HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, TBMM Genel Kurulu'nda, "Son 20 yıl içinde Türkiye'deki tarımsal süreçler dikkate alındığında hem ÇKS'ye göre hem SGK'ya göre hem de TÜİK'e göre çiftçi sayısında olağanüstü bir azalma var. Türkiye gibi bir ülkeden bahsediliyorsa çiftçi sayısının giderek azalıyor olması, aslında bir alanın bir bütün olarak tasfiye olduğu anlamına gelir. İki tane Trakya'yı iktidar, yalnızca 20 yıl içerisinde tarımsal süreçlerden kopartmış. Bu iktidar, her yıl Konya Ovası'nı kaplayacak kadar memlekete beton dökmeyi bir kalkınma göstergesi olarak ele alıyor. Buradan bakıyorsanız bunun doğal sonucu, artık betonları dişlemek olacaktır; artık beton ne kadar yeniyorsa" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın bütçesi üzerine söz alan HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, şunları söyledi:
"İHALE DİSTRİBÜTÖR BAKANLIĞININ BÜTÇESİNİ GÖRÜŞÜYORUZ"
"Müteahhitlere teslim edilmiş Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, diğer adıyla ihale distribütör bakanlığının bütçesini görüşüyoruz. Şirketlerin saraya yakınlığıyla alınan ihale sayısının doğru orantılı olduğu en önemli bakanlıklardan biri. O yüzden biz, bugün Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nı değil, yandaş şirketlerin bütçesini görüşüyoruz. Ulaştırma Bakanı, buraya gelip resimler göstererek 'Eser üretiyoruz' diyecek. Eser olarak adlandırılan yapıların karı şirketlere, övgüsü iktidara, finansmanı yani cefası ise halka kalıyor. Halk, bu bütçenin en çok kimleri zengin edeceğini gayet iyi biliyor. Burada en çok tartışılacak konulardan biri de kamu özel iş birliği modelidir. Bu modelin de son bütçesidir. Bu model, bir yatırım modeli değil, bir soygun modelidir.
Her ne hikmetse denetimi de denetlenmeyi de sevmiyorsunuz. Kalite kontrol ve iş güvenliği konularından rahatsız oluyorsunuz. 20 yıllık iktidarınız döneminde, adrese teslim ihale verebilmek adına Kamu İhale Kanunu 200'e yakın defa değiştirdiniz. Keşke bu konudaki enerjinizi teknik şartnameleri geliştirmeye, denetim ve kontrol mekanizmalarını güçlendirmeye, kalite ve kontrol mekanizmasını kurmaya ve korumaya, iş güvenliğini ve işçi sağlığını önemsemeye harcasaydınız. Belki o zaman bugünkü israf ve savurganlıktan kurtulurdunuz. Bunu başarabilseydiniz dolgu yapılan yollarda çökmeler ve patlamalar olmazdı. Kamu özel iş birliğiyle ilgili en doğru sözü Fuat Oktay söylemişti; 'İhya hareketidir'. Çok doğru; kamu özel iş birliği, müteahhitleri ihya etme hareketidir.
"BUNUN DOĞAL SONUCU, ARTIK BETONLARI DİŞLEMEK OLACAKTIR; ARTIK BETON NE KADAR YENİYORSA"
Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan ise şöyle konuştu:
"Onlar, tarımsal süreçleri herhangi bir kapitalist süreç olarak, parasal bir değer olarak görüyorlar ve bunun bir büyüme kalemi olduğunu düşünüyorlar. Bizim açımızdan ise bunun çok ötesinde bir anlama tekabül ediyor, o da tarımın özellikle bir sosyal mesele olmasından kaynaklanıyor. İnsanların kendini gerçekleştirmesinin bir yöntemi olmasından kaynaklanıyor. Her şeyden ötede, geçimlik bir niteliğe sahip olmasından kaynaklanıyor. Özellikle bakanlar, meselelere iktisatçı gibi bakıyor. 'Ne alınmış, ne satılmış, günün sonunda ne kadar para kazanılmış?' Türkiye gibi bir ülkede tarımdan bahsediyorsak, bunu anlamlandırmaya ve alternatif tarım politikaları oluşturmaya çalışıyorsa bir Tarım Bakanı'nın iktisatçı olmaması gerekir. İktisatçı, bütün hayata paranın gözünden bakar, kapitalist değerlerin gözünden bakar, ama toplumsal fayda gözünden bakmaz.
Son 20 yıl içinde Türkiye'deki tarımsal süreçler dikkate alındığında hem ÇKS'ye göre hem SGK'ya göre hem de TÜİK'e göre çiftçi sayısında olağanüstü bir azalma var. Türkiye gibi bir ülkeden bahsediliyorsa çiftçi sayısının giderek azalıyor olması, aslında bir alanın bir bütün olarak tasfiye olduğu anlamına gelir. İki tane Trakya'yı iktidar, yalnızca 20 yıl içerisinde tarımsal süreçlerden kopartmış. Bu iktidar, her yıl Konya Ovası'nı kaplayacak kadar memlekete beton dökmeyi bir kalkınma göstergesi olarak ele alıyor. Buradan bakıyorsanız bunun doğal sonucu, artık betonları dişlemek olacaktır; artık beton ne kadar yeniyorsa.
"ESAS OLAN KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ ÇİFTÇİYİ DESTEKLEMEK, BU SAYEDE ÜLKENİN KALKINMASINI SAĞLAMAKTIR"
Tarım Bakanlığı, ne yazık ki çiftçiyi destekleyen, kalkınmasını sağlayan bir şey olmaktan çıkmış. Mesela TİGEM gibi yerler arpalığa dönüşmüş. KİT'ler arpalıktı, o sebeple KİT'ler kapatılmıştı. Şimdi AKP, KİT'lerin arpalık olma halinin ruhuna rahmet okutacak kadar, bütün Tarım Bakanlığı'nı arpalık haline çevirmiş durumda.
İktidarın görüşü, 'Biz tarım tekellerini desteklersek tarımsal gayrisafi milli hasıla artar ve yoksul köylülük bundan kalkınır'. Bu yanlıştır. Bu, dünyada terk edilen bir politikadır. Sosyal refaha, adalete, hiçbir şeye hizmet etmez. Esas olan küçük ve orta ölçekli çiftçiyi desteklemek, bu sayede ülkenin kalkınmasını sağlamaktır. Küçük ölçekli çiftçilerin borçları kamu borcu sayılmalıdır. Binali Yıldırım'ın 2017 tarihindeki genelgesine tam olarak uyulmalıdır. Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2'si, destek olarak tarıma önceden verilmelidir. Küçük ve orta ölçekli çiftçilere elektrik ve su mutlaka ücretsiz olmalıdır. Gübreden, tarımsal ilaçlardan, mazottan KDV ve ÖTV kesinlikle kaldırılmalıdır. Küçük ölçekli çiftçilere ekim dikim yapılmayan araziler, kullanım amacıyla devredilmelidir. Sütte fiyat en az 10 lira seviyesine çıkartılmalıdır. Mutlaka kooperatifçilik kanunu çıkartılmalıdır."
Son Dakika › Güncel › Rıdvan Turan: Bu İktidar, Her Yıl Konya Ovası'nı Kaplayacak Kadar Memlekete Beton Dökmeyi Bir Kalkınma Göstergesi Olarak Ele Alıyor. - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?