Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında ortaya çıkan sözde "Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi"nde adı geçen 31 eski askeri hakim ve savcı hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlarından açtığı davanın üçüncü celsesi sona erdi.
Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesindenki duruşmaya, meslekten ihraç edilen ve Sincan Cezaevinde tutuklu bulunan sanıklar ile avukatları katıldı.
Ankara dışında tutuklu sanıklar Beytullah Abakam, Yunus Emre Taşova, Rıdvan Akay, Yakup Öz, Numan Biber, Gültekin Özdemir, Emrah Gül, İsmail Savcı, Regaip Cıba, Sezer Çitli, Emin Veli İnan, Uğur Gültekin, Muhammet Vuran ve Gani· Çeti·ntaş ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaya bağlandı.
Sanıklardan Emrah Gül, hakkındaki suçları reddetti ve masum olduğunu söyledi. FETÖ ile ilgisinin bulunmadığını savunan Gül, Diyarbakır'da askeri hakim olarak görev yaptığını, 15 Temmuz günü hasta olduğunu ve evinden hiç çıkmadığını söyledi. Gül, "Cebir ve şiddet içeren herhangi bir eylemim yok. Darbeye iştirak ettiğime dair en küçük bir delil yok. İsmim listede yazıyor diye örgüt üyeliğiyle suçlanıyorum. Üzerime atılı hiçbir suçu kabul etmiyorum. Terörist, darbeci ve hain değilim" dedi.
"Sıkıyönetim Mahkemelerinde Görevlendirme Listesi"nde adı bulunan diğer askeri yargı mensupları hakkında bir işlem yapılmadığını ve bu kişilerin görevlerini sürdürdüğünü ifade eden Gül, listenin bilgisi ve dahli dışında hazırlandığını ileri sürerek, listeyi hazırlayanlardan şikayetçi olduğunu ifade etti.
"Çocuklarıma annelik yapmak istiyorum"
Sanıklarda Selma Uyar da üzerine atılı suçları kabul etmediğini, iddianamede aleyhine tek bir somut delil dahi bulunmadığını kaydetti. Darbe girişiminin olduğu gün doğum izninde bulunduğunu ve 3 aylık ikiz bebekleriyle ilgilendiğini anlatan Uyar, şunları ifade etti:
"Bebeklerime bakarken tutuklandım, ihraç edilim. 9 aydır da tutukluyum. 3 yıllık hakimim. Disiplin subayıydım. Er ve erbaşların cep telefonu yakalatması ve uyuşturucu bulundurması suçlarına bakıyordum. 3-4 aydır iş yerine bile gitmiyordum. Yaşadıklarımı bir ben, bir de Allah biliyor. Çocuklarım bir yaşına yaklaştı. Eşim de tutuklu. Çocuklarıma bakacak kimse yok. Onlara annelik yapmak istiyorum. FETÖ'nün okullarına gitmedim, Bank Asya'da param yok. Mezun olduktan sonra yıllarca işsiz kaldım. Sınavı hakkımla kazandım ve 3 yıldır bu görevi yapıyordum. Masumum, tahliyemi talep ediyorum."
Yakup Öz de savunmasında, iddianamede kendisini FETÖ ile ilişkilendiren hiçbir somut delil bulunmadığını söyledi. Listede adının bulunmasının kendisini FETÖ mensubu yapmayacağını savunan Öz, "FEM dershanesine gittim ama ailem cemaat dershanesi olduğu için beni oradan aldı. Hatta dershane senetleri vermeyerek hakkımızda icra takibi başlattı. 15 Temmuz'da Denizli'de kız kardeşimin düğünündeydim. Hiçbir eylemim yok. Tahliye ve beraat talep ediyorum." dedi.
Görev yaptığı dönemde verdiği kararlara değinen Öz, Ergenekon sanıklarından Tümgeneral Mustafa Bakıcı ve Balyoz davası sanıklarından Tümamiral Soner Polat hakkındaki dosyalarda takipsizlik kararı ve beraat mütalaası verdiğini anlattı. Öz, ByLock kullandığı iddiasını da yalanladı.
"Vatana hizmet ettim"
Sanıklardan Regaip Cıba da Diyabakır'da Hava Kuvvetleri Komutanlığı askeri savcısı olarak görev yaptığını, 15 Temmuz günü izinli olduğunu, eşinin ehliyet sınavı dolayısıyla 15 Temmuz akşamı uçakla Diyarbakır'a gittiklerini, darbeyi de havaalanından eve giderken yolda öğrendiğini söyledi.
Cıba, "Sıkıyönetim listesini kimin yayınladığını bilmiyorum. İsmim oraya neden yazıldı bilmiyorum. Bu görevi kabul etmiyorum, etmedim. Darbeci olsam hamile eşimi Diyarbakır'a götürmem. Ne okullarında okudum ne dershanelerine gittim. Ben, bu vatana samimiyetle hizmet ettim." dedi.
Tuncay Zengin de çelişkilerle dolu olan iddianamede hakkında hiçbir somut delil bulunmadığını savunarak, tahliye ve beraat istedi.
Turgay Tonga da sıkıyönetim listesinin kimin tarafından hazırlandığının tespit edilemediğini belirterek, "Eylem olmayan bir davada yargılanıyoruz. Tek bir gizli tanığın ifadesine dayanarak hüküm kurulması adil yargılanmanın ihlali niteliğinde. Atama listesinde ismimin yazılması bilgim ve iradem dışında gerçekleşti. Olay günü Malatya'da geçici görevdeydim. Kesinlikle kimseye emir ve talimat vermedim, kimseden de emir almadım. Bir kafede nargile içerken abimin telefon açması üzerine girişimi öğrendim." ifadesini kullandı.
Savunmaların ardından mahkeme, yarın devam etmek üzere duruşmaya son verdi.
Son Dakika › Güncel › Sıkıyönetim Listesindeki Askeri Hakim ve Savcıların Yargılandığı Dava - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?