Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Algoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem Uyar, "Hem dünyada hem de ülkemizde yaşam uzadı. Yaşam uzayınca özellikle palyatif bakım gereksinimi de artmakta." dedi.
Palyatif Bakım Derneği Başkanı da olan Uyar, Samsun Sağlık Müdürlüğünün ev sahipliğinde kentteki bir otelde ilki düzenlenen "Samsun Palyatif Bakım Sempozyumu"nda yaptığı konuşmada, palyatif bakımın dünyada 1990 yılında başladığını söyledi.
Palyatif bakımın özellikle kanser hastaları için kurgulandığını dile getiren Uyar, bu bakım türünün sağlık sistemlerinin finansal kaynaklarını hastalara daha etkin ve insancıl kullanma mantığıyla geliştirildiğini anlattı.
Hizmetin insancıl bir yönü bulunduğuna dikkati çeken Uyar, "Tüm hastaların özellikle son dönemde insan onuruna yakışan bakım kalitesi alma zorunluluğu var. Hem dünyada hem de ülkemizde yaşam uzadı. Yaşam uzayınca özellikle palyatif bakım gereksinimi de artmakta." diye konuştu.
Uyar, yaşlılığa bağlı hastalıkların arttığını vurgulayarak zihinsel gerilik, kanser ve nörolojik rahatsızlıklar gibi sorunların ileri yaşlarda hastanın yaşam standartlarını olumsuz etkilediğini, bunun da bakım hizmetlerini ön plana çıkardığını belirtti.
Türkiye'nin bu alana 2000'li yıllarda ilgi göstermeye başladığını aktaran Uyar, şöyle devam etti:
"Sağlık Bakanlığı bu işe çok önem verdi ancak hastalara ulaşma noktasında bazı eksiklikler görüldü. Palyatif bakım özellikle kanser hastalarına hizmet etmesi gerekirken son dönemde demans, alzaymır ya da inme geçiren hastaların bakım yeri gibi algılandı. Bu işin olmazsa olmazı devlet, eğitim araştırma hastaneleri ve sağlık profesyonelleri kadar ailedir. Aileyi palyatif bakımın her aşamasında işin içine dahil etmemiz gerekiyor. Bunlara etkin eğitim vermemiz gerekiyor. Bu, tek bir disiplinin yapabileceği bir iş değil."
Uyar, yaşam kadar ölümün de gerçek olduğuna işaret ederek "İyi yaşam kadar iyi ve onurlu ölümü de konuşmamız gerekiyor. İster kanser, ister nörolojik hastalıklar olsun, hastalığın ilerleme ve son döneminde başta ağrı olmak üzere solunum, beslenme, psikososyal problemler, manevi bakım gibi bütün ögeleri içine alan bütüncül sağlık hizmetinden faydalanması gerekmektedir." diye konuştu.
Türkiye'nin palyatif bakıma geç başlamasına rağmen önemli mesafe kat ettiğini ifade eden Uyar, "2000'li yıllarda sıralamada geri kalmış ülkeler statüsündeydik ama özellikle yasal mevzuatın düzenlenmesinden sonra kapsamlı ağrı merkezleri ve palyatif merkezlerine ulaşmış seviyedeyiz. Ülke genelinde 4 bin yatağımızla gelişmiş palyatif bakım merkezine sahip ülkeler statüsüne girdik." dedi.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pemra Cöbek Ünalan da evde sağlık ve palyatif bakım servislerinin entegrasyonunu önemsediklerini söyledi.
Palyatif bakımı "evde bakım" ya da "hastanelerdeki bakım" diye ayırmanın yanlış olacağını anlatan Ünalan, "Zihinlerimizde sürekliliği olan bir sağlık bakım modeli olarak düşünürsek çok daha doğru olacak. Dünya literatüründe 'ciddi hastalığı olan birey ve yakınlarına hastalık sürecinde destek olacak, çevresiyle beraber hastalıkla baş etmek konusunda güçlendirmek üzere aldığı sağlık hizmetlerin tamamına palyatif bakım deniyor." dedi.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Çay Şenler ise kanser hastalığının palyatif bakım ihtiyacı doğurduğunu aktararak hastaların yakınlarıyla ciddi sorunlar yaşayabildiklerini bildirdi.
İl Sağlık Müdürü Muhammed Ali Oruç da sempozyumu palyatif bakımın bilinirliğini artırarak sağlık çalışanları açısından etkinliğini üst seviyelere çıkarmak amacıyla düzenlediklerini kaydetti.
Sempozyuma Samsun Vali Yardımcısı Hasan Öztürk ile çeşitli üniversitelerden akademisyenler ve palyatif bakım merkezleri çalışanları katıldı.
Son Dakika › Güncel › Samsun Palyatif Bakım Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?