Remzi Çayır'dan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'Kader' Tepkisi: "300 Metre Aşağıda Tedbir Almadan Ölmek Kader Değil. İslam'ın Böyle Bir Kader Tarifi Yok"

Milli Yol Partisi (MYP) Genel Başkanı Remzi Çayır, Bartın'ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden faciasına ilişkin; "'Kader' diyenlere acıyarak bakıyorum. ya itikatları veya İslami bilgileri yok. Kader şudur Sayın Cumhurbaşkanı; tedbiri almadan körü körüne kuyunun dibine düşmek kader değil. Kuyunun dibinde ölmek kader değil. 300 metre aşağıda, tedbir almadan, önlem almadan ölmek kader değil. İslam'ın böyle bir kader tarifi yok. Olup bitene hemen kılıf bulmakta mahirsin maşallah" dedi.

MYP Genel Başkanı Remzi Çayır, bugün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya, minibüs esnafı da katıldı.

"300 METRE AŞAĞIDA, TEDBİR ALMADAN, ÖNLEM ALMADAN ÖLMEK KADER DEĞİL"

Bartın'ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden faciası sonrası bölgeyi ziyaret ettiğini belirten Çayır, siyasilerinin şovu bittikten sonra ateşin düştüğü yeri yakacağını söyledi. Çayır, "Türkiye ne yazık ki üzülerek söylüyorum ders alan bir ülke değil. Aynı şeyleri yaşamaktan bıkmıyoruz. Soma'da yanıyoruz, Soma'da ölüyoruz. Dönüyoruz Şırnak'ta ölüyoruz. Dönüyoruz Zonguldak'ta ölüyoruz. Ama bir türlü 'bu işi nasıl alt ederiz' hiçbir iktidar düşünmüyor. Düşünün dünyanın en çok kömür üreten ülkesi Çin. Çin'in ölümleri bizim 10'da 1'imiz değil. Adamlar dünyanın en çok kömürünü üretiyor, ölen insan sayısı Türkiye'den 10 kat daha düşük. Almanya, bazılarının iddia ettiği gibi bütün kömürlerini falan kapatmış değiller. Hala kömür üreten, maden üreten bir ülke. Orada 20-25 senedir 3 ölüm olmuş… Öyle 41 tabutu annelerin çocukların önüne koymamışlar. Devlet, devletliğini yapmış. İktidarlar, siyasetçiler kendi ceplerini büyütmek yerine milletin işine bakmışlar. Onun için Türkiye'nin bu kafalardan sıyrılması gerekiyor. Onun için 'kader' diyenlere acıyarak bakıyorum. ya itikatları veya İslami bilgileri yok. Kader şudur Sayın Cumhurbaşkanı, beni dinle de her ne kadar imam hatipliysen de burada Taş Medrese'de az da olsa İslam'ı veya kitapları karıştırmış bir kardeşiniz var. Tedbiri almadan körü körüne kuyunun dibine düşmek kader değil. Kuyunun dibinde ölmek kader değil. 300 metre aşağıda, tedbir almadan, önlem almadan ölmek kader değil. İslam'ın böyle bir kader tarifi yok. Olup bitene hemen kılıf bulmakta mahirsin maşallah" dedi.

"MİLLETİN PARASIYLA SİYASET YAPMAYA SON"

İktidara ve muhalefete "Kendi paramızla siyaset yapalım, Hazine'den yardım almayalım" çağrısında bulunan Çayır, "Herkes kendi imkanlarıyla siyaset yapsın. Milletin parasıyla siyaset yapmaya son. Yeter. Neye göre yüzde 3 baraj koymuşlar yüzde 3 oy alan ona göre para alacak. Bir de garip olan bir şey söyleyeyim size menfaat birliğinde, çıkar birliğinde hiç birbirlerine bir şey söylemiyorlar. Bir tane parti çıkıyor mu, 'bu milletin parası haram bize, bu milletin parasıyla niye biz otobüs kiralayalım, milletin parasıyla niye siyaset yapıyorsunuz' diyen var mı? Hepsi aynı kaptan yiyor. Vallahi böyle. Ben Türk milletine söylüyorum eğer bu hal değişmezse ahval değişmez" diye konuştu.

"PARASI OLAN PARA KAZANIYOR. PARASI OLMAYAN DA ANASI AĞLIYOR"

Kur Korumalı Mevduat hesabı üzerinden iktidarı eleştiren Çayır, "Sayın Cumhurbaşkanı durmaksızın faize karşı olduğunu söylüyor… Bankalar millete kredi bile vermiyor. Ara ara Katar'dan para geliyor o da yetmiyor. Güney Kore'den borçlandık. Güney Kore'den Merkez Bankası 5 milyar dolar aldı. Var mı milletin haberi yok. Uyutuyorlar insanları. Bu kafayla parası olan para kazanıyor… Parası olmayan da anası ağlıyor. Sadece bu ay Kur Korumalı Mevduat için Hazine'den 9,9 milyar para çıktı. Şu ana kadar Nebati'nin uyguladığı, Cumhurbaşkanının 'benim ekonomi modelim' dediği Kur Korumalı Mevduat hesabının millete maliyeti 50 milyar. Duydunuz mu, 50 milyar. Nereden aldınız bu parayı, milletten. Milletin parasını zengine veriyorsunuz. Bu düzen böyle devam etmeli mi? Bence etmemeli" dedi.

"HASTANELERİN KALKMASINDAN DOLAYI ÇOK PERİŞANIZ"

Çayır, konuşmasının ardından sözü dolmuş ve minibüsçü esnafına bıraktı. Ankara Ulus-Seyranbağları Dolmuş Durağı Temsilcisi, "Bizim derdimiz çok büyük. Hem mazot sıkıntısından dolayı arabalarımıza yakıt alamıyoruz. Bir de işimiz yok. 113'tane araba. Biz hastanelerin kalkmasından dolayı çok perişanız" diyerek dert yandı.