TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, alt komisyonların hazırladığı terör, İzmir Aliağa Cezaevi ile İzmir polis merkezlerinin raporlarını kabul etti.
Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelemesi Amacıyla Kurulan Alt Komisyon'un hazırladığı "Terör" raporu hakkında söz alan AK Parti Ankara Milletvekili Ülker Güzel, 30-40 yıldır süren terör olaylarının bir hak arayışı olduğu yönündeki değerlendirmeleri eleştirerek, "Hak arayışı öldürmeyle mi olur, gasp etmekle mi olur, günahsız, suçsuz yavruların ve anaların, hamile kadınların öldürülmesiyle mi olur-" diye sordu.
Hak arayışının bir yolu, yordamı, yasal yöntemi, usulü, ahlakı ve vicdanı bulunduğunu dile getiren Güzel, şöyle devam etti:
"İsyanı hak eden, hak gören koşullar, 30-40 yıldır mı ortaya çıktı- Halbuki biz bin yıldır omuz omuza yaşayan Kürt vatandaşlarımızın, bu devletin idaresinde en üst pozisyonlarda hükümet ettiklerini biliyoruz. Türk milletinin bağrında her türlü imkanlara sahip olarak yüzyıllardır yaşayan ve hiçbir ekonomik siyasi ve sosyal problemleri olmadan devletin her türlü idari kademelerinde yer alan Kürt kardeşlerimizin 30-40 yıldır Türkiye'de oynanan bu oyunun bir parçası olarak kabul edilmesi mümkün değildir. PKK ve yandaşlarının, tamamen dış ülkelerin emperyalist emellerinin oyuncağı olarak Türkiye'de oynadıkları bu oyuna yiyecekleri şamar, bir zamanlar bu ülkelerin Osmanlı Devleti'nin yıkılması sırasında karşılaştıkları ve yedikleri Türk şamarı olacaktır."
-"Bu AK Parti'nin dili değil"-
AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Ülker Güzel'in yaklaşımından rahatsızlık duyduğunu ifade ederek, bunun Başbakan ve partinin benimsediği üslupla, dille bağdaşmadığını ifade etti. Metiner, şunları kaydetti:
"Bunu sorunlu bir dil olarak görüyorum. Bize ait bir dil değil. Bu coğrafyada farklılıklarımızla birlikte bir arada tutacak bir dil değil. Bölünme paranoyası üzerinden eski ezberleri çağrıştıran bir dil. Çok milliyetçi bir dil. Bu ülkede Kürtlere devlet düzeyinde ve paradigmal düzeyde ayrımcılık yapılmıştır, baskıya, zulme maruz bırakılmışlardır. Böyle bir konuşma yapmasından rahatsız oldum. Ülker Hanım'ın söyledikleri de bölünme paranoyası üzerinden şekillenen eski ezberleri çağrıştırıyor. Şiddet ve hiddet gördüm, korktum. Karşımda ceberut bir devlet anlayışı var gibi. Türk şamarı...
Ne birinin diğerine ne Türk ne Kürt ne de Arap şamarı indirmesine taraftar bir partiyiz. Ben AK Parti'yi böyle bilirim. Burada Türkler Allah'ın yaratmış olduğu mümtaz, ayrıcalıklı bir halk mıdır ki, bütün iyi güzel sıfatlar onlara ait olsun. Ama Kürtler, Araplar söz konusu olduğunda onlarda sadece ve münhasıran etnik bir topluluk olsun. Bu Birgül Güler Ayman'ın savunacağı bir görüş olabilir. Bunun AK Parti'nin dili olmadığını, son derece milliyetçi bir dil olduğunu söylemek istiyorum."
Bunun üzerine Güzel, bunu PKK terörünün ve bu ülkeyi her türlü etnik gruba ayırmaya çalışan zihniyete karşı söylediğini ifade ederek, "Biz bir mozaik olduk, millet olduk, o attığımız şamarları birliğimizi parçalayan ülkelere birlikte attık. Kalbimiz birdir' dedi.
-"Kürt meselesini ortaya çıkaran Evren'in ihtilalidir"-
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat ise ağlayarak, komisyonun kendisine terapi gibi geldiğini belirterek, herkesin biraz elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. Eronat, "Evlat, kardeş kaybeden insanlara bunu bırakırsanız daha çabuk bitecek. Ben evladını dağda kaybedenlerle de karşılaştım. İntikam hisleri yok. Acılar o kadar büyük ki başka duyguya yer yok. Bu rapordan bu çıkmamalıydı, biz bunu konuşmamalıydık, partiler üstü olmalıydı bu komisyon. İnsan hakkı, yaşama hakkı, konuşma hakkı her yerde aynı" dedi.
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, "PKK'nın Kürt hakları için dağa çıktığını" söylemenin doğru olmadığını ifade ederek, "APO'nun kendisi de Kürtçe konuşamadığı, bilmediği gibi Kürt de değil. Kürt meselesini ortaya çıkaran bana göre Evren'in ihtilalidir ve Evren'in kendisidir. Kenan Evren'in ihtilali bu işin ilk müsebbibidir. Kürtçe'nin yasaklanması, kart kurt meseli o zaman çıkmıştır" diye konuştu.
-Ceza infaz kurumlarına ilişkin rapor-
Toplantıda İzmir Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü İnceleme Raporu ile İzmir Polis Merkezleri İnceleme Raporu da görüşülerek kabul edildi.
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Türkiye'deki hapishanelerin artık Avrupa'daki hapishanelerden daha ileri seviyeye geldiğini belirterek, AB ilerleme raporlarında, "Türkiye'nin cezaevlerinde şiddet, işkence, kötü muamele kalkmıştır" denildiğini söyledi.
Bu konuda Türkiye'nin daha iyi bir noktaya geldiğini vurgulayan Üstün,
"Sadece şu Aliağa Cezaevi'ne yapılan yatırım, KDV hariç 145 milyon. Bir üniversite kampüsü yapsanız bu kadar harcarsınız" şeklinde konuştu.
-"3 Türk çocuğu gay ailelere verildi"
Komisyon, Avrupa'daki göçmen çocukların sorunları ve velayet hakkı konusunda yürütülen izleme dosyası sunuldu.
Üstün, bunun bir insan hakkı ihlali olduğunu ifade ederek, çocukların basit idari kararlarla alınarak, bambaşka kültürde olan ailelere verildiğini söyledi. Üstün, "Bunların sayısı şu anda minimum 5 bin ama bunun 9 bine kadar olduğu söyleniyor" dedi.
Belçika'da bir Türk ailenin 3 çocuğunun alınarak "gay ailelere" verildiğini, çocuklardan 2'sinin uzun mahkeme sürecinden sonra alındığını, biri için ise hala yargı sürecinin devam ettiğini kaydetti.
Komisyonda, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk kökenli ailelerin gençlik dairelerinin, çocuk koruma tedbiri uygulamalarından kaynaklı sorunlarının araştırılması amacıyla söz konusu iddiaların yoğun olduğu ülkelere heyetler gönderilmesi ve yerinde inceleme yapılarak bir rapor tanzim edilmesi önerisi kabul edildi.
Üstün, farklı ülkelere, farklı heyetlerin gideceğini, bunun bir saha çalışması olduğunu belirterek, "İlkini 17 Nisan 2013 gibi düşünüyoruz. Çünkü 17 Nisan 2013'te Neonazi cinayetlerinin ilk duruşması yapılacak Almanya'da. Biz daha önce almış olduğumuz karar gereğince hem o yargılamaları izlemek için Almanya'ya gideceğiz, gitmişken bu olayları da incelemek istiyoruz" diye konuştu.
-Hozat'taki fişleme iddiaları-
Toplantının ardından AK Parti Adıyaman Milletvekili Metiner, gazetecilerin, fişleme iddialarına ilişkin Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı tarafından gelen raporun içeriğini sorması üzerine, şunları söyledi:
"Birtakım kelimeler yüklenerek bilgisayarda aramalar yapılmış. Bizde acilen rapor istediğimiz için hemen ön raporlama yapıp, göndermişler. Yandaş, müzahir, mezhep gibi birtakım kelimeler yüklenmiş. Yüklenen bu kelimelerin bilgisayarlarda karşılıkları var. Ama bu kelimeler nerelerde kullanılıyor. Fişlemelerde mi kullanılıyor, başka bir vesileyle mi kullanılıyor- Jandarma Kriminal onun üzerinde çalışıyor. Onunla ilgili kesin rapor geldiğinde bütün fotoğraf ortaya çıkacak."
"Hem emniyet hem de jandarmanın bilgisayarında mı var" sorusuna da Metiner, "Şu an için emniyetin bilgisayarında' karşılığını verdi.
Muhabir: Esin Işık
Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM
Son Dakika › Güncel › TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?