Son Dakika: RİZE'DE PAYLAŞILAMAYAN 183 YILLIK KONAK TARTIŞMASI

RİZE'nin Çamlıhemşin ilçesinde dede yadiğarı kültür varlığı 183 yıllık tescilli konak, varisleri arasında paylaşılamıyor. Konağa yerleşen varisçilerden Güngör Oflu, kamera yerleştirdi, girişe demir kapı taktırdı. Konağa giremeyen diğer varisçiler ise duruma tepki gösteriyor.

Çamlıhemşin ilçesi Yukarı Çamlıca Mahallesi'nde 1837 yılında Hüseyin Efendi'nin yaptırdığı kültür varlığı tescilli konak, 4 oğlunun torunlarına kaldı. 2 oğlu haklarını alıp konaktan ayrılırken Mustafa ve Mehmet Ofluoğlu'nun torunları ise konağı paylaşmaya çalışıyor. 1999 yılında konağın tapusunu üzerlerine alan Mehmet Ofluoğlu'nun torunlarına 2002 yılında Mustafa Ofluoğlu'nun torunu Güngör Oflu ve kardeşi Süleyman Gürkan Oflu tarafından tapu iptal davası açıldı. Tapu iptal edilerek yüzde elli hissenin iade edilmesi için açılan dava 2014 yılında reddedildi. Güngör Oflu karara itiraz ederek aynı yıl davayı Yargıtay'a taşıdı.

KONAĞA YERLEŞTİ

Konağa alınmayan Güngör Ofluoğlu tepkisini göstermek için geçen yıl konak önünde kurduğu çadırda yaşadı. Konağın Osmanlı tapusunu da bularak hissedar olduklarını belgeleyen Güngör Oflu, 17 kişiden aldığı vekaletle konağa yerleşti. Oflu, diğer varisçiler tarafından tehdit edildiğini iddia ederek koruma kararı aldırdı, konağa da güvenlik kameraları yerleştirdi. Kameralara yansıyan görüntülerde kapıların zorlandığını, evine girildiğini gören Oflu, bu kez de konağa demir kapı taktırdı. Konağa diğer varisçiler ise giremiyor. Aile üyeleri arasında konak tartışması sürüyor.

'YASAL HAKLARIMI KULLANACAĞIM'

Baba ocağına kavuşmak için bütün yasal haklarını kullanacağını belirten Güngör Oflu '1999 yılında buraya tapu kadastro geldiğinde Mehmet Ofluoğlu torunları 'konağı bizim dedemiz yaptı' diyerek üzerlerine geçirmişler. Bu konak Ofluoğlu sülalesine aittir. Onların iddia ettiği gibi dedeleri yaptırmadı, büyük dedemiz Hüseyin Efendi tarafından 1837 yılında yapıldı. Bu süreç içerisinde Osmanlı tapusunu da buldum, hissedar olduğumuzu da belgeledim. 2002 yılında yerel mahkemede tapu iptal davası açtık. Dava 2014 yılında reddedildi, davayı Yargıtay'a taşıdım. 17 kişiden aldığım onayla bu evde yaşıyorum, 2017 yılında da ikametimi bu eve aldım. Yılın 12 ayı bu evde kalıyorum, kızım ve annem Ankara'da olduğu için bazen oraya gidiyorum o zaman da kaymakamlıktan izin alarak gidiyorum. Yargıtay'daki süreç bitmeden benim bilgim ve onayım olmadan hiçbiriyle aynı evde yaşayamayacağım. Çünkü can güvenliğim yok. 3 kere evin kapısını kırdılar. Suyu, elektriğimi kesiyorlar. 6-7 kere bu kişilerle ilgili tedbir kararı alındı. Mecbur kaldım eve demirkapı taktırdım. Bu konak Ofluoğulları sülalesini aittir. Bu konakta herkesin hakkı var" dedi.

'TAPULU EVİME GİREMİYORUM'

Konağın varisçilerinden Bayram Yüce Kuluhan da dedelerinden babasına intikal eden bir konak davası olduğunu belirterek '1930'larda bu konak paylaşılmış, konak dedeme kalmış. Tapular çıkınca Güngör Oflu bizi mahkemeye verdi, mahkemeyi kazandık. Yargıtay'a taşıdı. Ben bu konakta doğup büyüdüm, burada bir hafta düğünüm oldu. Bu kadınsa 50 yaşından sonra buraya geldi 'burası benim malım mülkümdür' diyor. Ev bizim tapularda bizim. Ona 'mahkeme bitene kadar, rahat rahat oturalım kanunun kestiği parmak acımaz' dedik evin anahtarını ona da verdik, neticede uzaktan akrabamız. Biz Ankara'ya döndükten sonra bütün kilitleri değiştirdi. Bana uzaklaştırma kararı aldırdı, evime giremedim. Çay toplamaya geldim, kapı kapı dolanıyorum milletin evinde. Uzaklaştırma kararı kaldırılınca evi 'aç' diyorum açmıyor. Ben de bir şekilde bacadan girdim eve. Evde benim kendime ait bölümlerin hep kilitlerini kırmış. O diyor ki 'Ben bundan korkuyorum, beni tehdit ediyor' diyor, tehdit eden halbuki kendisi. Ben canımın derdindeyim, işimin gücümün derdindeyim" dedi.

'DURMADAN ŞİKAYET EDİYOR'

Halil Ofluoğlu da 'Yıllardır buraya geldikleri yoktu, biz onu hiç görmedik ancak emekli olduktan sonra gelmeye başladı, bizde misafir olarak kaldı. Evi koruduğunu söylüyor, evin nesini koruyor. Evde gördüğünüz her şeyi ben yaptırdım" ifadelerini kullandı.