Son dakika haberleri | 15 Temmuz gazisi Rıza Demir tanktaki darbecilere karşı mücadelelerini unutamıyor

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında tatil için bulunduğu İstanbul'da, darbecilere direnirken omuriliği kırılan gazi Rıza Demir, vatanı ve milleti için böyle bir mücadelede yer almanın gururunu yaşıyor.

Erzurum Şehir Hastanesinde güvenlik müdürü olarak çalışan 40 yaşındaki 3 çocuk babası Erzurumlu gazi Rıza Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi İstanbul'a tatil için gittiğini söyledi.

Darbe girişimi gecesi arkadaşlarıyla otururken televizyonda Boğaziçi Köprüsü'nün askerlerce kapatıldığını gördüklerini anlatan Demir, "Darbeyle ilgili söylentiler vardı ki biz o saate kadar darbenin o kadar kanlı ve haince bir girişim olduğunu bilmiyorduk çünkü yaşımız itibarıyla hiç darbe görmedik." dedi.

Demir, o saatlerde AK Parti İl Başkanının Sütlüce'ye tankların geldiğini ve il başkanlığını baskı altına aldıklarını söylemesi üzerine parti binasına gidebilmek için yola çıktıklarını aktararak, şunları söyledi:

"Ardından Atatürk Havalimanı'nın önü ile İl Emniyet Müdürlüğünün de olduğu Vatan Caddesi'ndeki bir noktaya gittik. Silah seslerini duyunca Emniyet Müdürlüğünün önüne kadar gidebildik. Hasdal Kışlası'ndan biri personel taşıyıcı diğeri paletli tank çıktı ve paletli tank önüne ne geliyorsa eziyordu. Tankı ilk başta durdurduğumuzda tankın üzerine ilk Murat arkadaşımla çıktık. Ayağımın altında tankın içine girilen kapak varmış, görmedim. O esnada ilk darbeyi bana vurdular ve beni bariyerlerin üzerine attılar. Olayın sıcaklığıyla vücudumda bir şey olduğunu hissetmemiştim. O esnada tekrar tankın üzerine bindik ve Haliç bağlantı noktasına kadar gittik."

Bu noktada araçların yolu kapattığını anlatan Demir, tankın, bağlantı noktasına gelene kadar çok sayıda aracın üzerinden geçtiğini vurguladı.

Demir, tankın içinde bulunanların kapakları kapatarak içinden çıkmadıklarını kaydederek, "Murçlarla, balyozlarla, bijon anahtarlarıyla, elimize gelen her türlü aletlerle tankın kapağını açmaya çalıştık. Kurtuluş Savaşı'nda nasıl Nene Hatun balta ve kazmayla savaşa gittiyse biz de o gece bijon anahtarlarıyla, murçlarla gittik. Allah'ın hikmeti. O esnada cam yüklü bir araç gördüm ve jeneratör olma ihtimalini düşünerek gittiğimde araçta jeneratör ve spiral taşı bulduk. Spiralle tankı menteşe kapakları olduğu noktadan kestik ve içeriden 3 rütbeli ile darbe girişimi başarılı olsaydı İstanbul Emniyet Müdürü olacak hain çıktı." ifadelerini kullandı.

O esnada askerin sırtından hücum yeleği ile telsizi aldığını, yelekten tankların İstanbul'da nerede konuşlanacağını gösteren kroki bulduğunu belirten Demir, o gece halkın kahramanca mücadele verdiğini vurguladı. Demir şöyle devam etti:

"Vatanım ve milletim için böyle bir mücadelede yer aldığım için her zaman gururluyum. O gece ölümü hiçbir saniye bile aklına getirmeyen insanların vermiş olduğu kahramanlık destanını gördüm. O gece ölümü öldüren insanları gördüm. Yani vatanı ve milleti için seve seve canını verecek insanları gördüm."

"O gece vatansız yaşamayan insanların vermiş olduğu mücadeleyi görmüş olduk"

Demir, o gece bir tarafta vatanı için mücadele eden 15 Temmuz kahramanları diğer tarafta da para çekmek için banka ATM'lerine, ekmek almak için market ve fırınlara koşan insanlar olduğuna değinerek, "O gece vatansız yaşamayan insanların vermiş olduğu mücadeleyi görmüş olduk. İnsanlar gerçekten o gün tekrardan dirildiler, tekrardan Türk milletinin ne kadar büyük olduğunu tüm dünyaya gösterdiler. Kim ne yaparsa yapsın yapmış oldukları oyunların hepsinin bozulacağını tekrar tekrar gösterdiler. Bir kişiden milyonlarca insana ulaşabilecek bir vatan sevgisini gösterdiler insanlara." diye konuştu.

15 Temmuz'un Türk tarihinde bir dönüm noktası olduğuna işaret eden Demir, şunları kaydetti:

"Üzerimizde oynanan oyunlar hala mevcut. İnsanların gözleri açıldı. Akıllarını satmamayı, birilerinin himayesi altına girmemeyi, başka bir Türkiye'nin olmayacağını, Türkiye düşerse Orta Asya'daki tüm ülkelerin sıkıntıya düşeceğini herkes gördü. Başka bir Türkiye yok, bizim de gidecek başka bir Türkiye'miz yok."