Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, " Türkiye'nin Rusya'yla ilişkileri son derece geliştirdiği düşünülürse, Rusya ve Amerika arasında çıkabilecek herhangi bir anlaşmazlıkta Türkiye, dengeyi sağlayıcı pozisyonda olmak için şimdiden hazırlanmalı." dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) Genel Merkezinde SETA Ankara Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Muhittin Ataman'ın moderatörlüğünde "Türk-Amerikan İlişkilerinde Yeni Dönem" paneli düzenlendi.
Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dedeoğlu, ABD Başkanı Donald Trump'ın dış politikada ekonomi ve gücü sert araçlar olarak kullanabileceğine dikkati çekti.
Trump'ın eski yönetimin aksine Rusya ile yakın ilişkiler kurarak Çin'i ise hedefine koyacağını anlatan Dedeoğlu, Trump hükümetinin Suriye konusunda Rusya ile birebir uzlaşmak isteyebileceğine ve bunun da Türkiye'nin bölgedeki öneminin azalması riskini doğurabileceğine dikkati çekti.
Ancak Rusya'nın bu iş birliğine ne ölçüde razı olacağının belli olmadığını bildiren Dedeoğlu, "Türkiye'nin Rusya'yla ilişkileri son derece geliştirdiği düşünülürse, Rusya ve Amerika arasında çıkabilecek herhangi bir anlaşmazlıkta Türkiye dengeyi sağlayıcı pozisyonda olmak için şimdiden hazırlanmalı." diye konuştu.
Dedeoğlu, Türkiye ile ABD ilişkilerinin yeni dönemde nasıl şekilleneceği konusunda da, "Trump, Türkiye ile ilişkilere 'Ben ne kazanıyorum?' diye bakacak. ABD'nin ne kazanıp ne kaybedebileceğini bölgeyi en iyi bilen ülke olarak Türkiye'nin masaya koyma ihtimali var." ifadelerini kullandı.
"Bölgedeki istikrarsızlık ilişkilerde yeni anlaşmazlıklar doğurabilir"
SETA Washington Ofisi Genel Koordinatörü Dr. Kadir Üstün, "Trump, ne kadar (ABD Başkanı Barrack) Obama yönetiminden farklı davranmaya çalışsa da bölgesel istikrarsızlık, Suriye ve Irak'taki durum devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.
Trump yönetiminin İran'a karşı çok daha sert politika izlerken, İsrail merkezli bir politikaya yönelebileceğini kaydeden Üstün, ancak ABD'nin İsrail'in her dediğini de yapmayacağını düşündüğünü söyledi.
Üstün, "Bu istikrarsızlık ve potansiyel yeni kriz alanlarının Türk-Amerikan ilişkilerini yine belli gerginliklere ve anlaşmazlıklara götüreceğini düşünüyorum. Türk-Amerikan ilişkilerinin sağlığı açısından bunları nasıl yöneteceğimiz ve nasıl politikalar izleyeceğimiz anahtar olacaktır." diye konuştu.
"Stratejik ortaklık sözünün altı doldurulmalı"
SETA Washington Ofisi Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat da ABD'nin yeni dönemde dış politikada temel önceliklerinin jeo-ekonomi ve enerji olacağını ifade etti.
Kanat, "Trump'ın son bir ayda verdiği en önemli kararlardan biri de North Dakota ve Keystone boru hatlarına izin vermek oldu. Bu, önümüzdeki dönemde ABD'nin enerjide bağımsız bir ülke haline geleceği ve enerji ihraç edeceği anlamına geliyor. Bu da ABD'nin Orta Doğu'ya bakışı jeopolitikten, jeo-ekonomiye dönüşecek demek." tespitinde bulundu.
Bu bağlamda ABD'nin çok taraflı ticaret anlaşmaları yerine ikili ticaret anlaşmalarına yöneleceğini kaydeden Kanat, ABD'nin bunları sert güç olarak kullanacağını kaydetti.
ABD'nin yeni yönetiminin müttefiklerle ilişkilerini yeniden şekillendireceğinin altını çizen Kanat, ABD'nin bunu ortak tehditlerle mücadele paydasında buluşarak yapmaya çalışacağını belirtti. Kanat, terörle mücadelenin de ABD'nin dış politikasında eğileceği konulardan biri olacağını dile getirdi.
Türkiye ile ABD ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğine işaret eden Kanat, "Stratejik ortaklık sözü geçiyor ama bunun altı doldurulmadığı sürece pek bir işe yaramaz. Rakka konusunda operasyonel, taktiksel şeyler konuşuyoruz. Bu taktiksel şeyler konuşulurken bir taraftan da bunun altının stratejik anlamda doldurulması lazım. İkili ilişkilerin birbirine kenetlenmesi gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Türkiye'nin ABD'de kulis faaliyetleri ile halkla ilişkileri geliştirmesi lazım"
Daily Sabah gazetesi Washington temsilcisi Ragıp Soylu da ABD'nin geleneksel müttefikleriyle tekrar yakınlaşma ihtiyacı duyduğunu vurguladı. Trump yönetiminin Türkiye ile ilişkiler konusunda verdiği sinyallerden bazı beklentiler içinde olduğunun anlaşıldığını söyleyen Soylu, ABD'nin Türkiye'den en önemli beklentisinin Irak ve Suriye'de DEAŞ'la mücadeledeki iş birliğiyle alakalı olacağını kaydetti.
Trump'ın Orta Doğu'ya "sekülerist" bir bakış açısıyla yaklaştığını ifade eden Soylu, bir diğer beklentinin de Türkiye'den tekrar bölgeye "laiklik" mesajları vermesi olabileceğini anlattı.
Soylu, ABD'nin yeni yönetiminin Fetullahçı Terör Örgütü'nü (FETÖ) "radikal terör örgütleri" kapsamında değerlendirebileceğine de dikkati çekti.
ABD ile Türkiye arasındaki bazı kronik sorunlara işaret eden Soylu, iki ülkenin medya üzerinden tartışmaması gerektiğini dile getirdi.
Soylu, "Türkiye'nin ABD'de kulis faaliyetleri ile halkla ilişkileri geliştirmesi lazım" diyerek, bunun Türkiye'nin çıkarlarının korunması bakımından önemli olduğunu kaydetti.
Son Dakika › Güncel › Seta'dan 'Türk-Amerikan İlişkilerinde Yeni Dönem' Paneli - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?