Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, 2 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle basın toplantısı düzenledi.
RTÜK Konferans Salonu'nda konuşan Dursun, RTÜK'ün faaliyet alanı, görev tanımı ve çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi.
Başkanlık döneminde hayata geçirilen çalışmaları anlatan Dursun, bunlardan en önemlisinin 2011'de yürürlüğe giren "6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun"la radyo ve televizyon yayıncılığı sektörünün AB standartlarına uygun hale getirildiğini, karasal sayısal yayıncılığa geçiş takviminin belirlendiğini ve müeyyide sisteminin yeniden yapılandırıldığını hatırlattı.
Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle uzun yıllardır planlanan ancak gerçekleştirilemeyen Karasal Sayısal Yayıncılık ihalesini de gerçekleştirdiklerini belirten Dursun, ihale sürecine ilişkin de bilgi verdi.
Tematik Türde Karasal Sayısal Televizyon Yayın Lisansı Sıralama ihalesiyle ilgili Ankara 1. İdare Mahkemesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararının, Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldığını dile getiren Dursun, ihale işlemlerine kaldığı yerden devam edildiğini bildirdi.
Ulusal Karasal Sayısal Genel ve Standart Çözünürlüklü Televizyon Yayın Lisansı Sıralama ihalesiyle ilgili işlemlerin de Ankara 12. İdare Mahkemesi kararıyla durdurulduğunu hatırlatan Dursun, Ankara Bölge idare Mahkemesi'ne itirazda bulunulduğunu, itiraz sonucuna göre işlem tesis edileceğini kaydetti.
Karasal Sayısay Yayına Ankara'da 1 Kasım'da başlanılacağını dile getiren Dursun, gerçekleştirilen karasal sayısal TV yayın lisansı sıralama ihalesinden ulusal yayınlar için elde edilecek gelirin 875 milyon 962 bin lira olacağını ve tamamının Hazineye aktarılacağını bildirdi.
-En fazla ihlal "genel sağlığa zarar, insan onuru, özel hayatın korunması"
Üst Kurul'un, 2011'den bu yana 3 bin 200 müeyyide kararı aldığını anlatan Dursun, "RTÜK, Türkiye'de yerleşik medya hizmet sağlayıcılarının yayın hizmetlerini, anılan kanun hükümlerine ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalara uygunluğu açısından izlemek ve denetlemekle görevlidir. Üst Kurul'un programları yayından önce denetleme, yayınları durdurma yetkisi yoktur. Üst Kurul kararları yargı denetimine açıktır" diye konuştu.
Dursun, Üst Kurul'un müeyyidelerine en fazla konu olan yayın ihlallerinin genel sağlığa zarar verilmesi, insan onurunun, özel hayatın korunması, çocukların ve gençlerin korunması, Türkçe'nin doğru kullanılması, genel ahlak ve aile yapısı gibi konularda olduğunu söyledi.
-Reklam ihlalleri müeyyidelerin yüzde 90'ı
Reklam ihlalleri konusunda ise Üst Kurulca en fazla müeyyidenin, gıda takviyelerinin ve bitkisel ürünlerin gizli ve yanıltıcı reklamlarını yayınlayan kanallara uygulandığını dile getiren Dursun, gizli reklam, yanıltıcı reklam, ayırt edilebilirlik, reklam ve tele alışveriş süre aşımı ve program destekleyene atıf kurallarının ihlali nedeniyle verilen müeyyide kararlarının, reklam ihlalleri nedeniyle verilen Üst Kurul müeyyidelerinin yüzde 90'ını oluşturduğunu bildirdi.
Ayrıca izleyicilerin, 444 1 178 RTÜK İletişim Merkezi aracılığıyla yayınlarla ilgili görüş ve önerilerini RTÜK'e bildirdiklerini ifade eden Dursun, en fazla bildirim alan program türünün ise dramatik diziler olduğunu söyledi.
Sağlık Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Sanayi Bakanlığının işbirliğiyle, gıda takviyelerinin ve çeşitli bitkisel ürünlerin, genel sağlığa aykırı ve halkı yanıltıcı şekilde tanıtımlarını yapan kanalların takibe alındığını anlatan Dursun, bu tarz ürünlerin satılmasında sorumluluğun sadece kendilerinde olmadığını diğer kurumlarla işbirliği içinde hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
Dursun, RTÜK'ten lisans almadan uydudan yayın yaparak gıda takviyelerinin ve bitkisel ürünlerin tanıtımlarını yayınlayan kanalların, artık RTÜK'ten lisans almadan yayın yapamayacağını, aksi takdirde yayılarının kesileceğini belirtti.
Üst Kurul'un kararlarının zaman zaman eleştirildiğini ancak hukuk ve yasalar çerçevesinde hareket ettiklerini vurgulayan Dursun, şöyle konuştu:
"Halk TV ve Ulusal Kanal hakkında gıda takviyelerinin ve bitkisel ürünlerin halkı yanıltıcı ve genel sağlığa aykırı tanıtımlarını yaptıkları gerekçesiyle Üst Kurulca verilen müeyyide kararları Gezi Parkı eylemleriyle ilişkilendirildi. Oysa Üst Kurul'un Gezi Parkı yayınları nedeniyle bazı kanalları hedef alıp müeyyide uyguladığı iddiası tümüyle gerçek dışıdır. Gıda takviyelerinin ve bitkisel ürünlerin halkı yanıltıcı ve genel sağlığa aykırı tanıtımlarını yaptığı belirlenen Ulusal Kanal hakkında toplam 46 müeyyide kararı alınmıştır. Bu müeyyide kararları anılan kuruluşun, 11 Nisan 2013 tarihine kadar olan süreçte bir veya birden fazla sıklıkta yaptığı yayın ihlallerine ilişkindir.
Belirtilen gerekçeyle Ulusal Kanal hakkındaki en son müeyyide kararı ise Gezi Parkı eylemlerinin başlamasından günler önce, 8 Mayıs 2013 tarihli Üst Kurul toplantısında alınmıştır. Halk TV'ye verilen 146 bin liralık cezanın Gezi Parkı yayınlarıyla ilişkisi bulunmamaktadır. Halk TV hakkındaki müeyyide kararı, kuruluşun 13 ve 17 Nisan 2013 tarihli yayınlarına ilişkindir. Anılan yayınlarda 4207 Sayılı Kanunun 3/6 maddesi ihlal edilmiştir. Üst Kurul uzmanları tarafından düzenlenen raporların tarihleri 29 Nisan 2013'tür. Söz konusu raporlar Üst Kurulun 29 Mayıs 2013 tarihli toplantısında görüşülerek karara bağlanmıştır. Gezi Parkı yayınları ise 31 Mayıs 2013'ten itibaren başlamıştır"
-Gelirler arttı, giderler azaldı
Dursun, obezite ve reçeteye tabi olmayan ilaçların reklamlarıyla ilgili de Sağlık Bakanlığı ile çalışmalarının sürdüğünü anlattı.
RTÜK üyelerine sağlanan olanakların zaman zaman çeşitli tartışmalara ve eleştirilere konu olduğuna da işaret eden Dursun, bu eleştiriler ve tartışmalarla kendilerine haksızlık edildiğini savundu. Dursun, üyelerin ve kurum personelinin görevleri nedeniyle yurt içi ve dışı gezilere gitmek zorunda kaldığını ifade etti. Yapılan düzenlemelerle son yıllarda bu gezilerden önemli oranlarda tasarruf ettiklerine dikkati çeken Dursun, Üst Kurul üyelerinin kira harcamalarıyla ilgili gelen eleştiriler ve tepkiler üzerine kurul kararıyla kira miktarlarının da düşürüldüğünü, her üye için 2 bin 500 lira seviyesine çekildiğini söyledi.
Dursun, RTÜK'ün kendi gündemine hakim bir kuruluş olduğunu belirterek, çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.
-Medya okur yazarlığı dersi
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Dursun, bir gazetecenin "Medya okur yazarlığının zorunlu olması ve iletişim mezunları tarafından verilmesi konusunda tavsiyesiniz olacak mı?" sorusuna, Medya Okur Yazarlığı Çalıştayı'nda konuyu tartıştıklarına işaret etti.
Bu konunun Milli Eğitim Bakanlığını ilgilendirdiğini ifade eden Dursun, şunları kaydetti:
"Netice itibariyle bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Bu tür toplantılarda bu talep dile getiriliyor. Şu anda bununla ilgili bir düzenleme yapılmış değil ama bizim açımızdan bu dersin İletişim Fakültesi mezunları tarafından verilmesinin daha uygun olduğunu düşünüyoruz ama Milli Eğitim Bakanlığının bu konuda bazı problemleri var. Bir okulda diyelim ki 3-4 saatlik medya okur yazarlığı dersi var bu amaçla 3-4 saat için bir öğretmenin istihdamı çok verimli olmayabilir. Üzerinde çalışılıyor. Önümüzdeki yıl gerçekleşebilir belki ama şu anda gerçekleşebilen bir proje değil."
Başka bir gazetecinin, "RTÜK uzmanlarından İbrahim Uslu hakkında, Gezi Parkı olaylarında Halk TV ile ilgili attığı tiwitler nedeniyle soruşturma başlatıldığı açıklandı. Konuya ilişkin değerlendirme alabilir miyiz?" sorusuna Dursun, şu cevabı verdi:
"Doğru, böyle bir sorun var. Bildiğiniz gibi ifade özgürlüğü herkes için kutsal bir özgürlük, bu arkadaş için de söz konusu, buna itirazımız yok ancak bu arkadaşın kullandığı tiwitlerle ilgili elimize bir dosya ulaştı. Maksadı aşan birtakım ifadeler söz konusu. Önce bu arkadaşımla ilgili dosyanın incelenmesini talep ettim, üzerinde çalışılıyor. Çalışmadan sonra ortaya çıkacak duruma göre eğer soruşturma yapmak gerekiyorsa soruşturulacak ama önce bir incelenip durum nedir bir anlayalım. Sonuç olarak arkadaşımızın bu davranışlarında yasaya aykırı bir şey varsa, hakaret varsa o çerçevede değerlendireceğiz."
-"Vatandaş beğenmediği programı kaldırın diyor"
Dursun, "Vatandaş genelde nelerden şikayet ediyor, ne olmasın diyor?" sorusuna ise vatandaşın beğenmediği programın kalkmasını istediğini ancak kendilerinin program kaldırmak gibi bir yetkilerinin olmadığını vurguladı.
Bir gazetecinin, "Gezi Parkı olaylarıyla ilgili önümüzdeki günlerde TV kanallarına yeni cezalar gelecek mi?" sorusuna Dursun, gelebileceğini ancak sadece Gezi olaylarıyla ilgilenmediklerini, yayınların tamamının şiddetin özendirilmesi açısından incelendiğini, hangi program olduğunun farketmeyeceğini, bu tür yayınların her zaman müeyyide uygulamak durumunda kaldıklarını anlattı.
Ulusal Kanal'a verilen müeyyidelerin büyük oranının gizli reklam ve yanıltıcı yayınlar nedeniyle olduğunu belirten Dursun, kanalın bunu Gezi olaylarıyla ilişkilendirdiğini ve izleyicilerden bu müeyyideleri karşılamak için yardım talabinde bulunduğunu, bunun da ayrı bir istismar olduğunu ifade etti.
RTÜK'ün asla ahlak bekçiliği yapmadığını dile getiren Dursun, yasalarda yayınların genel ahlaka uygun olması yönünde maddelerin bulunduğuna işaret etti.
Bir gazetecinin, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanlığı seçimlerine RTÜK olarak müdahalelerinin olduğu yönünde haberler çıktığını hatırlatması üzerine Dursun, böyle bir şeyin söz konusu olamayacağı cevabını verdi.
RTÜK Başkanlığı görevi yarın sona erecek Dursun'un yerine gelecek hafta Üst Kurul'da yeni bir başkan seçilmesi bekleniyor. - Ankara
Son Dakika › Güncel › RTÜK Başkanı Prof. Dr. Dursun'un Görev Süresi Doldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?