Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası (Sağlık-İş) Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, sosyal güvenlik hayatının en büyük sorununun, kanunda yapılan değişiklik ve kıdem tazminatı konusu olduğunu belirterek, hükümetin bu konuda tarafları ikna etmesi gerektiğini söyledi.
Başoğlu İHA'ya Sosyal Güvenlik Kanunu ve kıdem tazminatı konusunda açıklamalarda bulundu. Başoğlu, Türkiye'de Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabi olan milyonlarca işçinin bulunduğunu ifade ederek, TBMM Bütçe Plan Komisyonu'nda hükümetin sevk ettiği tasarıyla emeklilik maaşlarının düşeceğini hatırlattı. Sosyal güvenlikle ilgili olarak bütün hükümetlerin hep sosyal güvenliğin zararlarını kapatmak için işçilerin haklarını sınırlandırdığını söyleyen Başoğlu, "Emekli maaşlarını düşürdüler, hesaplama biçimini değiştirdiler. Sağlık hizmetlerine ilave masraflar yüklediler. Buna rağmen Sosyal Sigortalar Kurumu'nun iddia edilen açıkları kapatılamadı" dedi. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Türkiye'ye sosyal güvenlik reformunu gerçekleştirmesi yönünde baskı yaptığını ifade eden Başoğlu, hükümetin yapmak istediği reformun ise sosyal güvenlik haklarına sınırlandırma olduğunu savundu.
Söz konusu tasarıyla yaşa bir taban getirildiğine işaret eden Başoğlu, Sosyal Sigortalar Kurumu hastanelerinde de tedavi olacaklardan da ek bir gelir alınmak istendiğini söyledi. Başoğlu, "Eğer devlet çalışanların sosyal güvenlik haklarını sınırlandırırsa bu siyasi tabirle kendi ayağına kurşun sıkma anlamına geliyor. İşçilerin çalışarak sahip olacakları tek maaş, emekli maaşlarıdır. Bu emekli maaşını almalarını zorlaştırmak mezarda emekliliği bile getirmiyor. Bazı iş kolları vardır ki burada 9 bin iş gününü doldurmak mümkün değildir. Bu iş kollarında geçici işçiler, taşoren işçiler ve mevsimlik işçiler vardır. Bunların prim gün sayılarını tutmak mümkün değildir. İşveren primi kuruma yatırmazsa takip edilemez. Bazı işçiler 9 gün primi dolduramazlar" diye konuştu.
Emeklilik yaş üst sınırı olan 65 yaş konusuna da değinen Başoğlu, Türkiye şartlarında ise 65 yaşında emekliliğin çok zor olduğunu dile getirdi. Türkiye'deki sosyal güvenlik sisteminin IMF'yi ilgilendirmemesi gerektiğini kaydeden Başoğlu, "IMF'den para alarak emeklilere maaş ödemiyoruz" dedi.
Sosyal Güvenlik Kanunu'nda hükümetin hak sahiplerini ikna edemediğini savunan Başoğlu, "İşçiler ikna olmamış bir kanunla karşı karşıya kalacaklar. Bana göre tasarı görüşmeleri durdurulsun. Hükümet tarafları çağırsın. Bir yuvarlak masa etrafında bu madde tartışılsın, insanlar ikna edilsin. Konfederasyon yetkilileri o zaman bunun kimseye bir zararı olmayacak diyebilsinler" şeklinde konuştu. Yasaya göre kıdem tazminatının da getirileceğini anlatan Başoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bir fon kurmasından söz edildiğini ve iş kanununa göre de kıdem tazminatının bir fona bağlanmasının uygun görüldüğünü kaydetti. Başoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'de fonların akıbetleri genel olarak belli değildir. Fonlar kurulur, para toplar ama sonunda bu fonlar ayakta kalamazlar. Eğer fon batarsa insanların kıdem tazminatı da batar. Bana göre Çalışma Bakanlığı'nın bu konuda da hak sahiplerini ikna etmesi gerekir. Bize bildirmeden bir kanun çıkartarak ben kıdem haklarını fona havale ediyorum demek, arının kovanına çomak sokmaktır. Bu eylemleri tartışmaları, işyerlerinde üretimi durdurabilir. Çalışma hayatıyla ilgili olarak biz 12 Eylül'den beri açık veriyoruz. Hiç değilse bu hükümet döneminde bizim haklarımız geliştirilsin. Sosyal güvenlik hayatının şu anda en büyük sorunu Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nda yapılan değişiklikler ve kıdem tazminatı konusudur. Benim teşkilatımdaki bütün işçilerin gözü Ankara'dadır. Kendi teşkilatıma bildiri çıkaramıyorum." (DUY-NÇ-Y)
Son Dakika › Güncel › Sağlık-iş'ten 'Sosyal Güvenlik Kanunu ve Kıdem Tazminatı' Değerlendirmesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?