Sendikalar, Kendilerine Yeni Bir Yol Haritası Belirlemeli"

Türkiye Kooperatif Ticaret Eğitim ve Büro İşçileri Sendikası (KOOP-İŞ) Genel Başkanı Eyüp Alemdar, değişen toplumsal yapının sendikacılık hareketlerini de diğer kurumlar gibi dönüşüme zorladığını belirterek, "Bu noktada sendikaların 21. yüzyıl bilgi toplumu çerçevesinde kendilerine yeni bir yol haritası çizmeleri gerekmektedir." dedi.

Erenler ilçesindeki bir otelde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ile KOOP-İŞ organizasyonuyla düzenlenen "Sosyal Diyalogun Geliştirilmesi: Çalışma Barışı ve Sürdürülebilir Üretimin Şifresi Projesi"nin tanıtım toplantısında konuşan Alemdar, sosyal diyalogun kendileri için çok önemli bir konu olduğunu söyledi.

Dünyada ve Türkiye'de hızlı bir değişim, dönüşüm yaşandığını, ekonomik ve sosyal alanda meydana gelen değişmeleri eski kavramlarla eski yaklaşımlarla açıklamanın, değerlendirmeye çalışmanın, giderek güçleştiğini anlatan Alemdar, "Değişen üretim biçimleri toplumların bütün kurumlarını değiştirip dönüştürüyor. Üretim biçimlerinin değişime uğraması ile birlikte toplumsal kurumlarda da dönüşümler yaşanmaktadır. Bu dönüşümlerin en önemlilerinden birisi de sendikal harekette görülmektedir. Çünkü bugün yaşadığımız bilgi çağında ortaya çıkan yeni oluşumlar endüstri ilişkileri sistemi üzerinde önemli etkiler oluşturuyor. Bu durum işçi işveren ve sendikalara yeni perspektifler yeni bakış açıları getiriyor." şeklinde konuştu.

Değişen toplumsal yapı sendikacılık hareketlerini de diğer kurumlar gibi dönüşüme zorladığını vurgulayan Alemdar, "Bu noktada sendikaların 21. yüzyıl bilgi toplumu çerçevesinde kendilerine yeni bir yol haritası çizmeleri gerekmektedir. Çünkü hak mücadelesi artık yalnızca bir sınıf mücadelesi anlayışıyla değil tüm dünyayı kavrayan anlayışla yeni bir yaklaşımı ortaya koymaktadır. Bu yaklaşımı geliştiremeyen sendikacılık anlayışının varlığını sürdürebilmesi de mümkün değildir. O nedenle demokrasinin özgürlüklerin katılımcılığın öncüsü olan sendikalar bilimin yol göstericiliğinde yeni bir yol haritası belirlemek zorundadır." ifadelerini kullandı.

Günümüzde endüstri ilişkileri sistemlerinin temelinde sorunlara ortak çözüm üreten barışçı modeller ve sosyal diyalog mekanizmalarının bulunduğuna işaret eden Alemdar, bu diyaloğun sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için yararlı sonuçlar alınabilmesinin temel ön şartının işçi haklarına ve sendikal hak ile özgürlüklere saygı olduğunu kaydetti.

SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul da insanı makine ile eş değer gören, ekonomik insan gibi tanımlamayla çalışma hayatını yönlendiren bir anlayışa asla katılmadıklarını aktardı.

Türkiye'nin, şehirlerin, herkesin hedefleri olduğuna dikkati çeken Kösemusul, dünyada mevcut olan küresel rekabete karşı Türkiye'nin hedeflerine kavuşabilmesi için az çalışmak, ufak meseleleri büyük sorunlar haline getirerek iş ve sosyal yaşamı içinden çıkılmaz bir hale getirmek gibi seçeneklerinin olmadığını ifade etti.

Üretimin işçisiz olmayacağını vurgulayan Kösemusul, şöyle devam etti:

"İşçi işverensiz de olamaz ve ortak hakların önemi, hakkaniyet, adalet bir bütün olarak çok önemlidir. Ekonomik ve sosyal yaşamı bu bütünün parçaları olarak görmek mecburiyetindeyiz. İşçi ve işveren arasında diyalog mutlaka sağlanarak, ortak çözümler üretilerek çalışma barışının beraberinde getireceği huzur ortamı neticesinde biz hedeflerimize ulaşırız."