Solingen Kurbanları Irkçı Saldırının 20. Yılında Anıldı

Berlin (AA) – Almanya'nın Solingen kentinde 29 Mayıs 1993 tarihinde, aşırı sağcıların kundakladığı evde yaşamını yitiren Genç ailesinin 5 mensubu, ölümlerinin 20. yılında kentteki konser salonunda düzenlenen törenle anıldı.

Törene, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Alman hükmeti adına Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Kuzey- Ren Vestfalya eyaleti Başbakan Yardımcısı Sylvia Löhrmann, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Solingen Belediye Başkanı Norbert Feith, Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, Almanya'nın eski Cumhurbaşkanı Johannes Rau'un eşi Chritina Rau, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda Türk ve Alman katıldı.

Irkçı saldırıda 2 kızını, 2 torununu ve 1 yeğenini kaybeden Mevlüde Genç ve eşi Durmuş Genç de törende yer aldı.

Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, Türk insanlarının Almanya'ya çalışmak için gelmesinden yarım asırdan fazla bir zaman geçtiğini belirterek, "Vatandaşlarımız Türkiye ve Almanya'ya çok önemli katkılar yaptılar. Bu yarım asır içinde çok acı olaylar da yaşandı" dedi.

Solingen'de 29 Mayıs 1993 tarihinde vuku bulan ve 5 Türk'ün hayatını kaybettiği olayın da bunlardan biri olduğunu ifade eden Bozdağ, "Genç ailesi elim olayda 5 evladını yabancı düşmanlığına kurban vermiştir. Bu tarif edilemez bir acıdır. Burada Mevlüde annemize, Durmuş babamıza, Genç ailesine bir kez daha şahsım ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan adına başsağlı ve sabır diliyorum" diye konuştu.

Bozdağ, "3-4 kişinin hatasını bir topluma mal edemem" diyen Mevlüde Genç'in, bu sözlerinin Anadolu kadınının ferasetini ortaya koyduğunu kaydetti.

Mevlüde Genç'in, içinde yaşadığı toplumun barış ve huzurunu kendine şiar edindiğini anlatan Bozdağ, "Kendisi duruşu ve sabrıyla Alman ve Türk toplumu arasında umut köprüsü olmaya devam etti. Gösterdiği sabırdan dolayı kendisine teşekkür ederim" değerlendirmesinde bulundu.

Solingen faciasının yaşanmış bir gerçek olduğunu ve unutulmaması gerektiğini bildiren Bozdağ, benzer olayların ve yeni acıların yaşanmaması, sürekli hatırlatılması gerektiği temennisinde bulundu.

Bozdağ, Türk ve Alman toplumu temsilcilerinin bu acıları bir kez daha paylaştıklarını belirterek, Solingen faciasının üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen "ırkçılık ve yabancı düşmanlığı" gibi akımların bugün başta Almanya olmak üzere Avrupa'nın birçok yerinde hala taraftar bulduğuna dikkati çekti.

Alman ve Türk kurumlarının bu olay karşısında saldırganlığa, ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı tavır koyduklarını hatırlatan Bozdağ, ancak 20 yılda saldırıların durmadığının ve artarak devam ettiğinin görüldüğünü kaydetti.

Bozdağ, 2000-2007 yılları arasında cinayetlere kurban giden insanları burada bir kez rahmetle yad ettiğini belirterek, neredeyse her hafta bir iş yerine, camiye, sivil toplum kuruluşuna karşı ırkçı, yabancı ve İslam düşmanlığından kaynaklanan saldırılar olduğunu, bu haberleri almaktan üzüntü duyduğunu bildirdi.

"Sessiz kalanlar da sorumlu olurlar"-

Tarihten gereken derslerin çıkarılması noktasında başarılı olunmadığını ifade eden Bozdağ, ırkçılığın birlikte yaşamı, refahı, barışı ve mutluluğu tehdit eden en büyük tehlike olduğunu söyledi.

Bozdağ, her insanın ırkçılığa, ayrımcılığa ve İslam düşmanlığına karşı tavır koymak zorunda olduğunu da ifade etti.

Ikçılığın sadece Almanya'nın sorunu olmadığını, Avrupa'nın başka ülklerinde de benzer olaylar yaşandığını dile getiren Bozağ, "Sadece bu konuyu bir ülkenin veya bir bölgenin sorunu olarak görmek en büyük hatayı yapmak olur. Bütün dünya devletleri ve milletleri bunu en önemli sorun olarak görmek ve 'bu konuda neleri yanlış yapıyoruz, neleri eksik yapıyoruz' demek zorunadır" dedi.

Bozdağ, hep beraber ırkçı, ayrımcı, ötekileştirici yanlışlar ve fikirler karşısında ortak sesin yükseltilmesinin önemine vurgu yaparak, oy kaygısıyla veya başka sebeplerle toplumun birliğini, dirliğini, huzurunu yok edecek fikirlerin karışışında sessiz kalınmaması gerektiğini kaydetti.

Sessizliğin ötesinde onaylayıcı duruşlarla da ırkçılığa destek verilmiş olacağına işaret eden Bozdağ, "Sessiz kalanlar da sorumlu olurlar" ifadesini kullandı.

Bozdağ, Almanya Cumhurbaşkanı Gauck, Başbakan Merkel, uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Böhmer'in bu konuda ortaya koydukları tavrı son derece anlamlı bulduğunu söyledi.

Aşırı sağcı "Nasyonalsosyalist Yerlatı" (NSU) terör hücresinin işlediği cinayetlere de değinen Bozdağ, faillerin hak ettiği ceza neyse onu almasının yargı yoluyla ırçılara verilecek en büyük mesaj olacağını belirtti.

Bozdağ, bu olayda kamu ayağının da soruşturulup, ihmal, kusur ve kasıt olup olmadığının sorgulanması gerektiğini ifade etti.

NSU davasında bu ayağın eksik olduğunu gördüklerine dikkati çeken Bozdağ, "Alman hükümetinin, güvenlik ve adli makamların bu olayı, sadece yargılanan sanık bağlamında değil, bu sanığı bu işlere teşvik eden, azmettiren kişileri ve bununla ilgili kamu ayağını da aydınlatacak şekilde neticelendireceklerine inanıyorum. Bu noktadaki beklentimizi burda Alman dostlarımın huzurunda ifade etmek istiyorum" dedi.

-"Solingen'i vatanım gibi seviyorum"-

Mevlüde Genç de anma törenine gelen herkese teşekkür ederek, "Biz affeden insanlarızdır. 5 yavrumu kurban ettim, sizleri kazandım. Yapacak bir şey yok. Solingen'i vatanım gibi seviyorum" diye konuştu.

Güçlü ve birlik içinde olunması gerektiğini belirten Genç, "Sevgi insanı her zaman yaşatır, nefret ise öldürür. Allah kimseye böyle acı vermesin" değerlendirmesinde bulundu.

Alman Bakan Maria Böhmer de insan onurunu hiçe sayan ve bu alçakça saldırıyla evleri kundaklanan Genç ailesinin yaşamının sonsuza dek değiştirdiğini belirterek, "Bugün Genç ailesinin yanındayız. Onların acılarını paylaşıyoruz" dedi.

Solingen cinayetlerinin sadece masum insanların yaşamını alan vahşi bir saldırı olmadığını dile getiren Böhmer, "Bu aynı zamanda ülkemizdeki hürriyete ve demokrasiye de saldırıdır. Bugün Solingen'den 20 yıl sonra açık bir sinyal verilmelidir" ifadesini kullandı.

Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Bozdağ ve davetliler, yangında yaşamlarını yitirenler için yaptırılan anıta geçtiler.

Çelenklerin de bırakıldığı anıtta, Kur'an-ı Kerim okundu. - Berlin