Datça Yerel Tarih Derneği tarafından yapılan çalışmalar sonucu, Datça yarımadasında bulunan tarihi su değirmenlerinin tamamı tespit edilirken, genel tarihleri konusunda kesin bilgilere ulaşılamadı.
Derneğin kurucu başkanı Akın Pilavcı, bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmaların Prof. Dr. Atila Bir, Prof. Dr. Mustafa Kaçar ve Elektrik yüksek mühendisi Şinasi Acar tarafından, 2012 yılında 'Anadolu'nun Değirmenleri' adı altında kitaplaştırıldığını söyledi.
RUMLARDAN KALMA
Datça'da 20'den fazla su değirmeni ile 20'ye yakın yel değirmeninin bulunduğuna dikkat çeken Pilavcı şöyle konuştu:
"Değirmenlerin büyük çoğunluğunun Rumlar'dan kalma olduğu biliniyor. Aralarında 300 yıllık tarihi geçmişe sahip olanların yanı sıra, 1950'li yıların ortalarında Rum ustaların yanında çalışarak bu işi öğrenen Türk ustaların yaptığı değirmenler de bulunuyor. Ancak çok daha eski, Osmanlı'nın ilk dönemleri ve Bizans Dönemi'nden kalma olduğu tahmin edilen su değirmenleri de bugün hala varlıklarını koruyor."
HALA ÇALIŞIR DURUMDA OLANLAR VAR
Değirmenlerin, bu coğrafyanın tarihi ve kültürel zenginlikleri olduğunu vurgulayan Pilavcı şöyle devam etti:
"Korunarak yaşatılmaları ve gelecek kuşaklara aktarılmaları gerekiyor. Yerel Tarih Derneği olarak, kısıtlı olanaklarımızla değirmenlerin kayıt altına alınmalarını sağladık. Son yıllarla kadar kullanılan değirmenlerin sahipleri ile görüşmeler yaptık.
Yaşlılardan anılarını dinledik. Değirmenlerin büyük çoğunluğunun yıkılmamış olması ve aralarında hala çalışır durumla olanların bulunması bizim için büyük bir şans."
PİRİ REİS'İN HARITALARINDA YER ALIYOR
Datça'daki bazı değirmenlerin Piri Reis'in haritalarında yer aldığını da aktaran Pilavcı şunları söyledi:
"İlçe merkezi girişinde olduğu için en çok Kızlan Köyü yel değirmenleri biliniyor. Oysa Hızırşah vadisinde tespih taneleri gibi dizilen 8 su değirmeni görülmeye değer. Çok daha az bilinen tarihi su değirmenlerden biri ise yine Hızırşah Kanyonu'nda, şelaleler bölgesindeki Batır Kızılbük Deresi su değirmenidir.
Kızılbük sahiline inerken ormanlık alan içinde bulunan bu değirmenin de tarihi bilinemiyor. Günümüze kadar sapasağlam gelebilen bu değirmenin, şelalelerden başlayan 300- 400 metrelik su kanalları ilk günkü özelliğini koruyor. Suyun kanallara yönelmesini sağlayan taş duvarlar ise bir bölümü yıkılmış olsa da kısmen ayakta duruyor."
Yarımadadaki su değirmenlerinin o dönem Şubat- Mart ve Nisan gibi yağmurların bol olduğu aylarda, yel değirmenlerinin ise Ekim ayı sonuna kadar hizmet verdiğini belirten Pilavcı, böylece bölgede yılın her ayı değirmenlerin dönüşümlü olarak kullanıldığı kaydetti.
Son Dakika › Güncel › Tarihi Değirmenler Keşfedilmeyi Bekliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?