TBMM Başkanvekili Aydın: "Eğer Meclisi Güçlendirmek Istiyorsak, Mutlaka Böyle Bir Sistem...

TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, 16 Nisan'da halk oylamasına sunulacak anayasa değişikliğine ilişkin, "Getireceğimiz sistemde Meclis hem daha kuvvetli bir denetim yapacak hem de daha güçlü bir yasama organı olarak kanun yapacak. Daha da çok milletvekilleri güçlü olacak ve Meclisi hükümetin, yürütmenin tekelinden kurtaracağız." dedi.

Aydın, İlim Kültür Spor Derneğinin Türkiye Petrolleri Toplantı Salonu'nda düzenlediği "Asım'ın Nesli" adlı gençlik programına katıldı.

Toplantı öncesi gazetecilere açıklama yapan Aydın, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Meclis ortadan kaldırılıyor' söylemini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, bu ve Meclisin etkisiz hale getirildiği iddialarının "içi boş koca yalanlar" olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu'nu sözlerinden dolayı eleştiren Aydın, "Bu, süreci bilmemektir. Getirmiş olduğumuz anayasa maddelerini bilmemektir ya da bildiği halde vatandaşımızın aklını çelmeye dönük olan mesnetsiz iddialardır." dedi.

"10 yıldır bu parlamentodayım. Asıl bu sistemde Meclis çok daha etkisiz bir konumda." ifadelerini kullanan Aydın, "Parlamenter sistemin en büyük dezavantajlarından birisi yürütmenin yasama üzerindeki tahakkümüdür. Biz kuvvetler ayrılığını gerçek manada özümsemişsek gerçekten, demokratik anlamda yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden ayrı ve bağımsız ve her birinin ayrı güçte olmasını, kendi vazifesini yapmasını istiyorsak, cumhurbaşkanlık sistemini getirmek zorundayız." diye konuştu.

Aydın, şöyle devam etti:

"Baktığınızda mevcut sistemde, hükümet ve yürütme organından habersiz bu Meclis tek bir adım atamaz. Tek bir kanun geçiremez. Hükümetin katılmadığı tek bir denetim başarılı olamaz. Uygulamalar göz önünde. Şu ana kadar tamamen hükümetin Meclise göndermiş olduğu kanun tasarılarını görüşüyoruz. Milletvekillerinin teklifleri geçmiyor ancak hükümet destek verirse geçer. Dolayısıyla şu anda Meclis etkisiz konumda. Bu iktidar veya hangi parti olursa olsun önemli değil. Bugün AK Parti, geçmişte başka partiler vardı. Gelecekte belki başka partiler iktidar olacak. Ama kim iktidarda olursa olsun, iktidardaki partinin içerisinden hükümet çıkıyor. Yani iktidar partisinin milletvekili aynı zamanda bakan seçiliyor ve hükümette oluyor. Dolayısıyla hükümet bu iktidar partisine bağlı. İktidar partisinin içerisinden çıkan hükümet ne derse yasama organı Meclisimiz onu yapmak durumunda. Meclisi çalıştıran hükümettir. Bir bağlamda yürütme organıdır."

Denetimin sağlıklı yapılmadığını anlatan Aydın, bugüne kadar 484 gensoru önergesinin verildiğini ancak 4'ünün, o da ilgili hükümet destek verdiği için başarılı olduğunu bildirdi.

Mevcut sistemde yasamanın tamamen yürütmenin tekelinde olduğunu dile getiren Aydın, şunları kaydetti:

"Biz de yasamayı yürütmenin tekelinden kurtarmak istiyoruz. Yasamayı daha etkin ve güçlü hale getirmek istiyoruz. Yasamayı da yürütmeyi de halk seçsin istiyoruz. Getireceğimiz sistemde artık hükümetin kanun tasarısı gönderme şansı yok. Kim kanunları yapacak? Milletvekili. Hatta bu getireceğimiz sistemde muhalefet milletvekillerinin teklifinin dahi kanunlaşma ihtimali olacak. Daha sağlıklı bir denetim olacak. Mevcut sistemde Meclis cumhurbaşkanını sorgulayamıyor. Biz ne yapıyoruz? Diyoruz ki cumhurbaşkanı ve ilgili bakanlar bütün suçlardan dolayı Meclis tarafından sorgulanabilsin. Daha düşük bir milletvekili sayısıyla, 3'te 2 ile Yüce Divana sek edilebilsin. Getireceğimiz sistemde Meclis hem daha kuvvetli bir denetim yapacak hem de daha güçlü bir yasama organı olarak kanun yapacak. Daha da çok milletvekilleri güçlü olacak ve Meclisi hükümetin, yürütmenin tekelinden kurtaracağız. Dolayısıyla Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri gerçekten içi boş iddialar. Tamamen mesnetsiz iddialar. Tam tersi eğer Meclisi güçlendirmek istiyorsak mutlaka böyle bir sistem değişikliğine ihtiyaç var."

- Cemil Bayık'ın tehdidi

Terör örgütü PKK elebaşlarından Cemil Bayık'ın halk oylamasında "hayır" oyu verilmesi yönünde tehditlerde bulunmasını değerlendiren Aydın, şu ifadeleri kullandı:

"İşte tam da bunun için 'evet' dememiz gerekiyor. Bakın terör örgütleri ne diyor? 'Eğer evet çıkarsa biz biteriz' diyor. Bizim amacımız terör örgütlerini bitirmek değil mi? Avrupa'nın yaklaşımına baktığınız zaman Türkiye'nin büyümesini, güçlenmesini istemediklerini çok net bir şekilde görüyoruz. Yine terör örgütlerinin tamamı 'hayır'a çalışıyor. Siyasi partileri anlayışla karşılarım. Ama terör örgütleri özellikle 'hayır' için kampanya yürütüyorsa, videolar yayınlıyorsa, terörist bu noktada halka parmak sallayarak Kürt kardeşlerimizi tehdit ediyorsa, 'Evet çıkarsa siz bitersiniz, PKK biter, biz biteriz' diyorsa tam da bunun için 'evet' dememiz lazım. Türkiye'nin daha güçlü bir şekilde ayaklarının üzerinde durabilmesi, geleceğe hedef koyabilmesi adına, terörle etkin bir mücedele adına 'evet' çıkması lazım."