'TÜRKİYE'DEKİ DİZİLERDE MAALESEF KARAGÖZLER ÇOK, AMA HACİVAT YOK"
Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi'nin (BAL-TAM) iki yılda bir düzenlendiği "Uluslararası Güney-Doğu Avrupa Türkolojisi Sempozyumu"na katılan Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Akalın, dizi yapımcıları ve senaristlerine seslenerek Türkçeyi doğru kullanmalarını istedi.
Kosova'da Balkan Türkoloji Araştırmaları Merkezi (BAL-TAM) ile Türk Dil Kurumu'nun (TDK) işbirliği ile bu yıl 12-16 Nisan 2011 tarihleri arasında Kosova'nın tarihi ve kültür merkezi Prizren'de düzenlenen '5'inci Uluslararası Güney-Doğu Avrupa Türkolojisi Sempozyumu" devam ediyor. Aralarında Türkiye Cumhuriyeti'nin de bulunduğu dünyanın birçok ülkesinden 100'ün üzerinde Türkolog, 5 gün boyunca tebliğ ve bildiri sunacak.
Sempozyumun açılış konuşması Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın tarafından gerçekleşti.
açıklamalarda bulunan Akalın, Kosova'da bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'deki Türk dizilerinin Balkanlarda, yerel ve devlet televizyonları tarafından yayınlandığını ve yoğun bir şekilde izlendiğinin sorusuna Akalın, 'Türk dizilerimizin aslında yurt dışında rağbet görmesi bizi son derece sevindiriyor. Bu bir bakıma Türkçenin yaygınlaşması, Türkiye'nin öne geçmesi, Türk kültürünün tanıtılması açısından son derece önemli" olduğunu ifade etti.
Akalın açıklamasına şöyle devam etti: 'Yayınlarda kullanılan dil, ne ölçüde Türkçenin zenginliğini, Türkçenin gücünü yansıtıyor işte o tartışma konusu. Biz Türkiye'de konu gündeme geldiğinde tartışmalarda ilettiğimiz ve istediğimiz bir konu vardı. O da şu: bizim geleneksel sanatımızda bir dili bozuk kullanan Karagöz tiplemesi vardır, bir de onu düzelten Hacivat tiplemesi vardır. Bu tarz komediler, diziler başka ülkelerin televizyonlarında da yayınlanıyor. Örneğin İngilizceyi bozuk, hatalı kullanan bir tip varsa, mutlaka onun karşısında onu düzelten, yanlışlarını, doğrularını gösteren bir de karakter oluyor. Ama Türkiye'deki dizilerde maalesef baktığımızda Karagözler çok, ama Hacivat yok.
İşte dizilerimizin yurtdışında da izlendiğini düşünerek; yapımcıların, senaryo yazarlarının bu konuya önem vermesi hem bir yandan Türkçenin anlatım gücünü, zenginliğini programlarda, dizilerde işlerken, öbür yandan örnek Türkçeyi de kullanmaları, hatalı kullanan karakterin karşısına, onu düzelten bir başka karakterin yerleştirilmesi ve bunun da bir güldürü öğesi olması yani düşünün sadece Karagöz olsaydı o gölge oyunu hiçbir şey ifade etmezdi. Karagöz ancak Hacivat'la birlikte olduğunda o gölge oyunu insanlar için ilgi çekici oluyor. Bu bakımdan ben yayıncı kuruluşlarımızın, dizilerin sadece Türkiye'de izlenmediğini, yurt dışında çeşitli ülkelerde izlendiğini ve uydu yayını aracılığıyla da dünyanın her yerinden izlendiğini düşünmeleri gerekiyor. Oradaki bir yanlış kullanım Türkçeyi yeni öğrenen bir kişi için doğrusu budur diye algılanmasına yol açabiliyor.
Şuanda uydu yayını aracılığıyla dünyanın pek çok yerinde yayın kuruluşlarımız sesleniyor. Örneğin bir ülkede öğretmen olamadan Türkçe öğrenmeye başlayan kişiler olabilir, çünkü bunlar artık Türkçe öğretimi dünyada yaygınlaştı. Bizim belirlemelerimize göre 87 ülkenin en az bir orta öğretim kurumunda Türkçe öğretiliyor ve 46 ülkede de yabancı dil kurslarında Türkçenin öğretildiğini biliyoruz. El Salvador, Honduras'ta bile Türkçe bildiğini beyan eden ve nüfus sayımlarına geçen insanlar var. Şimdi bu insanlar Türkçelerini geliştirmek için televizyonu açtıklarında o dizilerde bozuk Türkçeyi gördüklerinde, o bozuk Türkçeyle konuşacaklardır bu bakımdan dizilerde yanlış kullanımdan dolayı bir güldürü öğesi elde edilebilir ama onun yanında doğruyu da gösteren bir karakterin yer almasıyla o dizi hem daha ilgi çekici hale gelecektir hem de eğitici ve öğretici olacaktır.
Son Dakika › Güncel › TDK Başkanı Akalın, Dizi Yapımcıları ve Senaristlerine Seslendi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?