Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, "Diziler toplumdaki şiddeti önleyecek sihirli değnek değil, toplumdaki şiddetin temelini oluşturan etken de değildir. Dizileri, şiddeti önlemede etkileri olacak bir mecra olarak görmekteyim." dedi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca çevrim içi "Şiddetle Mücadelede Televizyon Dizilerinin Rolü" konulu program düzenlendi.
Ece Üner'in moderatörlüğünü üstlendiği programda konuşan RTÜK Başkanı Şahin, dizilerin gücüne inandığını, Türk toplumunda, aile yapısındaki etkilerine inandığını belirterek, dizileri eleştirmenin yanında hakkının da teslim edilmesi gerektiğini söyledi.
"Diziler toplumdaki şiddeti önleyecek olan sihirli değnek değil, toplumdaki şiddetin temelini oluşturan etken de değildir. Dizileri, şiddeti önlemede etkileri olacak bir mecra olarak görmekteyim." diyen Şahin, dünyada ABD'den sonra en çok dizi ihracatı yapan ülkenin Türkiye olmasının sevindirici olduğunu, bu başarının doğru kullanılması gerektiğini kaydetti.
Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"RTÜK olarak uzun yıllardır radyo ve televizyonları denetliyoruz. Son dönemde de internet yayınlarını denetleme görevi bize verildi. Bu denetimi yaparken müeyyide gücümüzü kullanmamız, karşılıklı görüş alışverişinde bulunmamız noktasında ince bir çizgideyiz. Sadakatsiz dizisiyle ilgili müeyyide uygulama ihtiyacı hissettik. Müeyyideyi en son uygulayan kurumuz, bunu hep söylüyorum ama inandırıcı olamıyorum. Önüme bir dosya geldiğinde ben bir dizideki set işçisinden yazarına, başrol oyuncusuna kadar ne hissettiğini düşünüyorum. Ben bu empatiyi yaparken, yapımcılarımızın, senaristlerimizin daha dikkatli davranması gerektiğini söylüyoruz."
"Esas mesele şiddetin kendisi"
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) Genel Müdürü İbrahim Eren, kamu yayıncısı olarak TRT'nin farklı bir yerde durduğunu söyledi.
Eskiden beri sektörde bir çaresizlik olduğunu belirten Eren, "Bu da şu, bir programın reyting alması isteniyorsa, bazı gerçekleri çarpıcı şekilde ekrana getirmesi gerekir. Bu cümle kısmen doğru olmakla birlikte haftada 120, 130 dakika iş yetiştiren bir ekipten hem reyting alacak hem de toplumsal hassasiyetleri gözetecek şekilde çalışması sektör gerçeğine aykırı. İlk göreve geldiğimden beri biz buna karşı çıktık. Biz mesajımızı belirleyelim, doğru mesaja karar verdikten sonra bunu reyting alacak şekilde ekrana sunalım. Bu televizyonculuk başarısıdır." diye konuştu.
Pek çok alanda saha araştırmaları yaptıklarını belirten Eren, bu araştırma sonuçları ile yapımcılara ışık olmaya çalıştıklarını, bakanlıkların saha araştırmalarından da yararlandıklarını vurguladı.
Eren, "TRT dizilere oldukça hassasiyet gösteriyor. 'Kadına yönelik şiddetin tek kaynağı dizilerdir' demek söz konusu olamaz. Kadına yönelik şiddetten ziyade, esas mesele şiddetin kendisi. Eğer saha araştırmaları sonrasında paydaşlarla bir araya gelip, özel kanallara bu araştırmalar üzerinden bilgi verilmesi sonrasında, yapımcıların da pozitif bir şekilde yeni içerikler hazırlayacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Programa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin, yapımcılar Kerem Çatay, Şükrü Avşar, Birol Güven, Onur Güvenatam, Sürreyya Önal, psikiyatrist ve yazar Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, tiyatro, sinema ve dizi oyuncuları Ege Aydan, Ayşen İnci, Ayça Varlıer, gazeteciler Nazlı Çelik, Nermin Yurteri, Ayşe Böhürler, Gülcan Tezcan, Psikiyatrist Dr. Kemal Sayar, Psikolog Acar Baltaş, Prof. Dr. Ali Murat Varol, Alev Erkilet ve davetliler katıldı.
Son Dakika › Güncel › 'Şiddetle Mücadelede Televizyon Dizilerinin Rolü' programı 'çevrim içi' düzenlendi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?