Algılarla dolu bir dünyada yaşıyoruz ya da yaşıyormuşuz meğer…
Son 2 ayda dünyanın bir ucu olan Kenya ve burnunuzun dibi olan Suriye'ye sağlık hizmeti sunmaya, temel yaşam malzemeleri dağıtmaya, gönüllü olarak katılma fırsatım oldu.
Bu organizasyonlarda şunu kesin olarak hissettim ki Müslümanlar birbirinden bihaber değiller. Öyle bir çaba var ki zulmü kırmaya yönelik, duygulanmamak, içlenmemek elde değil.
Kenya'daki Garissa şehir hastanesine girdiğimizde yataklı servis binalarının üzerinde Türk bayraklarını görünce çok şaşırmıştık. Yine aynı şekilde Suriye'deki El Bab şehir hastanesini ve günde 80.000 ekmek üretilen fabrikayı görünce şaşkınlığımızı gizleyemedik.
Bizlere göre çok büyük bütçeler toplayarak büyük bir gururla girdiğimiz her yerde ülkemizin hiçbir menfaat gözetmeden tamamen insanların temel ihtiyaçları için yapılan ve yüzbinlerce dolar değerindeki hizmetleri görerek çok büyük bir gurur yaşadık. Bizlere anlatıldığının aksine Müslümanlar yalnız değiller ve ümmetin derdi ile dertleniyorlar.
Çare Doktorları ve AFAD Ekibi El Bab'da!
El Bab sınırını geçtiğimizde AFAD ekipleri bizleri karşılayarak bir kamyon dolusu yiyecek, giyecek ve hediyelerimizin gümrük işlemlerini ve sınır geçiş işlemlerimizi hallettiler. Daha sonra Türkiye'deki şehir hastanelerinin birebir aynısının El Bab'da yapıldığını, Türk doktor ve hemşirelerinin canla başla çalıştığını kendi gözlerimizle gördük.
300 yetim için kurulan Halime Ana yetim okulunu, Türkçe ve Arapça eğitim veren öğretmenleri görünce meğer yalnız değilmişiz, ülkeyi yöneten akıl, bizden çok önceleri buradaki mazlumları namerde muhtaç etmemek için tüm şartları seferber etmiş.
Türkmen çocukları kendi kültürlerinin yanında; İstiklal Marşı'ndan tutunda İslami fıkıh ve siyer derslerini alacak şekilde eğitilmiş. Daha sonra gittiğimiz Pakistan tarafından kurulan ekmek fabrikasında tüm giderlerin Türkiye tarafından karşılandığını, her gün tonlarca unun bölgeye getirilip, günde 80.000 ekmeğin bölge halkına ücretsiz dağıtıldığını gördük.
Bölge halkından oluşan güvenlik güçlerinin kurduğu her barikat bölgesinde Osmanlı tuğralı figürler ve bize yardımcı olmak için can atan fedaileri gördük…
Bizimle beraber ümmetin derdiyle dertlenen sivil toplum örgütleri ve STK'lar, halkımızın dişinden tırnağından arttırdığı bağışlarla bölgeye can suyu oluyorlarmış meğer. Ne büyük bir halk ve ne hassas bir devlet…
Yine Garissa hastanesinde de aynı şekilde Türkiye tarafından getirilen MR cihazını, eğitilen teknikerleri kendi halklarına sağlık hizmeti verirken gördük ve şahit olduk…
Bu kadar ekonomik kriz içinde belki yüz bin doların bile önemli olduğu dönemde yüzbinlerce dolarlık yatırımlar, Müslümanların insanlık onuruna yakışır şekilde yaşamaları için harcanmış ki ne mutlu bize… Kimseye akıl vermek haddimiz değil ama ülkenizi çok sevin e mi?
Bilin ki televizyonda görüp de içinizi kanatan o görüntülerle dertlenen bir devletiniz var…
Son olarak şiir değil de dua bizimkisi, ülkemizin bayrağını ve İslam'ın sancağını sen üzerimizden eksik etme Allah'ım…
El Bab'lı Yetim Hüseyin
Liderleri devrilen, dış güçlerce demokrasi getirilen Mısır'ın, Irak'ın dışarıdan yönetildiği aşikâr olan Arabistan'ın dünyadaki Müslümanlar için kör, sağır, dilsiz olmasının tesadüf olmadığını da belirtmek gerekiyor… Ve en önemlisi sabretmek ve vazgeçmemek…
Belki de on yıllar önce Müslüman ülkelerinin Türkiye'ye bakış açısı da aynıydı. Mısır'da bizim, Arabistan'da elbet bir gün Musa Firavuna galip gelecektir…
Son olarak El Bab'lı yetim Hüseyin'den bahsetmeden geçemeyeceğim.
Muayene edilmek üzere öğretmeni tarafından yanıma getirilen çocuk için öğretmeni kulağıma şunu fısıldadı:
Hocam halen babasının fırına gittiğini ve döneceğini sanıyor!!!
Son Dakika › Güncel › Şanlıurfa Çare Doktorları Sağlık Taraması Görevinde! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?