SPOR Sürdürülebilir güvenli gelecek nasıl sağlanır
Prof. Dr. Levent Kurnaz Biz karbondioksit saldıkça atmosfer ısınıyor
'İklim değişikliğine neden olan ne varsa ortadan kaldırmalıyız'
'İklim değişikliği virüslere herhangi bir etki etmez'
'Bir arada çalışarak problemleri çözmemiz gerekiyor'
Felipe Laurent Projemizle çocukları dönüşümsel bir yolculuğa çıkarmayı düşünüyoruz
'Çocuklar ellerini kullanabileceklerini gördükleri zaman daha güçlü hissedecekler'
'Biz çocuklarda hem kısa hem uzun süreli değişim yaratmak istiyoruz'
Dr. Jan Caller Gelecek bizim için miras değil emanet
'Çocukların gelecekte nasıl hayatta kalacaklarını öğretmek zorundayız'
'Kenya kampımızın tek amacı çocukları dünya sorunları ile yüzleştirmek'
'Projemizin bir diğer amacı deneysel öğreti'
Özgür KABAN - Korumak için Eğitim ve Yeni Dünya Düzeni ile ilgili panel yapıldı. İstanbul Beşiktaş'taki özel bir otelde gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Dr Jan Caller, Felipe Laurent ve Prof. Dr. Levent Kurnaz da katıldı.
Sürdürülebilir bir gelecek elde etmek, hem gelişen insan topluluklarını hem de bol ve sağlıklı doğal ekosistemleri güvence altına alma konusunda bilgiler veren Prof. Dr. Levent Kurnaz şu açıklamalarda bulundu.
LEVENT KURNAZ BİZ KARBONDİOKSİT SALDIKÇA ATMOSFER ISINIYOR
Kömür, petrol ve doğal gaz harcadıkları için atmosfere karbondioksit salındığını ifade eden Profesör Doktor Levent Kurnaz, 'Biz her geçen gün kömür, petrol ve doğal gaz harcıyoruz. Bunlar yaktığımız zaman atmosfere karbondioksit salınıyor. Bu atmosfere salınan karbondioksitle atmosferin ısıyı geçirgenliğini etkileyerek dünyanın ısınmasına neden oluyor. Bu teknik bir açıklama ama biz karbondioksit saldıkça atmosfer ısınıyor bunu bilmemiz yeterli' dedi.
'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE NEDEN OLAN NE VARSA ORTADAN KALDIRMALIYIZ'
Kömür, doğal gaz ve petrol yakmayı bırakmaları halinde sorunun çözülebileceğini açıklayan Levent Kurnaz, 'İklim değişikliğine neden olan neler varsa bunları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Biz kömür, petrol ve doğal gaz yakıyoruz. Bundan dolayı da iklim değişiklikleri oluyor. Biz ne zaman bunları yakmayı bırakırsak o zaman bu sorun çözülebilir. Yalnız sadece bunları yakmayınca çözülebilecek kadar kolay bir şey değil bu. Bugünden yarına bu işin değişmesi çok çok kolay değil. Biz bunu yaklaşık olarak 1990'dan beridir söylüyoruz. 1990'dan 2020'ye kadar insanlar birazcık dinleyip önlem almış olsalardı, şu anda almak zorunda olduğumuz sert önlemlere gerek kalmadan bunu çözerdik. Bundan sonra o önlemleri almak için beklediğimiz her gün o önlemlerin biraz daha sertleşmesine neden oluyor. Eğer iklim değişikliğini durduracaksak' diye konuştu.
'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VİRÜSLERE HERHANGİ BİR ETKİ ETMEZ'
Kar yağışının azalması nedeni ile sivrisineklerin yaşamaya devam ettiğini söyleyen Kurnaz, 'İklim değişikliği virüslere herhangi bir etki yapmaz ama virüsleri taşıyacak olan organizmaların sayısını arttırabilir. Bunların başında da sivrisinekler geliyor. Sivrisinekler İstanbul'da biliyoruz ki ciddi bir kar yağmadı. Kar yağmadığı için de bu yaratıklar hala yaşamaya devam ediyorlar. Sivrisinekler kışı geçiriyorlar, kışı geçirince de yazın üremeleri daha kolaylaşıyor. Bundan dolayı da bu tip hastalıkların yayılması ihtimali artıyor. Yoksa hastalıkların kendileri bildiğimiz hastalıklar. İklim değişiklikleri onlara bir şey yapmaz ama yayılmaları kolaylaşıyor' şeklinde konuştu.
'BİR ARADA ÇALIŞARAK PROBLEMLERİ ÇÖZMEMİZ GEREKİYOR'
Önemli olanın sorunları hep birlikte çözmek olduğunu belirten Levent Kurnaz, 'Burada önemli olan şey hepimizin bir arada çalışarak bu problemi çözmemiz gerekiyor. Onda da o devlet bu şirket diye bir şey yok. Burada oluşan problem hepimizin çabasıyla oluşan ortak bir problem. Burada benim bildiğim hiçbir devlet yok ki kendisi için kömür yakıyor olsun. Kömür yakan devlet vatandaşlarına elektrik üretmek için. O elektriği de biz lüzumsuz harcadıkça o elektrik daha fazla üretilecek, daha fazla kömür yakılacak. Biz gidip insanlardan hesap sormadığımız müddetçe de bu böyle devam edecek. Biz ne zaman gidip 'bu elektriği kömürden üretiyoruz, rüzgarla, güneş ile de yapabilirizin hesabını sormaya başladığımız gün de sistemler değişecek. Umarım bir gün o güne ulaşırız' ifadelerini kullandı.
DR. JAN CALLER GELECEK BİZİM İÇİN MİRAS DEĞİL EMANET
Panelde gezegenin biyofiziksel sınırlarının geleceğimizin tek belirleyicisi olduğuna dikkat çekilirken, proje amaçlarından bir tanesinin sürdürülebilir geleceği korumak olduğunu ifade eden Dr. Jan Caller, 'Bizim projelerimizin amaçlarından bir tanesi sürdürülebilir geleceği muhafaza etmeye çalışmak. Sürdürülebilir bir geleceğe sahip olabilmek için hem insan topluluklarını hem de doğal ekolojik yapıyı da muhafaza etmek gerekiyor. Bunu nasıl muhafaza edebiliriz Biz eğitimciler için çözüm doğru bilgiyi, beceriyi, eğitimi, kültürü, inanışı, değerleri, faaliyetleri çocuklara aşılamaya çalışmak. Kenya kampımızın tek amacı çocukları sınıftan çıkartıp dünya sorunları ile birebir yüzleştirmeye çalışmak ve bu sorunları çözmek için gerçekten çözümler neler, bunları nasıl uygulayabilirler Neticede gelecek bizim için bir miras değil emanet. Biz geleceği onlara emanet etmek zorundayız. Ama o gelecekte nasıl hayatta kalacaklarını öğretmek zorundayız. Sürdürebilir insan bu davranışlara vakıf, duygusal kasları gelişmiş, dünyada neler olup bittiğinden haberdar, hangi sorunlar yaşanıyor ve bu sorunlara nasıl çözümler getirebilir, doğru tüketen, hisseden, doğa ile arasından ilahi bir iletişim sağlayan bunlara inanan varlıklar yetiştirmeye çalışıyoruz. Bizim amacımız eğitimci olarak bunlar. Projenin ana amacı da budur. Geleceği muhafaza edecek bireyler yetiştirmek. Bilinçli, kültürlü, ahlaklı ve değerleri olan bireyler yetiştirmek. Bunu orada hissettirerek sınıfın dışında gerçekten o kokuyu, o ışığı ve her şeyi hissederek çözümler yaratmaya çalışmak' diye konuştu.
'PROJEMİZİN BİR DİĞER AMACI DENEYSEL ÖĞRETİ'
Bütün aktivitelerde çocukların ellerini ve vücudunu kullanmaları gerektiğini belirten Caller, 'Bizim projemizin ikinci amaçlarından biri de deneysel öğreti dediğimiz ellerini, vücudunu çalıştırmaya çalışmak. Kamptaki bütün aktivitelerimizde çocuklar ellerini ve vücudunu kullanmak zorunda. Yapay zeka çağında çocuklara yapacağımız en büyük yatırımın ellerini, bedenini kullanıp doğa ile bir araya gelmeyi sağlayıp ilahi dengeyi sağlamlaştırmamızı istiyorlar. Annelere ve babalara en büyük tavsiyemiz elinizden geldiğince çocukların ellerini, bedenini ve doğa ile birleştirmeye çalışın' şeklinde konuştu.
FELİPE LAURENT PROJEMİZLE ÇOCUKLARI DÖNÜŞÜMSEL BİR YOLCULUĞA ÇIKARMAYI DÜŞÜNÜYORUZ
Projenin kendileri için heyecan verici olduğunu belirten Felipe Laurent, 'Bizim için çok heyecan verici bir proje. Projemizi sonbaharda başlatacağız. Bu proje ile çocukları dönüşümsel bir yolculuğa çıkarmayı düşünüyoruz. Kenya'da 1 hafta geçirecekler. Köylere de gidecekler, gezecekler. Hayvanları doğal ortamlarında gözlemleyecekler. Filleri, aslanları görecekler. Hayatın nasıl daha farklı yaşanabileceğine dair bilgi ve izlenim edinecekler. Daha sürdürülebilir nasıl yaşanır bunu görecekler' dedi.
'ÇOCUKLAR ELLERİNİ KULLANABİLECEKLERİNİ GÖRDÜKLERİ ZAMAN DAHA GÜÇLÜ HİSSEDECEKLER'
Çocukların empati yapmalarını sağlamak istediklerini vurgulayan Felipe, 'Genel olarak gençlerin, çocukların büyük çoğunluğu günün büyük bir kısmında bir ekranın başına geçiyorlar. Bu tablet, cep telefonu, bilgisayar olabilir. Bizim amacımız tekrar köklerini dönmelerini sağlamak. Çocuklar ellerini kullanabileceklerini gördükleri zaman daha güçlü, etkili hissedecekler. Elleri kullanmaktan daha çok biraz zihinlerini, akıllarını, kalplerini de kullanabilmeyi öğrenmek ve empatik bireyler olabilmeleri. Başkalarının yerine kendilerini koyabilmeleri. Çünkü baktığınız zaman yaşanılan sorunlara, çözümleri bulan insanlar o sorunları doğru şekilde gözlemleyip yardım edebilen insanlar. Bizim amacımız çocukların ellerini, kollarını kullanabileceği bir ortam yaratmak ve biraz da zihin, kalp yolculuğuna çıkarmak, ki onlar da bunu görebilsinler' değerlendirmesinde bulundu.
'BİZ ÇOCUKLARDA HEM KISA HEM UZUN SÜRELİ DEĞİŞİM YARATMAK İSTİYORUZ'
Proje için kayıtları temmuz ayından itibaren almaya başlayacaklarını söyleyen Felipe Laurent, 'Temmuz itibari ile kayıtları almaya başlayacağız. Şu anda tanıtım yapıyoruz. Okullarla, ailelerle bir araya geliyoruz. Onların da bir zamanı olsun, düşünsünler, kendi kararlarını versinler. Biz çocuklarda hem kısa hem de uzun süreli değişim yaratmak istiyoruz. 1 haftalık süreyi orada geçirecekler ve 1 hafta içerisinde hemen bir şeylerin farkına varmaya başlayacaklar ama içsel dönüşümü gerçekleştirebilmeleri için haftalar aylar da sürebilir. O yüzden yeni çocukların da bu projeye sürekli katılmalarını sağlamak istiyoruz, ki bu devam eden bir süreç olsun' şeklinde konuştu.
Son Dakika › Güncel › Spor sürdürülebilir güvenli gelecek nasıl sağlanır - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?