Haber: TAMER ARDA ERŞİN- Kamera: KEMAL SEVİNDİRİCİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sel felaketinin vurduğu Antalya'ya giderek mağdur vatandaşları dinledi. Kumlucalı çiftçi kadın kendilerine yeterli yardımın yapılmadığını anlatarak, "Zaten evime giremiyorum. Evimin içinde bir gram eşya yok. Biz bunlardan avangart mobilya istemeyiz. Bu hayat şartlarımızı sürdürebilecek… Şimdi biz ne yapabiliriz? Anamızdan nasıl doğduysak, öyle bomboş kaldık. Bize bir çare, bir destek ama biz kesinlikle dilenci değiliz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'da 11 Aralık günü sel felaketinin vurduğu Kumluca ilçesini ziyaret ederek, afet sonrası yurttaşların sorunlarını dinledi. Kılıçdaroğlu'na Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de eşlik etti.
"FELAKETLER YAŞANMASINA RAĞMEN BU GÖLETLERİN YAPILMAMASI CİDDİ BİR SORUN TABİİ"
Kılıçdaroğlu, afet bölgesinde selin yıktığı yerleri inceledikten sonra yurttaşlara, daha önce de aşırı yağmur dolayısıyla benzer felaketlerin yaşandığını anımsatarak, şunları söyledi:
"Arada göletlerin yapılması lazım. Göletler yapılınca akan su tutulmuş oluyor ve felaketler de önlenmiş oluyor. Bunun yapılması lazım. Bunu tespit edenler devletin liyakatli personelleri. Bu işin uzmanları. Böyle olursa aşırı yağış halinde de sorunlar giderilebilir. Ama aradan uzun süre geçmesine ve o felaketler yaşanmasına rağmen bu göletlerin yapılmaması ciddi bir sorun tabii. Benzer bir olayın olmaması için bundan da ders alınması lazım. Siyasal iktidar tarafından göletleri yapmaları gerekiyor. Çok büyük maliyetler değil bunlar aslında, küçük maliyetler. Burası da cennet gibi bir yer, bereketli toprakları var. İnsanlar ekiyor ve biçiyorlar. Para kazansınlar istiyoruz. Onlar para kazandıkça Türkiye kazanıyor, hepimizin karnını doyuran sizlersiniz. Dolayısıyla çiftçinin, üreticinin ekmesi, kazanması lazım. Önünde varsa engeller kaldırılması lazım.
"SORUNU YAŞAYANI DİNLEYİP KANUN YAPARSANIZ SORUNU ÇÖZMÜŞ OLUYORSUNUZ"
Dere ve su yataklarının yanında bir de TARSİM dediğimiz bir olay var. TARSİM'e kayıtlı olmayan çiftçiler de uğradıkları zararın bir kısmı giderildi ama bu kanunun da yeniden ele alınması ve düzenlenmesi lazım. Yeni baştan bunun oturulup konuşulması lazım. Ankara'da kanun yapmak kolay da ama o kanun ne kadar sorunları çözüyor, o büyük bir problem olarak önümüzde duruyor. Normalde çiftçinin TARSİM'den kaynaklanan sorunu varsa, çiftçinin ziraat odası başkanı var, muhtarı var, çiftçinin kendisi var. Çağırırsınız, oturursunuz, konuşursunuz. Böyle bir dert var, bu dert nasıl çözülecek diye. Çiftçiden derdi dinlersiniz, kanunu da ona göre yaparsınız. Ankara'da oturup kanun yapmak ayrı, o kanunun sorunları çözmüyor ama sorunu yaşayanı dinleyip ona uygun kanun yaparsanız sorunları çözmüş oluyorsunuz."
Kılıçdaroğlu, CHP'li büyükşehir belediye başkanlarının Antalya'ya yardımlarını gönderdiğini anımsatarak, AKP'li belediye başkanlarına da yardımları için "Kimsenin hakkını yemek istemem, AK Partili belediye başkanlarının da buraya araç ve gereç gönderdiklerini biliyorum. Onlara da yürükten hepinizin huzurunda teşekkür ederim. Çünkü biz bir aradayız, farklı düşünebiliriz ama bir yerde felaket olduğu zaman hep beraber yardıma koşmak zorundayız" dedi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, de yurttaşlara ellerinden gelen yardımları yaptıklarını anlatarak, 10 tane yıkılan köprü için bakanların yapılma sözü verdiğini aktardı.
Eski Cami Mahalle Muhtarı İbrahim Sungur da Kılıçdaroğlu'na "Yapılması gereken 3 tane acil, 2 tanesi öncelikli, Ortaköy ve Horoz Ötmez Sarı Kavak göletlerimiz var. Hem bunlar sulamada, hem taşkınlarda en önemli bizim emniyet supabımız olacak. Artı dere yataklarındaki standart dışı köprülerin standartlar içinde yapılıp, tamir edilip faaliyete geçmesi lazım" dedi.
ESNAFTAN KILIÇDAROĞLU'NA: SİZ BİR ŞEYİN ARKASINDA DURDUĞUNUZ ZAMAN EMİNİM Kİ OLUYOR
Kılıçdaroğlu'na Kumlucalı bir esnaf elektrik borçlarından dert yandı ve borçlarının ötelenmesini isteyerek, "Ödeyemem bu şartlar altında, dükkanlarımız kapalı. SSK'mız var. Çalışanlarımız var. Maaşlar var. Onlar da bizim elimizden bekliyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız sularımızı bir şekilde 1 ay almayalım dedi. Elektrik konusunu da masaya yatırırsanız. Gerçekten zor durumdayım. Siz bir şeyin arkasında durduğunuz zaman eminim ki oluyor" dedi. Kılıçdaroğlu, elektrik konusunun takipçisi olacağını dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, zarara ilişkin muhtarlardan da bilgi aldı. Kılıçdaroğlu daha sonra seraları ziyaret etti. Buradaki çiftçilerin sorunu dinledi. Çiftçiler TARSİM'den şikayet etti. 7 dönüm yeri zarar gören çiftçi, "Bitik haldeyim, dışarıdayım. Allah belediyemizden sağ olsun, yemeğimiz, şuyumuz geliyor. Ama benim komple solmuş bir halde hiçbir şeyim kalmadı… 17 sene birikimimi bıraktım, bitik bir haldeyim. Ne yapacağımı, ne edeceğimi, şu anda elim kolum bitmiş. Ben hala 7-8 günden beri evin içinde ıslak yerde kendimi toparlamaya çalışıyorum. Benim de sigortam vardı, selden dolayı, beton olmadığı için. Sigortacılar geldi, bu kapsam dışı diye. Şu anda soldular zaten komple. Ben bir ürün daha almamışım. Daha vallahi, billahi 2 ton domates kestim, şu anda sezonluk domates ile normal güzlük domatesimiz 7-8'inci dölde. Hepsi şu anda öyle kurudu gitti. 2 aya kadar da giremeyiz o tarlaya" diye konuştu.
Çiftçi, saatlerce çocukları ile suyun içinde kaldıklarını vurgulayarak, "Evin içi su, duvarlar çekmiyor ve evin içinde de duramıyorum. Yani rutubetten duramıyorum. Kurutamıyorum evin içini. Hadi bir nevi toparladık evin içinde kendimizi çok şükür. Ama tarla ile alakalı 17 sene, ne arabam kaldı, ne evim kaldı, ne eşyam kaldı. Hiçbir şeyim kalmadı. Ben bitik bir haldeyim şu anda" diye yardım istedi.
ÇİFTÇİ KADINLAR DERT YANDI
Çiftçi kadınlar da yaşadıklarını Kılıçdaroğlu'na anlattı. Bir çiftçi kadın 30 yıllık eşyalarının ve tarlasını felakette yok olduğunu belirterek, "30 yıllık kazancım gitti. Hiçbir şeyim kalmadı benim. Anadan doğma evsiz kaldım, çatıya çıktık öyle kurtulduk biz. Şimdi o evde de oturulmaz, bana mümkünse ev tutun. Oturulacak hali kalmadı" dedi. Başka bir çiftçi kadın da yardımlardan gelen kıyafeti göstererek, onu giydiğini söyledi.
Başka bir çiftçi kadın da ürettiği domateslerin perişan halini göstererek şöyle konuştu:
"İşte domateslerimi getirdim, hiç satmadan böyle oldu. Hiç satmadım daha ben bunları. Ben 2 çocuğumu yevmiyeye gitme ile okuttum. Günlük 50-100 lira yevmiye ile beyaz eşyamı aldım. Bir gram bir şey kalmadı evimde. Gecenin dördünde çatıya çıktım, 11'inde AFAD'çılara ünledim. Gelin bizi, can kurtaran yok mu diye ünledim. Ben şimdiden sonra 53 yaşındayım, ne yapabilirim? Bana bir yol gösterin. Bir tane beyaz eşyam yok, bir tane yatacak sırtım yok. Eş, dost böyle sırt getirdi. Yani biz sebzeciliğin başkentindeyken böyle bir rezil olabilir miyiz? Dersiniz ki 'Neden sebze yaptınız, okusaydınız'. Biz yapmayıp da o yapmayıp, bu yapmayıp da kim Ankara'daki, İstanbul'daki büyüklerimize böyle sebzeler yedirecek. Biz kesinlikle dilenci değiliz.
"AVANGART MOBİLYA İSTEMİYORUZ"
"Biz devletimize vergimizi veriyor, halimize güzelce sebzemizi götürüyorsak, ihracatımız yapılıyorsa, dünya geneline ihracat yapılıyor bu domateslerle. İşte ben buna hiçbir gram para alamadım. Ben dilenci durumuna düştüm şimdi ya. Bankaya gidiyor 3 gündür eşim, destek parası yatıracağız dediler. Yok, bugün yok, yarın, öbür gün yok. Zaten evime giremiyorum. Evimin içinde bir gram eşya yok. Biz bunlardan avangart mobilya istemeyiz. Bu hayat şartlarımızı sürdürebilecek… Şimdi biz ne yapabiliriz? Anamızdan nasıl doğduysak, öyle bomboş kaldık. Bize bir çare, bir destek ama biz kesinlikle dilenci değiliz" dedi.
Son Dakika › Güncel › Sel Felaketinin Vurduğu Kumlucalı Çiftçi Kadın Kılıçdaroğlu'na Derdini Anlattı: 'Biz Bunlardan Avangart Mobilya İstemiyoruz. - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?