TBMM İnsan Hakları Cezaevi Alt Komisyonu Silivri'de Fotolar

TBMM İnsan Hakları Cezaevi Komisyonu üyeleri, Ergenekon ve Balyoz davası tutuklu sanıkları ile görüştü.

YOĞUNLUKLA İLGİLİ CİDDİ BİR ŞİKAYET YOK, YOĞUNLUK DA YOK

Murat Yıldırım, 23'üncü ve 24'üncü dönemlerde yaklaşık 30'a yakın cezaevinde incelemelerde bulunduklarını aktararak, "Bu cezaevleri, askeri, sivil, çocuk ve yetişkinler olmak üzere bi çok cezaevinde incelemelerde bulunduk. Bazı cezaevlerinde yoğunluk var. Bugün de burada saat 10.00'dan itibaren çalışmalarımızı yaptık. Önce buradaki Cumhuriyet Başsavcısıyla, cezaevi savcılarıyla ve idareyle bir toplantı yaptık. Burada bilgi edindik ve içeride 8 tane cezaevi var, bu cezaevlerinin hemen hemen hepsini gezmek suretiyle bazı koğuşlara da sıradan girdik. Bunlar içerisinde bazılarında, buraya gelmişken, Balyoz, Ergenekon ve Oda TV sanıklarını ve seçilen milletvekillerini ziyarette bulunduk. Bunlardan Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Engin Alan, İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Alaattin Sevinç, Yalçın Küçük, Müyesser Yıldız, Sedat Peker, Oğuz Bulut, Soner Yalçın, Oktay Yıldırım ve diğer bazı adli suçlarla ilgili koğuşlarda incelemelerde bulunduk. Burada yoğunlukla ilgili ciddi bir şikayet yok ve yoğunluk da yok. Cezaevinin kapasitesi 11 bin 270 iken 8 bin 586 mevcut bulunmaktadır. Ancak bazı yerlerde su sıkıntısının olduğunu belirttiler ve yemeklerin fazla yağlı olduğu yönünde şikayetler alındı" diye konuştu.

YARGIYLA İLGİLİ SERZENİŞLERİ VAR

Balyoz, Ergenekon ve Oda TV sanıklarının yargıyla ve tutukluluk sürelerinin uzunluğuyla ilgili şikayetlerinin olduğunu söyleyen Yıldırım, "Bildiğiniz gibi bu da yargının işi. İnsan Hakları Komisyonu olarak bizim buradaki incelemelerimiz fiziki şartlarla ilgili durumları gündeme getirdi ve gördüğümüz kadarıyla da eksik olan şeyleri varsa ki, bu su sıkıntısının ve yemeklerle ilgili idareye bildirdik, bunların en kısa zamanda çözüme kavuşturulması yönünde gerekeni söyledik. Yargıyla ilgili bayağı serzenişleri var. Bu da biliyorsunuz, yargı bağımsız olarak görüyoruz. Biz bunları rapor olarak hazırlayacağız. Alt komisyon, üst komisyona rapor sunduktan sonra ilgili kurum ve kuruluşlara da bildirmiş olacağız. Adalet, İçişleri ve Milli Savunma Bakanlıklarıyla paylaşmış olacağız" dedi.

Ziyaret ettikleri isimlerin arasına Sedat Peker'in de eklendiği hatırlatılınca, Yıldırım, "Sıradan girdiğimiz için koğuşlara ona denk geldi" dedi.

TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLER TECRİTTEN ÇOK YOĞUN ŞİKAYETÇİ OLDULAR

F Tipi cezaevinde kalan mahkumların bulunup bulunmadığı ve durumları sorulunca, "F Tipi değil, L Tipi'nde Müyesser Yıldız tek başına" diye cevap veren Yıldırım, tecrit konusunda ise, "Tecrit olmadığını, yalnız kaldığını söyledi. Ama yalnız kalmakla ilgili sıkıntılarını dile getirdi" diye cevap verdi. Bunun üzerine CHP Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir, "Diğer tutuklu ve hükümlüler tecritten çok yoğun şikayetçi oldular. Müyesser Hanım bulunmadı ama Mustafa Balbay, diğerleri ciddi anlamda bir tecritle karşı akrşıya kaldıklarını söylediler" diye konuşunca, tekrar söz alan Yıldırım, "Buradaki tecritte bazı koğuşlarda sohbet haklarının yerine getirilmesi talepleri olduğunu, biz bunu idareye bildirdiğimizde idarenin gerekli çalışmalarını yapıp, uygun oduğu taktirde sohbet haklarını kullandırabileceklerini ve yargının önünün açık olduğunu ifade ettiler" dedi.

Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, 4. Yargı Paketi'nde Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasına yönelik bir maddenin yer almadığına ilişkin açıklaması aktarılınca, "Şu anda zaten kamuoyunda bu tartışılıyor Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili çalışmalar. İlerideki günlerde göreceğiz" diye konuştu.

BAŞBAKAN'IN SÖYLEDİKLERİ, BİZİM SÖYLEDİKLERİMİZDEN DAHA AĞIR

Ertuğrul Kürkçü de, son zamanlarda gezdikleri bütün cezaevlerinde karşı karşıya kaldıkları en önemli cezaevi sorununun cezaevinin kendisi olduğunu kaydederek, "Onun arkasındaki Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi savcılıklarının ve mahkemelerinin sürdürdükleri koğuşturma ve tutuklama kararları. Bunların haklılığına dair şahsen benim son derece derin şüphelerim var. Çok büyük haksızlıklar yapıldığını görüyorum. Cezaevinde kalan tutuklularla siyasi kanaatlerimiz bağdaşmayabilir ama adalet sadece siyasi kanaatlerimizin bağdaştığına lazım değil, herkese lazım. O nedenle burada nasıl KCK tutukluları için adil yargılama olduğundan derin şüphelerimiz varsa, burada da bunu doğrulayacak çok fazla şikayet dinledik. Tabiki dosyalara hakim tamamen hakim değiliz. Ancak bu mahkemeler hakkında Başbakan'ın söyledikleri, bizim söylediklerimizden daha ağır, bunların 'birer canavar haline geldiklerini' söylediğine göre, canavar Başbakan'a kadar uzanmışsa, geri kalan herkesi yutmuş demektir" diye konuştu. Balyoz davası tutuklusu MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan ile görüşülüp, görüşülmediğinin sorulması üzerine Kürkçü, "Kendisi hakkındaki efsaneyi çürüttü. 'Ben Başbakanla münakaşa içinde olduğumdan tutuklanmış değilim. Münakaşa da etmedik kendisiyle. Benim tutuklanma sebebimin bununla ilgisi yoktur' diyerek de aslında son derece hakikate uygun konuşmak için çaba gösterdi" dedi.

BAŞBUĞ'UN SERZENİŞİ

Malik Ejder Özdemir, eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un sözlerini aktararak, "Açıka şunu ifade etti, 'Ben 2002 yılında Orgeneral oldum. 7 yıl boyunca devlette en üst düzeylerde görev yaptım. Genelkurmay Başkanlığı yaptım. Bu görev sürem boyunca Sayın Başbakanla haftada bir kere olağan görüşmelerim vardı. Sayın Cumhurbaşkanıyla aylık görüşmelerimiz oluyordu. Ama şimdi geldiğimiz noktada benim bir yasadışı silahlı terör örgütü kurduğum söylenyor. 7 yıl boyunca eğer silahlı terör örgütü kurduğumudevlet farketmemişse, bu devletin kapatılması lazım' diye bir serzenişte bulundu. İçeride Özel Yetkili Mahkemeler konusunda hükümetin yeni bir uygulama yapacağı umudu vardı açıkçası. Şimdi son gelişmeleri sizden duyuyoruz. Herhalde bu gelişmeler içeridekilerin moralini bir kere daha bozmuştur diye düşünüyorum" dedi.

DG-TY (GÖ) - İstanbul/ Silivri