Saati İsviçre'den getirilen tarihi saat kulesinde zaman yeniden akmaya başlayacak

Osmanlı padişahı 2. Abdülhamid döneminde saati İsviçre'de yapılarak Çankırı'ya getirilen, halk arasında "Çan Saati" olarak adlandırılan ve uzun zamandır atıl vaziyette bulunan saat kulesinin yeniden zamanı göstermesi için çalışma yürütülüyor.

Alibey Mahallesi'nde bulunan ve 15 metre yüksekliğe sahip saat kulesi, Çankırı Belediyesi tarafından Uzunyol İkinci Etap Cephe İyileştirme Projesi kapsamında restore edilecek.

Kurşun kubbeye sahip, kare planlı, dikdörtgen gövdeli, 2 tokmaklı 16 kilogram ağırlığındaki çana sahip saat kulesi, bir platform üzerine oturtulmuş.

İçinde ahşap merdiven yer alan saat kulesinin üzerinde balkon ve dört yüzünde de yuvarlak saat kadranı bulunuyor.

Çankırı Belediye Başkanı İsmail Hakkı Esen, AA muhabirine, göreve geldikleri günden beri tarihi değerlere sahip çıkmaya çalıştıklarını söyledi.

Restorasyonun tamamlanmasıyla Çankırı'nın yeni bir çehreye bürüneceğini belirten Esen, "Uzunyol İkinci Etap'ta cephe iyileştirme çalışmalarımız devam ediyor. Bu anlamda 3 milyon lira hibe, 3 milyon lira da kendi bütçemizden çalışmalara devam ediyoruz." dedi.

Proje kapsamında saati İsviçre'de yapılarak 2. Abdülhamid tarafından Çankırı'ya gönderilen kulenin de yenileneceğini anlatan Esen, "Halk arasında da 'Çan Saati' diye bilinen tarihi değerimize, Çankırı'nın büyük bir sembolü olmuş dokuya değindik. Uzun zamandan beri üzerinde durulmamış, atıl vaziyetteydi. Biz bu ata yadigarımızın restorasyonuna başladık." şeklinde konuştu.

Saat kulesini çocukluğundan beri bildiğini, her yarım saat ve saat başında kuleden gelen sesi duyduğunu dile getiren Esen, şunları kaydetti:

"Anıtlar Yüksek Kurulunun onayıyla yapıyoruz tabii bunları. Bildiğim kadarıyla burası üçüncü yeri. Daha önceleri farklı yerdeymiş. Şu anda saat kulesinin bulunduğu yerleşim alanlarında Cumhuriyet döneminden kalma binalar da var. Çocukluğumuzda biz bu çan sesini duyardık. Çankırı'daki herkesin bir özlemidir bu. Biz de tarihi değerimizin o eski günleri hatırlatması ve bu dokuya sahip çıkılması açısından tekrar restorasyonuna başladık."