MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, 7 Haziran genel seçimleri sonrasındaki tutumu nedeniyle AK Parti'nin MHP için 'hayır'cı algısı yaratmaya çalıştığını öne sürdü. Tanrıkulu, "MHP, bölünmeye, hırsızlığa, adaletsizliğe ve vesayete hayır huzura, kardeşliğe, refaha ve güvenli bir geleceğe evet demiştir. PKK'ya evet diyen AKP, MHP'ye yüzünü dönmüştür. Dolmabahçe Sarayı'nda İmralı canisinin 10 maddelik ihanet metnini kabul edenler, MHP'nin ilkelerini konuşmayı bile denememiştir. Bu yüzden daha 8 Haziran sabahı erken seçimi dillerine dolayanların MHP her şeye 'hayır' dedi diyerek algı oluşturma çabası, siyasi şark kurnazlığından öteye geçmemektedir" dedi.
MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, partisinin İzmir İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, seçim güvenliğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
"8 Haziran sonrası terör olayları birden artış göstermiş, milletimizin can ve mal güvenliği kalmamıştır. AKP'nin Oslo ve İmralı canisi ile görüştüğünün ortaya çıkması ile başlayan 'çözüm' denilen süreç içerisinde terör örgütünün ülkemize yığınak yapmasına göz yumulmuş, güvenlik görevlilerine operasyon izni verilmemiştir. Bunun sonucunda 7 Haziran sonrası bugüne kadar 176 güvenlik görevlimiz şehit düşmüştür. Artık Ankara'nın göbeğinde dahi bombalar patlarken, İzmirliler de sokakta tedirgin gezmekte, can ve mal güvenliklerinden endişe duymaktadır. 7 Haziran sonrası koltuk, makam, oy kaybetmenin telaşı ve korkusuyla anayasa ve yasalar Saray makamının baskısı altında hiçe sayılarak bugünkü erken seçim süreci yaratılmıştır. Çaresizlik ve acz içinde kalanların göstermiş olduğu bu riyakar, hırçın ve saldırgan tavırlar kaybetmekte oldukları oyları hiçbir zaman geri döndüremeyecektir. Lakin Türkiye, bu tavırlar yüzünden huzurlu, güvenli ve demokratik bir seçim ortamı yaşamamaktadır. Seçimlerin güvenliğini dahi sağlayamayanların, milletimize içi boş vaatlerde bulunmaları inandırıcı değildir."
"GÖVDEMİZİ TAŞIN ALTINA KOYARIZ"
Tanrıkulu, koalisyon konusunda yıpratılan MHP'nin sorumluluktan almaktan kaçmadığını gövdesini taşın altına koymaya hazır olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"MHP, Türkiye'nin özellikle son 4-5 yıldır kimlik merkezli ayrışmalardan dolayı çok yorulduğunu, toplumda tehlikeli fay hatları oluştuğunu ve milli birliğin temini için bu fay hatlarında biriken enerjinin süratle tahliye edilmesi gerektiğini görmüştür. Bu yüzden kurulacak koalisyonda ayrışmanın taraflarının yer almasının önemine dikkat çekmiştir. Bu itibarla MHP, 7 Haziran seçiminde aldıkları oy itibarıyla birinci ve ikinci parti konumunda bulunan iki partinin koalisyonunun toplumsal gerilimi düşüreceğini, bu nedenle de öncelikli seçenek olduğunu ifade etmiştir. MHP'nin kendisi haricindeki iki partinin koalisyonunu istemesinin temelinde, Türk milletinin birliği ve dirliğini kendi parti menfaatlerinin önüne koyması yer almıştır. Bütünleştirici, birleştirici, barışçı ve kucaklayıcı siyaset anlayışının bir gereği olarak MHP, söz konusu koalisyonun mümkün olmaması halinde, ülkenin içinde bulunduğu şartların her geçen gün ağırlaştığı bir dönemde sorumluluk almaktan geri durmayacağını ve gerekirse gövdesini taşın altına koyacağını her vesile ile kamuoyuna açıklamıştır."
"MİLLETE HESAP VERECEKLER"
MHP İzmir Milletvekili Tanrıkulu, AK Parti'nin MHP'nin her şeye 'hayır' dediği algısını oluşturmaya çalıştığını öne sürerek, şöyle konuştu:
"AKP ve CHP arasındaki uzun müzakerelerden bir koalisyon hükümeti kararı çıkmamıştır. Burada kim, kime 'hayır' demiştir? CHP 32 gün AKP ile ne görüşmüş, sürecin bu kadar uzamasına neden göz yummuştur? Bu gelişmelerin üzerine MHP, azınlık hükümeti ve seçim hükümeti seçeneklerinin böylesine hassas bir dönemde ülke çıkarına olmadığını ve desteklenmeyeceğini ifade etmiştir. Devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü, üniter yapının güçlendirilmesi ve ahlaklı siyaset ön şartlarında anlaşmak kaydıyla, uzun ömürlü ve tek gündemi ülkeye hizmet olan bir koalisyon hükümeti kurmaya hazır olduğunu dile getirmiştir. MHP, bölünmeye, hırsızlığa, adaletsizliğe ve vesayete hayır huzura, kardeşliğe, refaha ve güvenli bir geleceğe evet demiştir. PKK'ya evet diyen AKP, MHP'ye yüzünü dönmüştür. Dolmabahçe Sarayı'nda İmralı canisinin 10 maddelik ihanet metnini kabul edenler, MHP'nin ilkelerini konuşmayı bile denememiştir. Bu yüzden daha 8 Haziran sabahı erken seçimi dillerine dolayanların MHP her şeye 'hayır' dedi diyerek algı oluşturma çabası, siyasi şark kurnazlığından öteye geçmemektedir. MHP'nin, bugün tüm vatandaşlarımızın kabul ettiği 4 şartını Türkiye'de bir tek AKP kabul etmemektedir. Bu korkunun nedeni AKP tarafından kamuoyundan gizlense de, millete hesap vermekten kaçamayacaklardır."
"ENDEKS GERİLEDİ"
MHP'li Tanrıkulu, AK Parti iktidarının ekonomik karnesini de yorumladığı basın toplantısında Türkiye'nin uluslararası raporlarda gerilediğini ifade etti. Tanrıkulu, şöyle konuştu:
"İktidar 2011 yılından bu yana vatandaşımıza gerçek olmayan vaatlerini sürdürse de bunları gerçekleştirememiş, halen bir muhalefet partisi gibi davranmaktadır. AKP eliyle sosyal ve siyasi yönden kara günler yaşatılan Türkiye ekonomisi de 13 yılın sonunda yeniden aşırı değer yitirmiş Türk Lirası, 3 liraları aşmış kurlar, çok yüksek dış açıklar, bunca özelleştirme ve yerli şirketlerin yabancılara satışına rağmen artan iç ve dış borçlar, işsizlik ve yoksulluk sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Türkiye'nin ekonomik hedeflerinin yer aldığı Orta Vadeli Program'ın açıklanmasıyla 13 yıllık AKP iddiası da çökmüştür. Davutoğlu tarafından Kasım 2014'te milletimize vaat edilen 1.3 trilyon dolarlık 2018 yılı milli geliri, son açıklanan OVP'de 800 milyar dolara çekilmiştir. Hatta bu dramatik düşüşü saklamak için önceki 10 OVP'de kullanılan cari dolar cinsinden milli ve kişi başına gelir rakamları yerine satın alma gücü paritesi rakamları kullanılmıştır. Gözlerden kaçmaması için, AKP bu OVP rakamlarıyla 2015 ve önümüzdeki yıllarda milletimize; düşük büyüme, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, düşük dış ticaret ve turizm geliri vaat etmektedir. Bombaların patlamasıyla oylarının arttığını ifade eden zihniyet, Türkiye'yi uluslararası göstergelerde her geçen yıl geriye götürmektedir. Son açıklanan uluslararası raporlarda bir öncekilere göre Türkiye, küresel rekabet endeksinde 6 sıra, yatırım cazibesi sıralamasında 4 sıra, küresel inovasyon endeksinde 4 sıra, yolsuzluk algı endeksinde 11 sıra, hukukun üstünlüğü endeksinde 21 sıra gerilemiş, gelir dağılımı endeksinde OECD ülkeleri arasında en kötü 5'nci ülke konumuna sokulmuştur. Artık barizleşen her alandaki kötü yönetimin siyasi faturası AKP'ye 1 Kasım'da milletimiz tarafından kesilecektir."
'SEN FERHAT'SIN, İZMİR SENİNLE ŞİRİN' DİYENLER KAZMAYI 13 YILDIR KENDİLERİNE DOĞRU VURMUŞ"
MHP İzmir Milletvekili Tanrıkulu, AK Prati'nin İzmir politikalarını da eleştirerek, şunları söyledi:
"Oy kaybı yaşayan AKP'nin, MHP'den korkusu her geçen gün büyümektedir. İş artık 1. bölge milletvekili adayımız Senem Kılıç'ın Seçmen İletişim Merkezi olarak kullandığı TIR'ı bulunduğu yerden mahkeme kararıyla çektirmeye kadar varmıştır. Bu beyhude çabalar boşunadır. Çünkü İzmir bir kadın adaya yapılan çirkin sindirme girişiminin cevabını oylarıyla AKP'ye verecektir. Doğu illerimizde vatandaşımızdan 'beyaz Toros' tehdidiyle oy isteyen Davutoğlu. İzmir'de 'oy verirseniz hizmet ederiz' diyerek çarpık siyaset anlayışını sürdürmektedir. İzmir'de harem selamlık mini toplantılar düzenleyen Davutoğlu'nun, 13 yıldır yeterli hizmeti götüremedikleri Ödemiş'te Kuzey Ege'ye yapılan kamu yatırımlarını anlatması İzmir'e ne kadar yabancı olduklarını göstermektedir. 13 yıldır ülkeyi yönettiğini iddia edenler daha önce açılış, temel atma törenleri yapılmış tesisleri yeniden açmaktalar. Bu trajikomik gerçekle avunanlar, İzmir'i hak ettiği noktaya getirememişlerdir. İzmir'e yönelik sarf ettikleri onca kötü yakıştırmalara rağmen, İzmirliler'in karşısına çıkıp hala oy isteme cüreti göstermektedirler. 'Sen Ferhat'sın, İzmir seninle Şirin' diyenler kazmayı 13 yıldır kendilerine doğru vurmuş, o zaman İpek Yolu akıllarına gelmemiştir. 2011'deki 35 proje vaatlerinin yerinde yeller esmektedir. Bayraklı Şehir Hastanesi'nde yaprak kımıldamıyor. Geçtiğimiz günlerde sırf göz boyamak ve resmi açılış olsun diye açılan Çiğli Devlet Hastanesi'nin 24 saat ışıklarının yanmasına rağmen, elinize bir kıymık batsa dahi tedavi edecek personeli yok, hizmet veremez durumda. İzmir; yalana, sahteciliğe oy vermez."
Son Dakika › Güncel › Tanrıkulu: Siyasi Şark Kurnazlığı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?