Başkent'teki patlamaya tanık olan esnaflar korku dolu o anları anlattı

Ankara'nın Keçiören ilçesinde bir binada meydana gelen tüp patlaması sonucu 1'i çocuk 2 kişi hayatını kaybederken, 3'ü ağır 4 kişi ağır yaralandı. O anlara şahit olan esnaflar dehşet verici anları anlattı.

Keçiören ilçesi Kızlarpınarı Caddesi'nde akşam saatlerinde 3 katlı bir binada patlama meydana gelen patlama sonrası apartmanda göçük meydana gelmiş, itfaiye ve AFAD ekipleri Muhammed Kahtan (35), Melek Kahtan (2), Useme Kahtan (5), Umutcan Yeter (21), Beyzagül Yokuş (15) ve Zine Abdülkerim El Vahap'ı (25) göçük altından çıkarmıştı. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen Muhammed Kahtan ve kızı Melek Kahtan kurtarılamazken, vücutlarında kısmen yanıklar da olan yaralılardan 3'ünün de hayati tehlikesinin bulunduğu belirtilmişti.

Olaya şahit olan çevre esnaflardan Emin Buharalı, yaşadıkları korku dolu anları anlattı. Buharalı, "Çok şiddetli bir patlama oldu. İnanılmaz derece hissedilir bir patlamaydı. Yer sallandı. Dışarıya çıktığımızda binadan dumanlar çıkıyordu. Olayın ne olduğunu anlamaya çalışırken enkaz bölgesinden iki kişi çıktı. Düşen kişilerdi muhtemelen. Ağır yaralılardı. Buradan tesadüfen geçen bir ambulansı durdurduk, yaralılara ilk müdahaleyi yaptık. Yaralıların ellerinde, yüzlerinde çok ciddi yanıklar vardı. Kısa süre içerisinde zaten ambulans, itfaiye, polis ekiplerinin hepsi olay yerine geldi. Sesi duyduk çok korktuk. Arka sokaklardaki arkadaşlarımız dahi duydu sesi. Çok şiddetliydi, deprem gibi. Sanki bomba düşmüştü. Yakın olmamız sebebiyle de gördük, müdahale ettik" ifadelerini kullandı.

"ANLATILACAK GİBİ DEĞİLDİ"

Esnaf Sinan Aslan ise, "Bir anda bir patlama oldu. Hepimiz dışarıya çıktık. Hepimizin eli ayağı birbirine girdi. Ben olayın birebir şahidiyim. Anlatılacak gibi değildi. Kendileri komşularımızdı. Sanki canlı bomba patlamış gibi 'güm' diye ses çıktı. Ben koştum oraya, herkes kaçışıyordu. Yaralılar vardı, hatta birisini ben bindirdim ambulansa. Derisi yere yapışmış, yerdeydi" şeklinde konuştu.

(Ali Nargüner - Sadettin Aliusta - Ömer Faruk Karataş/ İHA)