Uzmanlar, kapalı rahim alma ameliyatının özellikle obez hastalarda enfeksiyon riskini azalttığını belirtti.
Birçok kadın rahim alma ameliyatı olarak adlandırılan operasyonu ağrı, büyük bir yara izi ve uzun iyileşme süresi nedeniyle erteliyor. Özellikle de obezite sorun olan kadınlar, büyük izlerden, uzun süre yatağa bağlı kalmaktan kaçınıyor.
Rahmin alınması ihtiyaç olan hastalar için "total laparoskopik histerektomi" olarak adlandırılan 'kapalı rahim alma ameliyatı'nın artık Türkiye'de de yapıldığını belirten Acıbadem Ankara Hastanesi'nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Rana Karayalçın, "Yeni gelişen kapalı rahim alma ameliyatlarında göbek deliğindeki küçük kesiden giriyoruz. Buradan karına yerleştirdiğimiz optik aletle karın içi organları görerek, ince cerrahi aletler yardımı ile yumurtalıklar ve rahmi çıkarabiliyoruz" dedi.
Bu tekniklerin geliştirilmesinin başlıca dört amacı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Karayalçın, bunlardan ilkinin hastanın iyileşme sürecini kısaltmak olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Diğer amaçlar cerrahi sırasında olabilecek sorunları azaltmak, ağrıyı azaltmak, yara izini en aza indirmek. Kapalı rahim alma ameliyatlarını seçen hastalar daha hızla evlerine dönebiliyor. Klasik cerrahide tam iyileşme süresi yaklaşık iki ayı bulabiliyor."
Kapalı rahim alma ameliyatının avantajlarından bahseden Doç. Dr. Karayalçın, bu ameliyatların hastanede kalış süresini azalttığını ifade ederek, "Bu ameliyatlar özellikle de operasyona bağlı ağrı ve komplikasyonları azaltarak kadın sağlığında büyük ilerleme sağlıyor. Kapalı rahim alma ameliyatlarında hasta aynı gün evine dönebiliyor. Birçok hastada operasyon bir saat kadar sürüyor ve kan kaybı çok az oluyor. Ameliyat sonrası ağrı çok az hissedildiği için geleneksel cerrahide kullanılan ağrı kesicilere gerek kalmıyor" şeklinde konuştu.
Bu operasyonların hasta üzerinde önemli faydalarından birisinin kozmetik sonuçlardaki farklılıklar olduğunu kaydeden Doç. Dr. Karayalçın, "Klasik cerrahide 10-12 santimetrelik genel olarak yatay yapılan büyük bir kesinin iyileşmesi sonrasında kalıcı operasyon iziyle sonuçlanıyor ancak laparoskopik cerrahide göbek deliği içinde ameliyat sonrası fark edilemeyen bir santimetrelik kesi ve genellikle kasıklarda iki adet çok küçük kesi ile operasyon tamamlanıyor.
Karında kalıcı yara izi oluşmuyor. Ameliyat sonrası hastanın hızlı fiziksel iyileşmesinin yanında duygusal destek de sağlanıyor" diye konuştu.
Türkiye'de en sık yapılan jinekolojik operasyon rahim alma ameliyatı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Karayalçın, bu ameliyatların yalnız yüzde 1-2'sinin kapalı yöntemlerle yapıldığını bildirerek, "Genel cerrahide en sık yapılan ameliyatların arasında safra kesesi operasyonları geliyor. Geçmişte safra kesesinin kapalı yöntemle alınması amacıyla yapılan operasyonlar, üç yıl gibi kısa bir sürede pratiğe yerleşti ve üç yılda bu ameliyatların yüzde 90'ı kapalı yöntemle yapılır oldu. Kadın doğum alanına baktığımızda ise, kapalı devre rahim alma ameliyatlarının henüz yüzde 1-2'lerde kaldığını görüyoruz" dedi.
Ciddi kalp-damar sistemi ve akciğer hastalığı olmayan hastalarda ileri yaşta olsalar dahi kapalı rahim alma ameliyatının güvenle yapılabildiğini dile getiren Doç. Dr. Karayalçın, açık cerrahiye ihtiyaç duyulan hasta oranının çok düşük olduğunu söyleyerek, "Kapalı rahim alma ameliyatı özellikle obez hastalarda enfeksiyon riskini azaltıyor. Birçok obez hasta açık cerrahi ile birlikte olan büyük kesinin yaratacağı problemler nedeniyle cerrahi kararını erteliyor. Bu hastalarda kapalı rahim alma ameliyatı çok önemli bir alternatiftir. Aynı seansta idrar kaçırma operasyonları da kapalı olarak yapılabiliyor" şeklinde konuştu. - ANKARA
Son Dakika › Güncel › 'Rahim Alma Operasyonu'nda Yeni Yöntem - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?