Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Habertürk'teki Teke Tek programına katılarak Fatih Altaylı'nın sorularına yanıt verdi. Süleyman Soylu'nun kendisine yönelik sözlerine de cevap veren Davutoğlu, "İzlerken çok üzüldüm. Konunun bana nasıl geldiğini anlayamadım. Bir kere bu iddiaların hepsi yalan" ifadelerine yer verdi.
İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları:
"Bir kere Süleyman Soylu'ya bir teşekkür borcum var. Bunu yıllardır anlatmaya çalışıyordum. Parti içinde darbe teşebbüsüyle kumpas kuran bir ekip vardı. Bunu anlatmaya çalışıyordum. Perde gerisini devlet adamı ahlakıyla anlatmakta zorluklar yaşarken Süleyman Soylu ortaya koydu. Madem ki pandoranın kutusunu açtılar. Binali Yıldırım, Süleyman Soylu, Berat Albayrak bu üç kişi. Bu üç kişinin hesapları farklıydı. Sedat Peker'in videolarıyla ortaya çıkan tablo, bu üç kişinin iktidar için yürüttüğü çirkin ve kirli mücadele. Tayyip Erdoğan sonrası öne geçme mücadelesi. Ben Başbakan iken terörle mücadele, reformlarla uğraşıyordum. İki seçim, üç kongre yönettim. Ben bunlarla uğraşırken bu arkadaşlar bunlarla uğraştı.
Ben onların ihtiraslarına engeldim. Bir dalga kıran gibiydim. Bugün dökülen şeylerin çoğu için o gün kapsamlı bir reform hazırlığındaydım. Siyasi şeffaflık, ihale yasası. Tek tek yolsuzluklar sistemik hale dönüşüyordu. Bunlara karşı mücadele yapmak lazımdı. Ben bu mücadeleyi başladım. İlk şeffaflık yasasından söz etmem 2015'tir. Herkes benden rahatsız oldu. Bu üç kişi kendi siyasi ihtiraslarına beni engel görüyorlardı. Bir taraftan devleti yönetiyordum. Sayın Binali Yıldırım 'Başbakanlık benim hakkım' diye düşünüyordu. Süleyman Soylu bir başka partiden geldi. Mustafa Şentop dahil birçok isim Süleyman Soylu hakkında bana rapor sunuyordu. Berat Albayrak partiyi mirası gibi görüyordu. Sayın Cumhurbaşkanı'nı tabiri caizse doldurdular. Sanki liderlik yarışı varmış gibi.
Sayın Cumhurbaşkanı ile aramızda bir kez gerginlik oldu. Ben dedim ki, 'Sayın Cumhurbaşkanım siz kukla başbakan istiyorsunuz. Gelin CHP, MHP, HDP'ye parlamenter sistem önerisiyle gidelim. Ben size Anayasa reformundan sonra genel başkanlığı tevdi edeyim, danışman olayım. Seçime gidelim. Ben hiçbir zaman siyasete hırsla girmedim ama iddialıyım, azimliyim. Yaptığım işi yarım yapmam. 2008'de sayın Erdoğan'a gidip 'Sizi yalnız bırakmayacağım' demiştim. Soylu ile Albayrak'ın omuz kavgasını hatırlarsanız. Çok utandım. Açık söyleyeyim ben olsaydım iki bakanı görevden alırdım. Kesinlikle alırdım. Bu konudaki tavrımı herkes bilir. Devlet yönetirken ciddiyetimi, kararlılığımı herkes bilir. Yoksa bu kurtlar sofrasında ayakta duramazdım. Şu anda ayakta isem o kurtlar sofrasında yem olmadığım içindir. Kurtlar sofrasının kuralı düşeni yemektir. Ben düştüm ama yenilmeme izin vermedim. Sayın Cumhurbaşkanına da söyledim, 'Eğer Soylu'yu haklı görüyorsanız, çıkın karşıma konuşun'. Soylu size en ağır hakaretleri yaparken biz sizin yanınızdaydık.
Soylu, 'Ben Davutoğlu'na nasıl ihaneti yaptıysam, nasıl dolap çevirdiysem size de yapabilirim' mesajıdı sayın Erdoğan'a. Bana niye saldırıyor peki? Benden başlamasının sebebi hafıza tazeleyerek Cumhurbaşkanı'na 'Davutoğlu'nun tasfiyesinde kritik bir rol oynadım' demiş oldu. 'Bugün bana sahip çıkmazsanız, bildiklerimi, geçmişi ortaya çıkaracak şekilde tavır aldığını' gösterdi. Orada bir mesaj verdi, 'Beni destekleyenler var' dedi. Ertesi gün Bahçeli, Perinçek destekledi. Ertesi gün Cumhurbaşkanı bu destekler karşısında Süleyman Soylu'ya sahip çıktı. Ben Cumhurbaşkanı veya Başbakanın kendi bakanına sahip çıkmasını doğru, ahlaklı bulurum ama 25 gün sonra değil. İlk başta 'onlara yedirtmem' deseydi tamamdı. Ama 24 gün kendi bakanının dayak yemesine göz yumdu. Sonra da razı oldu. 'Sahip çıkıyoruz' dedi ama neye sahip çıktığını söylemedi. Şimdi niye benimle başladığını anlayabiliyor musunuz? Başlarken Cumhurbaşkanına mesaj gönderdi. Parti içinde darbenin ana unsurunu hatırlatarak bunu yaptı.
HDP ile anayasa meselesi Cumhurbaşkanı'na mesajdır. O tarihte seçime gidiyoruz. 2011-2012'de oldu bu. Bütün partilerin eşit temsil edildiği anayasa komisyonu kuruldu. Benim HDP ile koalisyon da, anayasa da hiçbir toplantıda konuşulmadı. Aslında burada suçlama sayın Cumhurbaşkanına. HDP ile komisyon kuran sayın Cumhurbaşkanının kendisi ben değilim. Süleyman Bey sen o kabinede bakandın. Kolektif sorumluluk vardı. Başbakan ne kadar sorumlu ise Bakan da sorumluydu. Bakanlar Kurulu'nda herkes her şeyi söylerdi. Sen itiraz etmediğin bir şeyi, olmayan bir şeyi nasıl gündeme getirebilirsin? Terörle mücadeleyi en sert biz verirken neredeydin? HDP ile anayasa çalışmamız söz konusu değil. Buradan adresleri söylüyorum. Benim üzerimden Berat Albayrak'a ateş etmeye çalışıyor. Davutoğlu'nun kurulduğu SETA'da Mithat Sancar konuşturuldu diyor. Bir dakika! Bağımsız düşünce kuruluşu. SETA'nın kuruluşuna yardımcı olduk. İbrahim Kalın ABD'den gelmişti, Gökhan Çetinsaya genel müdür. Ta ki Serhat Albayrak başkan olup SETA bütünüyle bizden çıkana kadar.
Herkes bir muhasebe yapsın. Soylu'nun açıklamasından sonra bu yükten kurtuldum, kendisine teşekkür ediyorum. Bu adamlarla yol yürüyemezdim ben. Kendi Başbakanına kumpas kuranlarla yol yürümezdim. Soylu 27 Mayıs'ta yaşasaydı Adnan Menderes'i feda edip, kendini kurtarırdı. 5-10 saniyelik repliği gösterdiğinizde orada yalan makinası olmadan nasıl yalancı ortaya çıktı. Bir iddiada ortaya attı sonra soru gelince devam edemedi. Benim dönemimde hiç kimse dinletilmemiştir. Hele hele kendi genel merkezimde. Burada kim suçlanıyor? Soylu devlet teamüllerini alt üst etti. Türkiye'de sistemik deprem yaşanıyor, sistem çözülüyor. Bir kere ben genel başkanım. O MYK üyeleri bana ayrı ayrı rapor sunarım. TBMM Başkanı şu anda, Mustafa Şentop, bana gelerek, 'AK Parti içinde Süleyman Soylu örgütleniyor, AK Parti'yi başka yönlere kaydırıyor' dedi. Daha sonraki dönemde kumpaslar çıktı. Kalsaydım hepsini alırdım."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda Ahmet Davutoğlu ile ilgili konuşarak, "Yıl 2005. Ben Başbakan Yardımcısıyım. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu. Başbakan Davutoğlu. 7 Haziran seçimleri öncesi MYK toplantısında 'Biz HDP ile anayasa yapabiliriz' diye bir cümle çıktı ağzından. Hepimiz baktık. Seçim geçtikten sonra AK Parti çoğunluğu elde edemedi, tek başına iktidar kurabilme kabiliyeti oluşmadı. Ya CHP ile ya diğer siyasal partilerle bir araya gelecek. Büyük bir mücadele başladı. Bir taraftan HDP ile anayasa yapabilme kabiliyeti ortaya koyan birisi. Derdi Recep Tayyip Erdoğan. Onu külliyede enterne edip, hareketsiz halde bırakan, ABD'nin Avrupa üzerinden uyguladığı politikayı Türkiye'de hakim kılmak. Bunun doğru olmadığını söyledik. Tartışmalar o kadar şiddetli oluyordu ki, bir ara sayın Davutoğlu'nun tam anlamıyla dengesi kayboldu, 'Hepinizin odalarında neler konuştuğunu dinletiyorum ve biliyorum. Ben partinin teşkilat başkanıydım. 'Hepinizin odalarında neler konuştuğunu tek tek biliyorum' diyordu MYK üyelerine söyledi bunu. Koalisyon tartışmaları yaşandığı zamanlar. 'Hepinizin neler söylediğinizi biliyorum' dedi. Biz donduk, arkadaşlarımızla birbirimize baktık. Bunun Türkçe ne anlama geldiği apaçık ortada. Daha sonra çeşitli dedikodular çıktı, fiziki takibin yapıldığı yönünde ama karineye ulaşamadık" sözlerine yer vermişti.
Son Dakika › Güncel › Soylu'nun sözlerine Davutoğlu'ndan yanıt: Kendisine teşekkür ediyorum, yürütülen kirli mücadeleyi ortaya koydu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?