Eski bakanlardan Hasan Ekinci, REFAH-YOL Hükümeti'ni yıkabilmek için koalisyon ortağı olan DYP üzerinden harekete geçildiğini belirterek, "Bana ihbar geliyor, 'falan gidiyor' diye. Sonra bakıyorum onu ikna etmesi için yolladığım adam da gitmiş. Çünkü orada ikbal var, borsa kurulmuş" dedi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007 Askeri Müdahalelerini Araştırma Alt Komisyonu, eski bakanlardan, Refah-Yol Hükümeti döneminde DYP Genel Başkanvekili olan Hasan Ekinci'nin bilgisine başvurdu.
Ekinci, REFAH-YOL Hükümeti kurulmadan önce Refah Partisi'nin ANAP ile görüşmeler yaptığını ve muhtemel bir koalisyonun kurulmasına ramak kaldığını belirterek, "Son anda ne olduysa oldu, biz hissettik ki bir müdahale oldu ve RP ile ANAP koalisyonu kurulamadı" dedi.
Ekinci, hükümeti kurmakla görevlendirilen kapatılan RP'nin Genel Başkanı merhum Necmettin Erbakan'ın DYP'yi ziyaret ettiğini ve yapılan görüşmeler sonunda REFAH-YOL Hükümeti'nin kurulduğunu kaydetti. Ekinci, "Hükümet çok iyi bir protokolle çalışmaya başladı. Her şey çok iyi bir şekilde gidiyordu. Bu koalisyondan halk son derece memnundu. Ancak birileri bundan rahatsız oldu. Bilhassa DYP olarak bizim RP ile ortaklık yapmamızdan rahatsız olanlar oldu ve bize yönelik telkinler oldu. Ama Sayın Çiller de biz yönetim olarak da dinlemedik. Biz ne kadar uyumlu bir hükümet olsak da halk bundan ne kadar memnun olsa da bazı çevreler memnun değildi. Özellikle TSK'nın rahatsız olduğunu hissediyorduk" şeklinde konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üst yönetiminin REFAH-YOL Hükümeti'nden rahatsızlığının hükümet üyeleriyle askerlerin bir araya geldiği programlarda da hissedildiğini dile getiren Ekinci, şunları söyledi:
"Hemşehrim de olan Hikmet Köksal Paşa Kara Kuvvetleri Komutanı oluyordu. Bununla ilgili kokteyle gittik. Merhum Erbakan'la Milli Savunma Bakanı bir masada duruyor ve askerler başka yerlerdeydi. Rahmetli, bu soğuk davranışlardan rahatsız oldu ve Karadayı Paşa'yı çağırıp başka bir yerde randevusu olduğunu söyleyip ayrıldı."
Aynı kokteylde dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın, tek tek kuvvet komutanlarına seçimde hangi partiye oy verdiklerini sorduğunu ve hepsi de terörle mücadelede gösterdiği kararlılık nedeniyle DYP'ye oy verdiklerini söylediğini aktaran Ekinci, Karadayı'nın "Bak hepimiz size oy verdik. Erbakan'ı başbakan yapın diye mi oy verdik-" dediğini söyledi. Ekinci, "Ben de Sayın Erbakan'ı bizim değil, halkın başbakan yaptığını söyledim" diye konuştu.
-"Darbelerden en son hükümetler haberdar olur"-
12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesinde yaşananlardan da örnekler vererek, darbelerden en son hükümetlerin haberdar olduğuna dikkati çeken Ekinci, şöyle devam etti:
"Öyle oluyor ki siz hiçbir şey göremezsiniz. 11 Eylül günü aldığımız haberleri Başbakan Sayın Demirel'e ilettim. O da Milli Savunma Bakanı aracılığıyla yoklamış ve ondan 'olur mu hiç, ben paşalara Karadeniz fıkraları anlattım, bir sıkıntı yok' karşılığını almış. Sayın Demirel'le o akşam telefonla görüştüm, yine bir sıkıntı olmadığını söyledi ama gece saat 11 gibi aradığımda telefona çıkmadı. Askerler gelmiş. Derler ya en son hükümetler duyar, evet, darbeleri en son hükümetler duyuyor."
Daha önceki askeri müdahalelerde olduğu gibi 28 Şubat'ta da psikolojik ortamın hazırlandığını anlatan Ekinci, "Kamuoyunu hazırlamak için psikolojik ortam gerekir. Darbelerde sembol tanktır. Tank işarettir. 12 Eylül'de Polatlı'da yürüyen tanklar gibi 28 Şubat'ta da tanklar Sincan'da yürüdü. Toplum bir şeylere hazırlandı" değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin otoritesini zaafa uğratmak için Genelkurmay Başkanlığı'nda brifingler verildiğini hatırlatan Ekinci, bu brifinglere medya patronlarından yargı mensuplarına kadar çok çeşitli kesimden isimlerin katıldığını ve bütün bunların psikolojik ortam oluşturmanın parçası olduğunu söyledi.
-"RP'yi çözemeyecekleri için DYP'yi çözdüler"-
Ekinci, 54. Hükümet'i ortadan kaldırabilmek için DYP'den 47 milletvekilinin tehditle veya ikbal vaadiyle istifa ettirildiğini ileri sürerek, "Hükümetin RP kanadını çözemezlerdi, çünkü onlar daha disiplinli. Çözme DYP üzerinden yapıldı. DYP'den 47 milletvekili otellerde, lokantalarda, şurada burada ikna edildi. Bana ihbar geliyor, 'falan gidiyor' diye. Sonra bakıyorum, onu ikna etmesi için yolladığım adam da gitmiş. Bir taraftan Cindoruk'a parti kurdurdular. Çünkü orada ikbal var, borsa kurulmuş" şeklinde konuştu.
Erbakan'ın koalisyon protokolü gereği iki yıllık değişim evresini beklemeden Çiller ile yaptığı görüşme sonunda istifa ettiğini ve dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 282 milletvekilinin imzası olmasına rağmen hükümet kurma görevini Mesut Yılmaz'a verdiğini hatırlattı. Ekinci, "Sayın Demirel benim Genel Başkanım; fakat teamüllere ve anayasaya aykırı bir biçimde önünde 282 milletvekilinin imzası varken, görevi Mesut Yılmaz'a verdi" dedi.
Mesut Yılmaz'ın hükümet kurma görevini aldıktan sonra kendilerine geldiğini dile getiren Ekinci, görüşmede Yılmaz'ın elini omuzuna götürüp apolet işareti yaparak Çiller'e, "Sizlerin hükümette olmasını istiyorum, birileri de sizi istiyor" dediğini söyledi. Ekinci, Tansu Çiller'in Yılmaz'a cevabının ise
"Silahların gölgesindeki bir hükümette yer almam" şeklinde olduğunu kaydetti.
Ekinci, REFAH-YOL Hükümeti yıkıldıktan sonra gelen hükümetlere de askerin baskısının sürdüğünü, örneğin merhum Başbakanlardan Bülent Ecevit'in Cumhurbaşkanı seçimi için önce kendilerine Mehmet Haberal'ın ismini getirdiğini, ancak askerlerin telkini üzerine bir gün sonra Ahmet Necdet Sezer'i önerdiğini ileri sürdü.
Ekinci, 28 Şubat'ta millet iradesinin gasp edildiğini vurgulayarak, "Bu bir demokrasi darbesidir" diye konuştu.
Muhabir: Ali Eyvaz
Yayıncı: Sefa Salantur - TBMM
Son Dakika › Güncel › TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?