anahtarını alarak sürmeye çalıştığını belirten Köse, "Bana en çok yardımcı olan yazıların Türkçe olmasıydı. Otomatik vites gaz pedal gideriz diye düşündüm. Güvenli bir şekilde Göztepe'den alıp Hasanpaşa'ya getirdim. Daha sonra zırhlı personel taşıyıcı vardı onu da getirdik. Altunzade'de var dediler onları da güvenli yerlere getirdim." diye konuştu.
Köse, o gece vatandaşların tankın paletinin arasına taş sıkıştırarak tankı durduğunu, o gece 9 tank ve zırhlı aracı güvenli bir yere götürdüğünü sözlerine ekledi.
Muhammet Irmak ve Danyal Şimşek de o gece yaşadıklarını anlattı.
Son Dakika › Güncel › Tecrübe Konuşuyor İçimizdeki Kahramanlar Projesi' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?