Rahman Kul Han'ın Yurd'unda 3 Gün!.. - Son Dakika
Güncel

Rahman Kul Han'ın Yurd'unda 3 Gün!..

Rahman Kul Han\'ın Yurd\'unda 3 Gün!..

Sovyet zulmünden kaçarak Türkiye'ye yerleşen ve VAN'da ölen son Kırgız Hanı Rahmankul Han, doğumunun 100. Yılında Bişkek'te düzenlenen etkinlikle anıldı..

13.11.2013 07:21

TORUNLARI, SON KIRGIZ HANI RAHMANKUL'UN VASİYETİNİ KIRGIZ GENÇLERİNE ULAŞTIRDI: KARTALLAR VURUŞURSA KARGALARA YEM OLUR

... Namazınızı kılın… Allah yolundan ayrılmayın. Birlik ve dirlik içinde kalın... Unutmayın, kartallar kapışanda kargalara yem olur... Türk gibi yaşayın ve Türklüğünüzü unutmayın…

SunumSovyet zulmünden kaçarak Türkiye'ye yerleşen ve VAN'da ölen son Kırgız Hanı Rahmankul Han, doğumunun 100. Yılında Bişkek'te düzenlenen bir dizi etkinlikle anıldı.. Rahmunkul Han'ın Türkiye'de yaşayan çocukları ve torunları, dedelerinin vasiyetini ve kültürel mirasını Kırgızistan Halkına ulaştırdı. Kutlamalara, Kırgızistan Hükümet yetkilileri ve Kırgız halkı da büyük ilgi gösterdi.

Han'lar, Orta Asya Türk boylarının asil, korkusuz ve güçlü liderleriydi. Onlar başkaları tarafından yönetilemez, emir verilemez, esir edilemezdi.Asaletleri, Han atalarından gelirdi. Amma makamlarını, han ataları vermezdi. Han soyundan gelse bile, Han olabilmek için milletin ve uluların rızasını almak şarttı. Cabbarkul Han'ın oğlu Rahmankul Han, Pamir dağlarının yüksek düzlüklerinde yaşayan ve hayvancılıkla geçinen Kırgızlar'ın efsanevi lideriydi. 1913'te doğmuş, 1942'de babasının ölümünden sonra Han olmuştu. Asya'nın Türk boyları, tarihin o döneminde Sovyetler Birliği'nin ördüğü demir bir kafesle abluka altına alınmış, özgürlükleri, dağların yüksek yaylalarında koyun gütmek ve at sürmekle sınırlandırılmak istenmişti. Ruslar, özgürlüğüne düşkün Türk Boylarından (özelikle Kırgızlardan) çekiyor, Hanların halkı kışkırtıp, Sovyetler Birliği ve komünist rejime karşı bir isyan hareketi başlatmasından korkuyordu. Bu yüzden KGB ajanları, Türk hanları ve akrabalarını sürekli kontrol altında tutuyor, izliyor, evlerine ve obalarına baskınlar düzenliyor, zulmediyor, acımasızca öldürüyor, cesetleri toplu mezarlara gömüp ölümleri de gizliyordu. (Ünlü Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov'un babası ve çok sayıda akrabası da bu baskılar sonucu öldürülmüş ve cesetleri kuyulara doldurulmuştu.)Ala Dağlar'ın kurdu kadar özgür olan bu insanlar için esaret ve baskı ölüm demekti. Öyleyse, ya ölecekler, ya özgür olacaklardı. Kırgız Hanı Cabbarkul Han'a da komünistler çok zulmetmişti. Öldükten sonra yerine geçen oğlu Rahmankul için de durum değişmedi. Karşı koymalar, çatışmalar, Rahmankul'un tutuklanıp işkence odalarına düşmesiyle devam etti. Zindanda son isteğini sorup "Mermi ile mi ölmek istersin, zehirle mi?" dediklerinde "Zehir"i tercih etti. Çünkü Pamir yaylalarında her zehirin panzehiri vardı ve Kırgızlar şifa veren otları çok iyi biliyordu. KGB ajanları, ölür diye bıraktığında o otlarla şifa bulmuş, canını kurtarmıştı. Ancak zehir, bünyesinde onarılmaz derin izler bırakacaktı. Rahmunkul, han babası gibi cabbar, yürekli ve savaşçı bir gençti. Ama aynı zamanda yüksek bir iman, vicdan ve merhamet sahibiydi. Medrese eğitimi almamasına rağmen, Kur'an-ı hatmetmiş, Arapça, Farsça ve Latin dilleri öğrenmişti. Düşmanlarına korku salan Rahmankulhan, dostları için bir ilim, itimat ve huzur kapısıydı. Rahmetli Başbakan Adnan Menderes'in yardımlarıyla Hac vazifesini de yaptığında, artık seyr-i süluku zirveye ulaşmış "Ulu"lar mertebesine yükselmişti.Sovyetlerle mücadelesi, ünü dünyayı saran bir "Kahramanlık Destanı"na dönüşmüştü. Bir gün Pamir dağlarının 4.700 metre yukarısındaki obasına, uzun boylu, 22 yaşında, gözü pek bir bilim adamı geldi: "Ben Özbek'im. Amerika'da üniversite eğitimimi bitirdim. Halkınızı ve büyük mücadelenizi doktora tezim olarak seçtim. Burada uzunca bir süre kalıp Kırgız gibi yaşamak ve sizleri daha yakından tanımak istiyorum" dedi. Rahmankul Han, hiç bir bir misafiri geri çevirmezdi. O genci de bağrına bastı.Özbek asıllı Nazif Şahrani tam 2 yıl Pamir yaylalarında, Kırgızlarla birlikte yaşadı. Bir çaydanlık sıcak suyla 15 günde bir yıkanabildiği buzlarla kaplı bir dağda, Rahmankul'dan ilim, insanlık, ve tefekkür öğrenmişti. 2 yıl boyunca, koyun güttü, at sağdı, kımız yaptı. Doktora tazini tamamlayıp da Amerika'ya döndüğünde, Rahmankul'un hikayesi uluslararası bir boyut kazanmıştı. O Özbek genci, Rahmankul'u ve çocuklarını hiç unutmadı. Daha sonra İndiana Üniversitesi'nin profesörleri arasına katılan bu cesur Özbek genci, Rahmankul'un Bişkek'te düzenlenen "100. Yıl Anma Etkinliği" ne de koşarak geldi. Gençliğinde kendisine kucak açan bu insanlık timsali Han'ın çilekeş çocuklarını yalnız bırakmadı.Prof. Nazif Şahrani'nin doktora çalışması, Amerika'da bilim çevrelerini aşıp medyanın da ilgisini çekti. National Geographic, uzak diyarlardaki insanlık dramlarını ve ilginç konuları sayfalarına taşıyor, bu sayede büyük sükse yapıyordu. Ünlü derginin fotoğrafçıları ve muhabirleri Pamir Yaylası'na ulaşmakta da geç kalmadı.1972 yılının Nisan sayısında, National Geographic dergisinin kapağında, bir Kırgız çocuğunun fotoğrafı vardı. Bu çocuk Rahmankul Han'ın oğlu Musaddık'tı. O sayı, özellikle Rusya ve İslam coğrafyasında büyük ilgi gördü. Rahmankul Han'ın, Pamir dağlarına sıkışıp kalan hayatı, sürgündeki Kırgızların acıklı hikayesi ve bu mazlumların kültürel zenginliğe tüm dünyanın büyük ilgisini çekmişti.İşte bu haber yıllarca Sovyet baskısından bunalan ve karlı yaylalardan çıkamaz hale gelen Rahmankul ve obası için bir umut ışığı oldu. Amerikalılar "Bizim ülkemize göçün. Sizi vatandaşlığa kabul edelim" dese de, Kırgızlara gösterilen yer, Pamir'in buzla kaplı dağlarından farksızdı. Alaska hükümeti, Kırgızları kabul etmeye hazır olduğunu duyurdu. Ancak, Rahmankul Han, bu teklifi hiç düşünmeden reddetti. Çünkü, İslam coğrafyası dışında bir yere gitmeyi asla düşünmemişti ve halkının İslam'a uygun şekilde yaşayabileceği yeni bir vatan istiyordu.İşte o anda hayalleri gerçeğe dönüştüren haber geldi. Türkiye, bu uzak diyarlardaki mülteci kardeşlerini bağrına basmaya hazır olduğunu bildiriyordu. Dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren, Rahmankul ve obasındaki tüm Kırgızları Türkiye'ye davet etti.Bu davet kısa sürede karşılık buldu. Önce Pakistan'a gelen Kırgızlar, daha sonra bir Türk uçağı ile hayatlarını sürdürecekleri VAN'a getirildi. Artık yeni vatanları Türkiye, yeni köyleri Ulupamir'di.Kırgızlar, hanları Rahmankul'la beraber Van'a geldiklerinde 1500 kişilik bir topluluktu. Çoğalmak ve, buraya kök salıp, kendilerine yeni bir hayat kurmak istiyorlardı. Öyle de oldu.Burada, koyun güdüp at sağarak yaşamak yetmeyecekti. Ak sakallılar, daha mutlu ve huzurlu bir gelecek için gençleri okutmak gerektiğini biliyordu.Okuttular da.Pamir yaylasından gelen Kırgız çocuklarının kimi doktor oldu, kimi mühendis, kimi turizmci, kimi de devlet memuru. Hicretlerinin 8'inci yılında, 1990 yılının bir kara gününde Rahmankul Han, rahmet-i Rahman'a kavuştu.Henüz 77 yaşındaydı.Bu yaşta bir ölüm, bir Kırgız' için "Çok erken" sayılırdı. Elbette, bu erken vedanın tek sebebi, KGB'nin işkence zindanlarında yaptığı zulüm ve içirilen o zehirdi. Yoksa, çekilen çileler, geçilen çetin yolar, karlı dağlar, yaşanan onca acı bile, bir Kırgız'ı bu kadar erken bitiremezdi.Okuyan genç nesil, bir gün bile unutmadıkları dedeleri ve Hanları Rahmankul'u, doğumunu 100'üncü yılında, muhteşem bir programla andı. Bunu için Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te toplanan Ulupamirliler ve Rahmunkul'un kadim dostları, 3 gün süren görkemli törenler, sergiler ve kutlamalarla, dedelerinin muhteşem geçmişini- genç Kırgızlara anlattı... Kırgız halkının "SON HAN"ı Rahmankul Han'ın vasiyetini genç nesillere ulaştırdılar?"... Namazınızı kılın… Allah yolundan ayrılmayın. Birlik ve dirlik içinde kalın... Unutmayın, kartallar kapışanda kargalara yem olur... Türk gibi yaşayın ve Türklüğünüzü unutmayın…"

Rahmankul Han için, Bişkek Kültür Merkezi'nde düzenlenen sergiyi, Kırgızistan Kültür Bakanı ve devlet yetkileri açtı.PROF. NAZİF ŞAHRANİRahmankul Han'la pamir yaylalarında 2 yıl yaşadı ve doktora tezini yazdı. Halen İndiana Üniversitesi'nde.."SON HAN"A MUHTEŞEM ANMARahmankul Han için Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te bir dizi etkinlik düzenlendi. Bişkek Kültür Merkezi'ndeki "Rahmankul Han Sergisi"nde, son Kırgız Hanı ile ilgili eşyalar ve dokümanlar sunuldu..|

41 yıl SONRA O FOTOĞRAF 1972'DE AFGANİSTAN'DAKİ PAMİR YAYLASINDA ÇEKİLMİŞTİKapaktaki çocuğu Bişkek'te buldumNational Geographic'in 1972 yılında yayınlanan Nisan sayısı, Pamir yaylarında yaşayan Kırgızlara geniş yer ayırmıştı. Derginin kapağındaki fotoğraf da hafızalara kazınacak kadar güzel ve etkileyiciydi.1972'de, Türkiye dışındaki Türkler pek bilinmez, bu konuda bırakın yabancı basını, Türk basınında bile pek haber çıkmazdı. Sovyetler Birliği, buradaki Türk toplulukları ile ilgili haber yapılmasına izin vermez, aramızdaki Demir Perdeyi aralamazdı. Dünyaca ünlü bir dergi, Pamir yaylalarında yaşayan Kırgızları kapak yapıp neredeyse sayfalarının yarısını bu röportaja ayırmıştı. İşte bu yayın, ben ve benim gibi milliyetçileri çok sevindirmişti. O zamanlar lise öğrencisiydim ve bu dergiye bir şekilde sahip olmuştum. Derginin kapağındaki kürklü ve tombul çocuğu ise çok sevmiştim. Üstelik o çocuk tıpkı benim çocukluğuma benziyordu. Sanki bir akrabama, bir yakınıma, hatta bir kardeşime kavuşmuşum gibi sevinmiş ve o dergiyi gözüm gibi saklamıştım. Kırgızistan'da, Rahmankul Han için açılan sergiyi gezerken, o dergi kapağını vitrinde gördüm. Çok heyecanlandım. Altındaki açıklama Rusça olduğu için anlayamadım. Biraz ötede Rahmankul Han'ın oğlu Musaddık duruyordu. Kolundan tutup derginin olduğu vitrine doğru çekiştirdim: "Bu dergi bende de var. Yıllardır saklarım. Buraya niçin kondu?" diye sorunca gülümsedi: "O kapaktaki çocuk benim" dedi.. "Pamir yaylasında çektiler bu fotoğrafı. O zamanlar 3 yaşındaydım..."O kadar mutlu oldum ki, yıllarca kaybolan kardeşimi yeniden bulmuş gibi sarıldım Musaddık'a.Hala çok mutluyum.

Yarın: DUA İLE ZENGİNLEŞEN KIRGIZ SOFRALARI

Kaynak: TürkiyeGazetesi.com.tr

Son Dakika Güncel Rahman Kul Han'ın Yurd'unda 3 Gün!.. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement