Rabia Katliamının 100. Günü

HÜSEYİN EL-KABBANİ - Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı gösterilerin merkezindeki Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarına yönelik kanlı müdahalesinin 100. gününde aileler, açılan ateş sırasında hayatını kaybeden yakınlarını mezarları başında anıyor.

Darbe karşıtları "Asrın katliamı" adı altında yapılacak protestolar için Mısır genelinde sokaklara dökülürken, hayatını kaybedenlerin mezar taşlarındaki yazılar da yaşanan vahşete tanıklık ediyor.

Meydana yönelik müdahalede keskin nişancı ateşiyle vurularak hayatını kaybeden gazeteci Habibe Ahmed Abdulaziz'in ailesi, insanların "soğukkanlı bir şekilde katledildiği" olayın hafızalardan silinmemesi için kızlarının mezar taşına, ölüm yeri olarak "Rabiatul Adeviyye" adını yazmayı uygun gördüklerini belirtti.

Habibe'nin babası Abdulaziz, kızının "şehit olduğunu" belirterek mezar taşına bunu vurgulamak amacıyla Ali İmran Suresi'nde "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah'ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar" mealindeki 169. ayetini yazdırdığını ifade etti.

Baba Abdulaziz, kızının Adeviyye meydanında işlenen suçları belgelemek için orada bulunduğu sırada keskin nişancı kurşununa hedef olduğunu hatırlatarak, "Kızımda meydana gitmek için aşırı bir istek vardı. Orada yaşananları dünyaya duyurmak istiyordu ve bunu canı pahasına da olsa gerçekleştirdi" ifadesini kullandı.

Abdulaziz, kızının mezarı başında darbe karşıtlarının sembolü haline gelen "Rabia" işareti yaparak, "Kızım her zaman özgürlükten yana tavır almış, insanlığa karşı işlenen suçların karşısında durmuştu. Ne kızımın talepleri ne de Mısır halkının sıkı sıkıya bağlı olduğu ilkeleri için her gün düzenlediği gösteriler sona erecek" diye konuştu.

Rabia Meydanı'na yönelik saldırıda hayatını kaybeden eşi İbrahim Abdunnebi'yi mezarı başında anan Ümmü Ahmed de "Şehit olduğu ana kadar eşimin yanındaydım. Yaşananları asla unutmayacağız. Eşimin uğruna canını feda ettiği hedeflerden geri adım atmayacağız" şeklinde konuştu.

Ümmü Ahmed, "İnanıyorum ki eşim Allah katında şehit mertebesinde ve hala yaşıyor" ifadeleriyle duygularını dile getirdi.

Direnişin sembol ismi haline gelen Esma el-Biltaci'nin annesi Sina Abdulcevvad ise aile kabristanları olmadığı için kızını Kahire'nin doğusundaki Nasr kentinde bulunan bir mezarlığa defnettiklerini söyledi.

Esma'yı 2 haftada bir ziyaret ettiğini belirten Abdulcevvad, "Kızımın Rabbimiz katında yaşadığına inanıyorum. O ölmeyecek. Failleri cezalarını çekene, özgürlük ve demokrasi inşa edilene kadar mezarında rahat uyumayacak" dedi.

Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda seslendirdiği "Bu devrim mi yoksa darbe mi" marşıyla tanınan ve kanlı müdahaleden birkaç gün sonra Ramses Olayları sırasında öldürülen Muhammed Hüseyin Beyumi'nin eşi İman Mahmud Atiyye de her hafta eşinin "şehit" yazılı mezarının başına gelerek onunla geçirdiği günleri yadettiğini, vatanına duyduğu derin sevgiyi hatırladığını ifade etti.

Atiyye, "İnsanlar marşlarıyla onu yaşatıyor, sesini kısamayacaklar" diye konuştu.

Rabiatul Adeviyye Meydanı'na güvenlik güçlerinin müdahalesi sırasında öldürülen Muhammed Sadık'ın oğlu Mahmud Muhammed Sadık, babasının, vücuduna isabet eden 6 kurşunla hayatını kaybettiğini belirtti. Her cuma namazından önce babasının "Şehit" ve "Tarih onu unutmayacak" ifadelerinin yazılı olduğunu mezarını ziyaret ettiğini ve söyleyen Mahmud, babasının uğruna canını verdiği davaya yürekten inandığını dile getirdi.

Mısır'da 3 Temmuz'da ordunun yönetime müdahalesiyle başlayan darbe karşıtı gösterilerde ülke genelinde yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, darbe karşıtı gösterilere sahne olan Rabiatul Adeviyye Meydanı'nın, güvenlik güçleri  ve ordunun işbirliğiyle kanlı bir şekilde boşaltılmasının ardından ortaya çıkan katliam görüntüleri tüm dünyada şok etkisi uyandırmıştı. Mısır'da darbe karşıtlarının "Asrın katliamı" olarak nitelendirdiği bu müdahalede aralarında gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve sporcuların da bulunduğu yüzlerce kişi hayatını kaybetmişti. - Kahire