FAHRETTİN ÖZTÜRK
Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, "Şunu bilmelisiniz; bu sistemin partileri ve siyaseti, üç kağıttır, dört kağıttır, hatta beş kağıttır. Bu sistemin içinde bulunan siyasi partilerde demokrasi yok, insanlık yok, vicdan yok. Bu siyasi partilerde de siyaset anlayışında da millet yok, milletin kendisi yok, milletin derdi yok" dedi.
Milli Yol Partisi İstanbul İl Başkanlığı 1. Olağan Kongresi, bugün Küçükçekmece'deki Cennet Kültür Merkezi'nde yapıldı. Kongreye, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır'ın yanı sıra Genel Başkan Yardımcıları Yunus Ekşi ve Necdet Topçu ile İYİ Parti, AKP ve bazı sivil toplum kuruluşlarının) temsilciler de katıldı.
Remzi Çayır, kongrede şunları söyledi:
"ADALETTE YERLERDE SÜRÜNÜYORUZ: Ekonominin içinde bulunduğu şu zor günleri anlatmak; hukukta, adalette yerlerde süründüğümüz, Angola'nın, Uganda'nın bile gerisine düştüğümüz bazı tabloları size açıklamak isterdim. Ama dedim ki 'Bırak bu şeyleri, bırak yürek konuşsun, hayat konuşsun, akıl konuşsun'. Onun için aklıma ne geldi biliyor musunuz? Yıl 1980. Hücredeyiz. Rahmetli Genel Başkan (Muhsin Yazıcıoğlu), C-5'te işkence görüyor. Yeni yakalanmış, daha yeni yakalanmış. Tam üç ay boyunca rahmetli Genel Başkan mahpushaneye gelemedi. Tutuklandı, gözaltına alındı, tam üç ay boyunca işkence gördü C-5'te. Bizim yanımıza gelemedi.
YENİDEN TOPLUMA BİR SES VERMEK İSTEDİK: Çok sevdiğimiz, yüreğimizi ve aşkımızı akıttığımız askerlerin, polislerin bize işkence etmesini bir türlü vicdanımıza, aklımıza yediremedik. Döndük, dedik ki 'Neden bize işkence ediyorlar. Neden bize bu muameleyi reva görüyorlar, sebep ne?' Vatansa vatan aşığıyız, bayraksa bizler birer bayrağız, istikbalse yaşlarımız 17, 18, 19. Biz, bu ülkenin geleceğiyiz. Neden ülkeye sevdalı insanlara işkence yapılır? Neden idam edilir arkadaşlarımız. Çok şeyler yaşadık. 13 yıl sonra dışarı çıkıp yeniden topluma bir ses vermek istedik o zaman. Kim öndeydi? Muhsin Yazıcıoğlu öndeydi. Neye karşı gelmişti? Sisteme karşı bir duruş göstermişti. 'Bu sistemden, bu düzenden insana hayır gelmez' diye ortaya çıkmış, biz de yanında yer almıştık.
BU SİSTEMİN İÇİNDE BULUNAN SİYASİ PARTİLERDE DEMOKRASİ YOK, VİCDAN YOK: Dediler ki '136 parti var, derdiniz ne, niye 137 yaptınız, deli misiniz divane misiniz?' Doğru dediler. Gerçekten de 136 tane parti var. 137'yi yapmak delilerin işi, akıllıların işi değil. Ama şunu bilmelisiniz, Türkiye'deki bütün siyasi partiler üç aşağı beş yukarı… Kimi biraz daha iyi insanlar var, kimi biraz daha kötü insanlar var. Şunu bilmelisiniz; bu sistemin partileri ve siyaseti, üç kağıttır, dört kağıttır, hatta beş kağıttır. Bu sistemin içinde bulunan siyasi partilerde demokrasi yok, insanlık yok, vicdan yok. Bu siyasi partilerde de siyaset anlayışında da millet yok, milletin kendisi yok, milletin derdi yok.
'İKTİDARI, GÜCÜ NASIL ELİMDE TUTARIM' DERDİNDE: Adam iktidar oluyor, iktidar olunca ertesi günü 'yeniden nasıl iktidarımı devam ettiririm'in derdine düşüyor. Milletin derdi yok, milletin geleceğiyle ilgili kaygı yok. Çözüm bile yok. Ne yapıyor? 'Acaba iktidarı, gücü elimde nasıl tutarım?' Sistem böyle. Hemen hemen Türkiye'deki cari siyaset böyle.
TÜRKİYE'DE SİYASETİ SADECE PARASI OLAN YAPAR: Açık söylüyorum; Türkiye'de siyaseti ne yazık ki doğru dürüst adam yapmıyor, parası olanlar yapıyor. Ağalık sistemi kurmuşlar. İsyan ediyorum, isyan. Bunların ağalık düzenine, modern ağalarına, hepsine isyan ediyorum. İyi iş yapmanız, akıllı olmanız, işinin ehli olmanız yetmiyor. 'Partili misiniz, değil misiniz? Sadakatiniz var mı, yok mu?' Kimse demiyor ki 'bu işi iyi yapar mısın, yapmaz mısın? Senin bağlılığın vatana mı, kişiye mi', kimse bunu sormuyor?
MÜLAKATLARDA İŞİ BİLEN DEĞİL SADAKAT GÖSTEREN SEÇİLİYOR: Çocuk 95 alıyor, mülakata çağırıyorlar. 95 alan çocuk iktidar yanlısı değil veya sosyal medyalarını araştırıyorlar eğer paylaşmamışsa, övmemişse hadi yallah. Kim onun yerine geliyor? Sadakat sisteminin gereği yapılıyor, işi bilen değil, sadakat gösteren seçiliyor. Buna da isyan ediyorum. Biz, bu ülkede bu üç kağıt sistemini yerle bir etmek için çıktık. Bir parti kurmadık. Bu üç kağıt, beş kağıt sistemi var ya… Fakir fukaranın, arkası olmayanın kimsesi yoksa eyvah eyvah. Bir de bir partili bulmazsanız, dayı bulmazsanız işiniz yürür mü? Bizim kuracağımız sistemin dayısı kim biliyor musunuz; adalet. Dayısı kim biliyor musun; devlet. Dayısı kim biliyor musun; işinin ehli."
Son Dakika › Güncel › Remzi Çayır: Bu Sistemin Siyaseti, Üç Kağıttır, Dört Kağıttır, Hatta Beş Kağıttır - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?